Kıbrıs’ta bir gece
Hafta sonu bir geceliğine Kıbrıs’a gittim.
Bu sefer bir değişiklik yapıp Girne dışına çıktım. Nuh’un Gemisi isimli otelde kaldım.
Hâlâ dolu Kıbrıs...
Güneşli de.
Haliyle gündüzü güzelleştiren Kıbrıs güneşi geceyi güzelleştiren de otelde sahneye çıkan Ebru Yaşar oldu.
Pek huyum olmayan bir şey yaptım bu kez...
Sahne öncesi kulise daldım.
Ebru Yaşar’ın ilk cümlesi “şükür kavuşturana” oldu.
Aynı cümlelerle karşılık verdim.
Çünkü fırsat buldukça Ebru Yaşar’ı dinlemeye giderim...
Fırsat bulamadığımdaysa Spotify’a başvururum.
Bunun adı hayranlıksa evet hayranlık.
Neyse, uzun bir sohbet yaptı.
Çok iyi bir yorumcu aynı zamanda çok iyi bir sahne ismi o.
Bunu Kıbrıs’ta bir kez daha anladım.
Mesela bazı özellikleri var ki tartışmaya açarsan ‘lal’ olursun...
◊ Sahne için seçtiği kıyafetler...
◊ İşlerini yaparken dünyanın en mutlu insanlarına dönüşen orkestrasıyla uyumu...
◊ Repertuvarı... (Ne kadar kolay bir iş gözükse de hiç öyle değildir...)
◊ Ve onu dinlemeye gelenlerin üzerindeki hakimiyeti...
Zaten artık tartışmayalım böyle şeyleri. Çünkü şarkı söylemek başka ‘yıldız’ olmak çok başka bir hikâye.
Bana göre Ebru bir süredir şarkılarıyla ‘her masada.’
Başlayan ilişkilerde, ilk tartışmalarda, ayrılıklarda.
Yani olması gereken her yerde...
Öyle anlaşılıyor ki öyle de olmaya devam edecek...
Hahahah! En iyi çıkış yapan astrolog mu?
Kocaeli ve Sakarya illerinin ‘En’leri ödül töreni yapılmış. Biz alışmıştık en iyi çene botoksu yapan, en iyi saç ekimi yapan gibi saçma ödül kategorilerine fakat...
Bunu da duymamıştım be kardeşim.
◊ Demek ki saçmalık dediğin şey çıtayı her an yükseltebileceğin bir şeymiş.
◊ Demek ki insanların zekasıyla dalga geçmenin bir sonu yokmuş.
‘En İyi Çıkış Yapan Astrolog’ ödülü nedir yahu!
Allah aşkına, biri açıklasın nedir en iyi çıkış yapan astrolog?
Nasıl karar verilmiş mesela?
Hayır ben gerçekten anlayamıyorum, bir astrolog nasıl çıkış yapabilir?
Seçilen hanımefendinin rakipleri kimlerdi acaba?
‘En çok tahmini tutanlar arasından falan mı seçildi?’
O ödül töreninde sunuculuk yapsam, anons edeceğim sırada böyle bir kategoriyi görsem, ağız dolusu bir kahkaha patlatırdım...
Ortada ne ödül töreni kalırdı ne kategorisi.
Hani az yiyen çok yaşıyordu?
New York Post’ta en çok okunan haberler arasında gördüm. Diyor ki “aralıklı oruç sizi erkenden mezara gönderebilir.”
Araştırma, Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nin dergisinde yayımlanmış. Kahvaltıyı atlarsan kalp hastalığından ölme riskinin fazla olduğu, öğle veya akşam yemeğini atlarsan tüm nedenlerden ölüm riskinin fazla olduğu iddia ediliyor.
Ne yapalım yani şimdi, haldır huldur yemek mi yiyelim?
Bu kaçıncı ayrıca yetti.
Hatırlayın, “yumurta yemeyin” dendi bir dönem sonra ana besin oldu yumurta.
Atkins diyeti diye bir şey atıldı ortaya. ‘Karbonhidrat yemeyin, yulafmış ananasmış sakın ha’ dendi.
E yulafı baş tacı yaptık sonra.
Paleo diyeti dediler. Taş devri diyeti yani. Tahılı hayatımızdan çıkarıyoruz diye uyardılar. Somon balığına da zinhar yasak dediler. ‘Can’ oldu sonra somon.
Bir dönem kahveyi hayatınızdan tamamen çıkarın sözlerine inandırdılar herkesi. Birileri bizimle alay ediyor çok eminim.
Siz uzak durun böyle popüler diyetlerden. Tek yönlü beslenme vaat ediliyorsa, kısa süreli hedefleri varsa, size bir modayı empoze ediyorsa koşarak uzaklaşın. Modaya ayak uydurmak, söz konusu sağlıksa hiç iyi bir şey değil!
