Paylaş
Böyle gerekmez mi?
Ha dilemeyenlerden misin?
O zaman “Günahları boynuna” de...
Onu da mı demek istemiyorsun?
Sus o halde...
Arkasından nefret sözcükleri söylenmez...
Sen saygı duyma yine, tamam ama saygısızlık da yapma.
Bana göre çok iyi bir figürdü Hıncal Uluç.
Gazetecilikte de, yorumculukta da.
Bunu cebimize koyalım.
Diğer her şeyini tartışalım, kızalım eleştirelim, sevmeyelim.
Ama sizler!
Yani ölünün arkasından konuşanlar!
Hiç bana o da “su testisi su yolunda kırılır” demişti, o da “ölünün arkasından konuşmuştu” demeyin.
Ben kabul ediyorum, çok yanlış bir cümleydi o.
Ama sizler açık açık nefret kusuyorsunuz.
“Nur içinde uyu Defne Joy Foster” paylaşımları yapıyorsunuz.
Gerek yok.
Hataya hatayla karşılık vermek mi niyetiniz?
Başkasının yanlışı sizin doğrunuz mu oluyor?
Yok ben binmeyeceğim sizin bu geminize. Bir insan yaşarken yüzüne tek söz etmeyenlerin yazdıklarını gördükçe devam edemeyeceğim.
Bir bakın kendinize!
Şu hayatta hiç mi yanlışınız yok?
Bir kez bile “Ben bu cümleyi niye kurdum” demişliğiniz yok mu?
Önce lütfen bir bakın kendinize.
Sonra da ‘ilk taşı günahsız olanınız atsın’!
Ben ‘Tukoh Taka’cıyım
Cuma günü yeni çıkan şarkıları dinlerken FIFA Dünya Kupası’nın resmi şarkısı çıktı karşıma.
Gün içinde defalarca da dinledim.
Dinlerken de hep...
“Güzel şarkı yapmışlar helal olsun” deyip durdum.
Hafta sonu Ahmet Hakan’ın köşesini okurken şarkıyla ilgili yorumu çekti dikkatimi.
Şaşırdım...
∆ Mesela Myriam Fares’i bizim Ebru Gündeş’e benzetmiş.
∆ Dansçılardan Anadolu Ateşi izlenimi almış.
∆ Müzik için “Sanki bizim illerin müziği” demiş.
Sonra da “Ben hiç beğenmedim, berbatlıkta zirve” diye noktayı koymuş Ahmet Hakan.
Oysa bana göre sayılan tüm bu maddeler şarkının da klibin de nefis olduğu gösteriyor.
Zaten böyle projelerde önemli olan akılda kalacak, dillere dolanacak şarkılar yapmak. Dünya Kupası’na Katar ev sahipliği yaptığı için şarkı Arap ezgileriyle süslenmiş.
Belki Arap müziği sevdiğimden, belki de şarkının giriş kısmını seslendiren Nicki Minaj hayranlığımdan bilmiyorum ama resmen bayıldım “Tukoh Taka”ya.
Akustik bir pazar akşamından notlar
Hiç gitmemiştim ama geçtiğimiz senelerden kulak aşinalığım vardı.
“Simge’yi bir de akustik dinle” derlerdi hep. İnsan gidip dinlemez mi arkadaşını, çok ayıp. Neyse pazar akşamı Bostancı Gösteri Merkezi’ne gittim.
Artık Simge’ye de hayır diyemeyecek haldeydim, kendime de...
Bugüne kadar onu sadece Jolly Joker Private sahnesinde dinlediğim için aynı Simge’yi bekledim.
Fakat bambaşka biri çıktı sahneye.
Almış arkasına büyük bir orkestra, giymiş gecenin şanına yakışır elbisesini ve resmen demiş ki: “Bu gece benim akustik manifestomdur!”
Annesi, akrabaları, komşuları, arkadaşları da oradaydı. Sanki Simge evinin salonuna kurmuş sistemi ve şarkı söylüyor gibi bir ortam vardı.
Zaten akustik akşamlar da bu keyfi gerektirir...
Hem ben size bir şey diyeyim mi çok iyiydi.
Kolay mı öyle bir dans ettir, bir düşündür, sonra ağlat, sonra ritim tuttur, ha bir de salonu doldur...
Kötülük mesleği
Canı sıkılan saçmalıyor.
Mesela performans sanatçısı Günseli Kato demiş ki “Kadın doğurmuyorsa eksiği vardır. Kadının kadın olması için çocuk doğurması gerekir.”
Bunu söyleyen de bir kadın ve anne.
Anlamadığım şu:
Madem eksikler tamamlanıyor çocuk doğurunca, neden Günseli Hanım’ınkiler kapanmamış?
Hayır kapanmış olsa böyle bir söz söylemez.
Kadının kadın olması için çocuk doğurmasına falan ihtiyacı yoktur.
Bu açıklamayı bir saçmalık olarak görün ve hayatınıza devam edin lütfen. Sonra bir başka yerde Uğur Akkuş’un eski eşi Gonca Derin’in paylaşımı çıktı karşıma.
Şeyma Subaşı’nın fotoğrafını paylaşıp “Şeyma da olsa çocuğundan mahrum kalmasın” demiş.
Ne demek “Şeyma da olsa” yahu...
Bu kadın ne etti size?
Gerçekten kötülüğü meslek olarak görenler var.
Ve korkmamız gereken insan tipi onlar.
Bir de merak ettiğim, bu ‘kötülük mesleği’ nerede öğreniliyor?
Nasıl mezun olunuyor?
Estetik yaptır baskısı
Estetik yaptırma baskısı diye bir gerçek var. Merve Dizdar “Çevremden çok baskı görüyorum estetik yaptırmam için” diyor. Sadece o değil ki, çoğu kadının derdi bu.
O arkadaşını çekemeyen, o fitne ekmeye bayılan, o dost gözükenler olmadık yerde öyle laflar ediyorlar ki...
İnsanın aklında yokken bile, acil bir operasyona koşası, ağzını burnunu yaptırası geliyor.
Oysa doğal haliyle de çok güzel kadınlar var. Ve bu arkadaş baskısı yüzünden şimdi tanınmayacak haldeler. Sanırım etrafımızdaki isanları gerçekten azaltırsak, istenmeyen estetik operasyonları sayısında da ciddi bir azalma olur.
Yer açın yenisi gelsin
Danla Bilic’e sormuşlar “Neden aldığın ürünleri geri gönderiyorsun” diye.
O da fırsat bu fırsat bir mesaj vereyim demiş sanırım.
“Bir şeye yer açmazsan yenisi gelmez. Yer açın ki yenisi gelsin. Hevesini aldıklarınla dolu olmayacak etrafın” demiş.
E bu mesajın adrese teslim olanından değil mi resmen?
Eskilere mesaj...
Hatta en yeni eskisi Kubilay Aka’ya mesaj. Ama vallahi haklı kız... Eskileri göndermeden yeniye yer açılmıyor. Hatta fiziken değil, zihnen de göndermek gerekiyor.
Fazlalık can sıkıyor bazen.
Danla biraz ağır konuşmuş, “Hevesini aldığını yolla” derken...
Birilerini mutlaka yollayın ama tahammül sınırlarınızı zorlayanı, canınızı sıkanı yollayın.
Öyle yeniye yer açmak için yollarsanız herkesi, sirkülasyondan başınız döner.
Paylaş