İyi ki var keşke sadece işini yapsa...

Yıldız Tilbe onlardan biri...
Kabul, olmasaydı Türk müziğinde koca bir boşluk olurdu...
Hafta sonu, “Saldırgan köpeklere bölge halkı zehirli et versin, hepsi gebersin” diye bir mesaj paylaştı.
Sonrasında...
∆ Jet hızıyla açıklamalar...
∆ Özürler...
∆ Kendini affettirmek için şirin kedi fotoğrafı paylaşmalar...
Ama hiçbiri işe yaramadı.
Her tweet’inde biraz daha battı Yıldız Tilbe.
Zaten ‘zehirli et verin’ gibi bir cümlenin nasıl özrü olabilir?
‘Gebersin’ demenin nasıl bir açıklaması olabilir ki?
Pandemi başlarında da...
∆ Aşı olmayacağım...
∆ PCR testine karşıyım...
∆ Maske takmam
çıkışları olmuştu.
İşte o yüzden sadece işini yapmalı bazı isimler.
Şarkı söylemeli, söz yazıp beste yapmalı.
Örnek alınası bir skandaldır Yıldız Tilbe’nin yaptığı.
Bundan sonra bu tarz açıklamalar yapmayı düşünenlerin aklına ilk ‘o’ gelmelidir.

Çok da şey yapma

“O öyle biri ya...” ile başlayan cümleler tehlikelidir.
Kulak asılmaması gereken, teslim olunmaması gereken bir kalıptır bu.
∆ O öyle biri, çok ciddiye alma...
∆ O öyle zaten, konuşsun boş ver...
∆ O öyledir, arada kalp kırar, sert konuşur sen aldırma...
Pardon?
Kabullenmek zorunda mıyız yani biz bu tipleri.
Mesela Yıldız
Tilbe için, “Yıldız öyle biri, bilmiyor musun sanki. Yazar, konuşur sen aldırma” mı diyeceğiz?
Demeyin!
O öyle biriyse ben de böyleyim...
∆ İstemiyorum...
∆ Sevmiyorum...
∆ Konuşmuyorum...
∆ Selam dahi vermiyorum...
Evet böylelerine benim yaptığım tam da bu...

İstiyorlar ki Ozan Gülşen’i boşasın

∆ Ozan Çolakoğlu, Gülşen’e, “bu klip ne” diye fırça çekse...
∆ “Konser-lerinde bu kadar açık giyinme” diye parmak sallasa...
∆ “O yaptığın hareket ne... Kendine çeki düzen ver Gülşen” deyip evi terk etse...
∆ Hatta Gülşen’den ayrılsa, boşansalar mutlu olacak bir güruh var. Hafta sonu sessiz sedasız o topluluğa bir gol attı Ozan Çolakoğlu.
Gülşen’in “Lolipop” klibini sosyal medya hesabından paylaştı.
Kaos yanlıları neye uğradığını şaşırdı.
Klibi paylaşan Ozan’a demediklerini bırakmadı.
Bugüne kadar hangi sosyal medya kullanıcılarından şikayetçiysek, kimler için ‘klavye delikanlısı’ diyorsak hepsi o paylaşımın altındaki yorumlarda toplandı.
Biri çıkmış diyor ki...
∆ Gülşen keşke bu klibi yalnızca sana izletseydi...
Sana ne arkadaşım?
Diğeri yazmış...
∆ Abi sen eşini kıskanmıyor musun?
E kıskanmıyor diyelim, sana ne?
Oradan başkası yazmış...


Bu yorumları yapanlara “Gülşen konserine en önden bilet var gelir misin” diye sorsan...
∆ En büyük Gülşen hayranı olurlar...
∆ “Ben zaten Gülşen’i hep takdir etmişimdir” derler...
∆ Sahne şovunu alkışlamaktan avuçlarını patlatırlar...
GÜLŞEN GÜNDEMİNİ TEK BİR İSİM DEĞİŞTİREBİLİR
∆ Sanki hiç kafayı takacak bir şey yokmuş gibi...
∆ Ülkede tek şarkıcı oymuş gibi...
∆ İddialı giyinen tek isim varmış gibi...
Bir süredir Gülşen konuşuluyor.
Bu işten artık Gülşen bile sıkılmıştır.
Tek bir kişi bu gündeme nokta koyabilir.
O da Aleyna Tilki...
O çok merak edilen yeni şarkını, ortalığı yıkacağı söylenen ‘en iddialı klibini’ artık yayınla...
Yayınla da biraz gündem değişsin...
Gülşen de rahatlasın biz de...

“Müsait misin” kaldırılsın

Bazılarının telefondaki ilk cümlesi “müsait misin?” oluyor.
Benim için derin bir endişeye açılan kapıdır bu soru.
∆ “Müsaitim” desem, ne isteyecek?
∆ “Değilim” desem, neyi kaçıracağım sorularıyla baş başa kalırım.
Belki isteyeceği şeye hiç müsait değilim ya da son derece istekliyim.
Bilemiyorum ki...
Böyle ürkütücü bir soru ile cümleye başlanınca kararsız kalıyor insan.
İşin kötüsü müsaitim dedikten sonra geri dönüş de yok.
O yüzden bu soru yasaklansın, kullanımdan kaldırılsın.