İtalya gerçeği

◊ “Bu işin izahı mümkün değil” falan deyip şaşırıyoruz ya hani.
◊ İtalyan erkekleri nereye kayboldu, neden bizim erkeklerimize hayran bu İtalyanlar diyoruz ya hep...
Tüm bunların nedeni İtalya’da yayınlanan Türk dizileri ve bizim o dizileri yurtdışına pazarlama yeteneğimiz.
Her şey “Kiraz Mevsimi” ve “Dolunay” dizilerinin İtalya’da yayınlanmasıyla başlamış.
Diziler çok tutunca İtalyan kanalı olan ‘Kanal 5’ “Erkenci Kuş”u satın alıp Can Yaman hayranlığını körüklemiş.
Son olarak da “Sen Çal Kapımı” dizisini satın alan kanal, Kerem Bürsin’in de bir hayran kitlesi olmasını sağlamış.
Şimdi bu noktada şunu sormaya hakkınız var?
“Ee İtalyan aşk dizileri, romantik komedileri nerede?”
Hemen söyleyeyim, “son dönemde krizde.”
İtalyan dizi sektörü ‘aşk ve romantik komedi’ temalı dizi üretemiyor. Olmuyor, ne yapsalar tutmuyor.
İşte o yüzden bizim bu tarz dizilerimiz orada çok seyrediliyor.
Tabii ki her Türk yapımını seyretmiyorlar, mesela mafya dizileri ve ağlamaklı dizilerimizi almıyorlar. Tek istedikleri aşk, aşk, aşk.
Yani İtalyan dizi sektöründeki bu eksiklik nedeniyle Can Yaman’ın da, Kerem Bürsin’in de ülkede hayranlarının olması normal aslında.

Haydi Eurovision’a

Şarkıcı Edis’in Eurovision hayranlığını bilmeyen yok artık. Her fırsatta “çocukluk hayalim” diyor.
Son röportajında da benzer sözler söyledi Edis, “Eurovision’a gitmek isterim” dedi.
Daha önce Türkiye’nin Eurovision’a katılma şartlarını yazmıştım. TRT ekibi artık eskisi kadar katı değil ama tek bir olmazsa olmazları var, o da ‘oylama sisteminin değişmesi’.
İşin güzel yanı Eurovision ekibi de bu konudaki katı tutumunu değiştirdi. Onlar da artık ‘neden olmasın’ kafasındalar.
Bu seneyi unutalım ama önümüzdeki seneler için ufukta umut var! Türkiye Eurovision’a dönebilir. Peki döndüğümüzde o isim Edis mi olmalı derseniz?
Neden olmasın...
Çok modern müzikler yapıyor Edis, görünüşü de öyle.
İyi bir şarkıyla birinci olması sürpriz olmaz.
Ama derlerse ki biz kadın bir şarkıcıyla boy göstereceğiz, o zaman ibre Aleyna Tilki’ye dönüyor.
Edis mi Aleyna mı inanın hiç fark etmez. Böylesine hazır ve heyecanlı gençlerimiz varken çok beklememek, harekete geçmek lazım.
Haydi Eurovision’a!

Satış yok ama bağış var

◊ Bir şirket için yıllık bayi toplantısı gideri milyon liralarla ifade ediliyor. O ne yaptı; toplantıları iptal etti ve elde ettikleri gelirle milyonluk bağış yapmayı tercih etti.
◊ Pandemi dönemi şirketler için kriz dönemiydi. Satış yapılmadı. O ne yaptı; “maaş ödemeye devam edeceğiz, işçi çıkartmayacağız” dedi.
◊ Şimdi de Türkiye’de yakın zamanda yaşanan orman yangını, sel gibi afetlerin yaralarını sarmak ve olası afetlere karşı tedbirli olunmasına katkıda bulunmak için AHBAP Derneği’ne 1 milyon 200 bin liralık bağış yaptı.
Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt’tan bahsediyorum. Uluslararası bir şirketi yönetirken ülkesine sahip çıkmayı, derdiyle dertlenmeyi unutmuyor Bozkurt.
Ülke sevdasıyla, vicdanıyla, duyarlılığıyla örnek olsun mevkidaşlarına.

Adamlar ‘konuşmayı’ biliyor

Erkek ortamlarında son zamanlarda konuşulan iki isim var. Biri Umut Evirgen, diğeri Metin Hara...
Genel olarak şu soru hakim...
“Nasıl oluyor da ünlü ve çoğu erkeğin kıskanacağı isimlerle ilişki yaşıyorlar?”
Aslına bakarsanız doğru...

Metin Hara zaten Adriana Lima ile çıtayı çok yükseğe taşımıştı. Şimdilerde ise oyuncu Hilal Altınbilek ile birlikte.
Umut Evirgen ise Tuba Büyüküstün ile ilişkisinden sonra Melisa Şenolsun’la birlikteydi. Şimdilerde ise adı Serenay Sarıkaya ile geçiyor.
Umut ile Serenay görüştüler, bunu biliyoruz ama ilişki uzun soluklu mu olur onu bilemeyiz.

Tüm bunlardan şu sonuç çıkıyor, Metin ile Umut’un ortak bir noktaları var...
O da “konuşmayı bilmeleri.”
Öyle zor ki günümüzde bu....
◊ Kendini ifade etmek...
◊ Karşındakini düşünmek...
◊ Yeri geldiğinde kendinden alıp ona vermek öyle zor ki...
Sen bunu başarırsan, o ‘tatlı dille’ herkesle kolayca iletişim kurar, çoğu kişinin kalbini çalarsın.