Paylaş
* Bodrum’a gelen Kate Moss fiyatları görünce şaşırmış.
* 195 liralık bir lahmacun fiyatına ‘pes’ demiş.
* Yardımcısına akşam gideceği restoranların menü fiyatlarını çıkarttırmış.
* Fakat haberin başlığı şöyle: ‘Kate Moss Bodrum Türkbükü’ndeki bir detoks merkezinde kampa girdi’
* Başlık zaten haberi yalanlıyor çünkü bahsi geçen detoks kamplarında dışarıya çıkılmıyor.
* Öyle et-kebap falan yenmiyor.
Lahmacun hiç yok zaten.
* Kampta kaldığınız süre boyunca tesis içindeki menüden yemeklerinizi yiyorsunuz.
Yani Kate Moss lahmacun fiyatını görüp gözlerini fal taşı gibi açmadı.
* Yardımcısından da gideceği restoranların menü fiyatlarını öğrenmesini istemedi.
Ha dışarı çıksa şaşırır mı diye sorarsanız...
Bence umurunda bile olmaz.
En ‘kral’ yemeğe verir 30-40 dolarını, geçer...
‘Başarı’ ne ara bu duruma geldi
* Başarı nasıl oldu da sinirlendiren bir durum haline geldi...
* Başarı ne ara alkışlanmaz oldu?
* Ne ara başarılı insanın paçasını çekme dernekleri kurduk biz?
Mesela gençlere destek olunmalı diyoruz...
* ‘O beceriksiz ayrıca çok açık giyiniyor’ diyorlar.
* ‘Daha 2 fırın ekmek 4 fırın İzmir boyozu yemesi lazım’ diyorlar.
* ‘O ödülü herkese veriyorlar, uyduruk o’ diyorlar. Hayır şimdi ‘ben kudurun’ desem ağır kaçacak, ‘oh olsun kıskançlığınız hiç geçmesin beyefendiler hanımefendiler’ desem çok kibar olacak...
Bırakın kıskançlığı da ‘alkışlamayı’ öğrenin lütfen.
Hani yollar yapılıyordu?
Hafta sonu Bodrum’daydım...
Bodrum deneyimlerimi daha sonra anlatacağım...
Şimdi kısaca Yalıkavak’ın yollarından bahsetmek istiyorum.
Arabanızla Yalıkavak içinde turlayınca içinizden ve kısa süre sonra dilinizden şu sözcükler dökülüyor...
E pes... Hadi canım...
Bu kadar da olmaz...
* Taş düşüreceğim dur...
* Bu neymiş ya...
Şaka değil.
Vallahi de billahi de böyle.
Her taraf çukur, her köşe toz toprak, yollar kırılmış öylece bırakılmış.
Sezon başlıyor sezon...
Sizce gelen yerli yabancı turistler geceliğine 1500-2000 bin euro ödedikleri otellerde kalırken, o lüks restoranlara giderken çatlak, kırık, bozuk yolları görünce ‘aa olur canım böyle şeyler’ mi diyecekler?
Asla demezler!
Ah güzel Bodrum’um ah!
Çaktırmadan aldatmak
Safiye Soyman “Hayatımdaki kişi bana hissettirmiyorsa aldatabilir. Her erkek yapıyor zaten” demiş.
Gerçekten de bu durumu kabul eden bir kitle var.
Diyorlar ki...
* Erkektir, yapabilir...
* Ben görmeyeyim de ne yapıyorsa yapsın...
* Ayrılsam ne olacak sanki aldatmayanı mı var?
Yani başka kadın var, umursamıyor.
Eşi başkasıyla vakit geçiriyor, kadın ‘ben yuvamı başkaları için yıkmam’ diyor.
Kendisini hiç düşünmüyor.
Kendisi hiç umurunda değil.
Bu anlayışı benimsemeyin...
Hissettirmeden, çaktırmadan aldatmak diye bir olayı kabullenmeyin.
Baktınız ki kabullenme aşamasına yakınsınız.
Hemen sizi bu düşüncelerinizden vazgeçtirecek birinin yanına koşun.
İlahi başkan
“Lahmacunun 200 TL olmasının mutlaka bir nedeni vardır. Hem ürün hem de sunumunda bir hizmet kalitesi var” demiş Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Ömer Faruk Dengiz...
Başkan bey, başkan bey!
Ben ki, çoğu hizmetin fiyatlarına asla laf etmeyen, günümüzde lüksün bedeli var diye düşünen biriyim. Fakat lüks ile lahmacunu yan yana kullanmak garip değil mi...
‘Lahmacunun 200 lira olmasının haklı nedenleri var’ demişsiniz ya Başkan Bey?
Ne olabilir mesela o nedenler? İçine kilolarca et mi koyuyorlar?
Nusret hareketiyle altın mı serpiştiriyorlar?
Dışı platin mi kaplı mesela?
15’dir hadi 20’dir lahmacunun fiyatı... Bazı yerlerde 50’dir 60’dır.
Böyle olmasının da gerçekten bir nedeni vardır evet. Ama 200 TL olmasının bir nedeni yoktur sayın başkan.
Yeni konser izleme şekli mi bu?
Son zamanlarda sahneye tuttuklarını fırlatan bir kesim var. Sefo’ya, Uzi’ye rap’çilerin çoğuna yapıyorlar.
İrem Derici’ye yapıyorlar. Hafta sonu da Simge’ye yaptılar. Bazıları bırakın su, çakmak atmayı kendilerini atıyor sahneye. Bir bakmışsınız adam ‘hooop’ sahnede. Fakat o tiplere ağızlarının payını hafta sonu Simge Sağın vermiş.
“Şişe attınız yüzüme gelebilirdi, bir daha olursa inerim sahneden” dedi. Genellikle alışveriş merkezi ve halk konserlerinde yaşanan bu olayı normal karşılayan sanatçılarımız var.
Öyle konserlerde sizler, yani sahnedekiler misafirsiniz.
Siz misafirliğe gittiğiniz bir evde su şişesi atılarak karşılansanız gülecek misiniz? Tepki göstermeyecek misiniz?
Yapmayın etmeyin...
Bu işlere gülüp geçmeyin.
Bu düpedüz şiddet.
Bunu normalleştirmeyin.
Dedikodu ve kilo...
Çağla Şıkel’e “nasıl fit kalıyorsunuz” diye sormuşlar. Ona her zaman sorulan bir soru bu... O da “dedikodudan uzak duruyorum” demiş.
Şahane cevap!
Dedikodu kilo aldırır mı diye soruyor şimdi arkadaşlarım.
Aldırır!
Çünkü dedikodu masasına oturduğunuz zaman...
* Kurabiye yersiniz...
* Börek götürürsünüz...
* Kısır muhakkak...
* Gecenin köründe pizza siparişi verdirtir...
* Mutfağa götürüp makarna yaptırtır...
Yani dedikodudan uzak durunca kilo da almıyorsunuz ve fit kalıyorsunuz.
Kesin bilgi.
Paylaş