Paylaş
Birçok sitede gördüm haberi.
Haber şu: Simge Sağın, Wanda Nara’ya benzedi. Hahahah...
Sonra baktım fotoğraflara...
Değişmiş...
Saçlar sarıya dönmüş falan.
Sonra da kafamda soru işareti belirdi.
Acaba benziyor mu?
Bir de şunu dedim kendi kendime...
Ne gerek var yahu?
Bu sosyal medyanın diline düşmemek, bunu becerebilmek son yılların en büyük meziyetlerinden biri. Bunu başarmayı bilmek lazım artık değil mi?
Aslında bir ihtimal daha var, o da İcardi fanlarının operasyonu...
Bence Wanda yerine Simge’yi yakıştırıyor onlar hayranı oldukları adama. O yüzden ara ara böyle haberleri gazlıyorlar...
Buza dikkat
Hiç bu kadar salgın haline gelmemişti.
Kime sorsam, kimi görsem boğazları şiş... Nedeni de şüphesiz buz!
Lütfen güvenmediğiniz yerde hatta mümkünse hiçbir yerde buz kullanmayın bu aralar.
Lütfen marketlerdeki buzları pratik diye satın almayın.
Yapın evde kendi buzunuzu.
Dışarıda yapılan buzlar mikropları üzerine yapıştırıyor...
Çözülüyor bazen sonra tekrar donuyor ve büyük hastalıklara yol açıyor.
Çeşme suyundan yapıyor bazıları o buzları...
Neden, çünkü akıllarınca masraftan kısacaklar.
Bu aralar neden arttı bu sağlıkla oynama muhabbeti bilmiyorum ama dikkat edilmesi gereken en önemli şeylerden biri olduğuna çok eminim...
Çok iticisin
Beni hiç ilgilendirmez iki insanın ilişkisi...
Ural Kaspar ile İrem Helvacıoğlu mesela...
Açıklama yapmışlar, "Eleştirmeyin, hakaret etmeyin bize" demişler.
Etmeyin tabii ki.
Ama son zamanlarda bu kadar itici kimseyi görmedim ben.
Bir mekân çıkışında çekmişler çifti...
Ural Bey son derece itici hareketleriyle önce "Oğlum arabayı getir acil" diyor birine, sonra da ona soru soran muhabirlere ‘güzelim’ falan diye hitap ediyor.
Ya aslında eğlenmek için güzel görüntü, başka ülkede olsa çok gülerdim ama işte burası başka...
Madem ünlü biriyle evlendi bu beyefendi artık mecburen hareketlerine çekidüzen vermesi gerekiyor.
Yoksa çok düşer dile...
Biraz abartmıyor mu?
Bu show business işini çok iyi biliyor Jose Mourinho...
Fenerbahçe’nin Trabzonspor’a attığı son dakika golüyle öyle bir attı ki kendini sahaya.
Takla attı yuvarlandı vesaire... Buraya kadar her şey çok sempatik...
Ama maç sonu açıklamalarına gelecek olursak...
Gerek yoktu.
Hiç yoktu. “Yurtdışında kimse Türkiye ligini izlemiyor, neden izlesinler ki” dedi.
Sonra devam etti:
“Bana Türkiye’yi böyle anlatmadılar, yarısını anlattılar. Bilsem gelmezdim.”
Haydaaa...
Tamam güçlü karakter severiz, lafını esirgemeyene bayılırız.
Hasretiz hatta böyle tiplere...
Ama Mourinho biraz daha böyle açıklamalara devam ederse sanırım Fenerbahçelilerin tepkisini çekecek...
Ne kadar çok seversek güçlü tipleri bir o kadar da sevmeyiz çıkıntılık yapanları, yaşadığı toprağı kötüleyenleri...
Oh beee
Eğer doğruysa, eğer çakar ve siren takanlara 150 bin lira ceza kesilecekse nefis bir şey olur bu...
Çünkü kafamızı nereye çevirsek çakarlı bir araç, hangi yola çıksak sirenli bir araç...
E bunlara bir şekilde engel olmak lazım.
Adamın işi gücü hiçbir vasfı yok ama bir bakıyorsun arabasında çakar, siren var.
Yahu sen kimsin de diyemiyorsun...
Adam korumasıyla falan hemen saldırmaya kalkıyor sana.
Bu işin en iyi çözüm yollarından biridir caydırıcı cezalar.
150 bin az bile 350 bin lira olsa keşke...
Paylaş