Paylaş
Beşiktaş Çarşı’da yaşanan şey tam anlamıyla zorbalık...
Hiç gittiniz mi son zamanlarda bilmiyorum ama üç-dört mekânın çalışanları, yoldan geçenleri kolundan tutarak zorla içeri sokmaya çalışıyor.
Bunu turistlere de yapıyorlar.
Düşünsenize yarattığımız algıyı.
Tam anlamıyla rezalet!
Sen mesela kafaya koymuşsun ve bir mekâna gideceksin.
Hemen yanındaki mekânın garsonu elinde menüyle seni çevirmeye çalışıyor, rahatsız ediyor, en önemlisi sana dokunuyor...
“Sen kimsin kardeşim” diyesin geliyor ama sonra bir durup düşünüyorsun “Başıma bir şey gelir mi” diye.
Maalesef Beşiktaş Çarşı’nın son zamanlardaki hali bu...
Gitmek istediğin yere gidemiyorsun...
Bunu hangi mekânlar yapıyor, onun da farkındayım.
Belki vazgeçerler diye isimlerini yazmayacağım.
Ama onlara şöyle bir önerim olacak:
Zorla müşteri çekmek, insanları kolundan tutarak sürüklemek, aradıkları yerin sizin mekânınız olduğunu söylemek falan bunlar çok eskide kaldı.
Hemen vazgeçin!
İmzamı atarım
Okan Bayülgen “Merak ettiğim bir kadının Instagram’da fotoğraflarına baktıktan sonra vazgeçiyorum. Tiksinti veriyor” diye konuşmuş.
Doğru söylüyor Bayülgen.
Aslında sadece o değil, günümüzde aklı başında olan her erkek bunu söylüyor.
Çünkü profil ile gerçek hayat birbirini asla yansıtmıyor.
Kızmayın bana.
Gerçekten öyle.
Herkes kendini çok başka gösterme derdinde.
Herkes mutsuzken “mutluyum” demeye çok meyilli.
Herkes yalnızken yalnız değilmiş gibi görünmeye çok hazır.
Herkes kendi yüzünü ve vücudunu olmadığı gibi göstermeye çok razı.
Ama kötü haber, artık her şeyin farkında millet...
Az kaldı, bu balon hayatların sönmesine.
Kaos hâkim
Yaz aylarında genellikle İstanbul sokaklarında yol çalışmaları yapılır.
Bu yıl biraz daha fazla yapılıyor sanki.
Bir süredir Fulya Hakkı Yeten Caddesi’nde yol çalışması var.
O süre uzadıkça uzuyor, süreyle beraber çalışmanın yapıldığı alan da büyüyor.
Komple kapanmak üzere cadde.
Ve inanılmaz şeyler dönmekte oralarda.
Kapalı yola giden ve kliniklerinin yoğun olduğu caddede arabalar iki sıra park ediyor.
Yolun kapalı olmasını fırsat bilenler az ileriye, yol kenarına arabalarını park edip gidiyor.
Durum işin içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.
Yola polis şart.
Yolu düzene sokacak birileri şart...
Çünkü oradaki o tıkanıklık hemen üstündeki Nişantaşı’na kadar uzuyor.
E Nişantaşı zaten başlı başına dert.
Aklınızda bulunsun, eğer yolunuz Fulya ve Nişantaşı çevresine düşerse, bu aralar bir kez daha düşünün derim ben.
Sinir krizi geçirme garantili saatler yaşayabilirsiniz çünkü.
Açık açık tehdit
Bir kişi Aleyna Tilki’nin kimlik ve adres bilgilerini ailesine gönderip tehdit etmiş.
Ama savunması şöyle:
“Tehdit etmedim. Onlara iyilik yaptım, haber verdim.”
Şimdi bir kere bu, haber vermek değil.
Masum bir hareket de değil.
Kaldı ki bu işin sinyalleri geçen sene verilmişti zaten. Çok ufak bir ücret ödeyip, milyonlarca kişinin kimlik bilgilerini öğrenebiliyorsunuz maalesef.
Üstelik en son hangi doktora gittiği, hangi ilacı kullandığı, üzerindeki gayrimenkuller vesaire hepsi var internette.
Bundan da artık çoğu kişinin haberi var zaten.
Haberi olmayanlara bunları göndermek masumca bir hareket değildir...
“Ayağını denk al, bilgilerin elimde” mesajıdır. Tehdittir yani.
Ama çok acemice bir harekettir.
Ne çekti bu kız!
Biri evini gözetler, diğeri kimlik bilgilerini alır ailesine gönderir, pes...
Paylaş