Gol oldu

Yorumculuğa başlıyor dedikleri anda “gol oldu” dedim.
Adresinin artık TRT Spor olduğunu öğrenince “yerini buldu” dedim.
Anlamsız bir sevinç yani.
Gidişiyle boşluk yaratmıştı, dönüşüyle kendi yarattığı boşluğu doldurdu ünlü spor adamı.
***
Tıpkı futbol hayatında olduğu gibi yorumculukta da bir markadır Dilmen.
◊ Farklı yerden bakar olaylara.
◊ “Adam haklı beyler” dedirtir.
◊ Fenerbahçeliliğini gözüne sokmaz kimsenin.
◊ Acun Ilıcalı gibi Galatasaraylısı da sever onu Beşiktaşlısı da.
Doğru karardır Rıdvan’ın geri dönüşü, onun yeri ekranın önüdür çünkü.

Alaçatı’da ‘gün batımı’ ve yemek

Yemek yerken güneşi batırmak deyince Bodrum’un yeri başkadır. Alaçatı’da öyle tepeden manzarayı seyredeceğiniz, önü açık yer bumak zordur.
Yani Bodrum ne kadar romantikse Alaçatı o kadar ‘deli dolu’dur.
***
İstanbul’un Nişantaşılısı Cabbar, ocakbaşı konseptini Alaçatı’ya taşımış.
Herkes anlatıyordu da ben biraz geç gidip gördüm.
Sessizce, sahibi Serkan Koca’ya haber bile vermeden, hatta onu görmeden gidip oturdum mekana ve yemeğimi yedim. (Yazar burada hesabımız neyse ödedik demek istiyor...)
Neyse...
Alaçatı’da herkeslerden uzak bir yere açmış Cabbar’ı Serkan...
Buraya insan gelir mi diyorsunuz ilk bakışta.
◊ İçeri girince görüyorsunuz ki geliyormuş.
◊ “Bu kadar büyük mekan dolar mı yahu” diyorsunuz içeriden bakınca.
◊ Ama vakit geçince anlıyorsunuz ki dolduruluyormuş...
◊ “Sonrasında kulüp oluyor” dediler.
E kafadaki deli soru çok net:
‘Ocakbaşından sonra ne kulübü?’
Ama vallahi o da oluyormuş.
Millet kebabını yedikten sonra stantlara geçip deli gibi eğleniyor.
Şubeleştikçe kaliteyi korumak zordur. İlk buna dikkat ederim ben. ‘Cabbar’ lezzet konusunda sınıfı geçti.
Bu konsepti de insanlara sevdirmeyi başarmış.
Daha ne olsun...
Önümüzdeki dönemde benzer mekanlar çok önümüze çıkacak.
Hazırlıklı olun.

Alaçatı değişmiş

Ben Alaçatı’yı...
◊ Sık sık isim değiştiren restoranlarıyla...
◊ Yürünemeyecek kadar kalabalık olan daracık sokaklarıyla...
◊ Valiz açmaya bile zor yer bulunan otel odalarıyla...
◊ Kapılarında kavga çıkan plajlarıyla...
◊ Silahla yüzmeye gelen tipleriyle falan bilirdim...
Bu sene çok değişmiş Alaçatı...
◊ Güçlü markalar gelmiş Alaçatı’ya...
◊ Önümüzdeki sene kapatmayı düşünen değil işini büyütmeye çalışan restoranlar açılmış...
◊ Kahvaltı işi boyut değiştirmiş. Eskiden
kaçmak istenen kahvaltı sofrasından şimdi kalkmak istemiyorsunuz...
◊ Yok olan canlı müziğin son kalesi haline gelmiş...
Böyle giderse son düzlükte yaptığı ataklarla Bodrum’u yakalayacak Alaçatı...

Kaplumbağa kurtarma timi

Önce pet şişeden su içirtilen bir kaplumbağanın videosu izledim sosyal medyada.
Öyle susamış ki kaplumbağa kardeş, pet şişeye kafasını sokmuş kana kana içiyordu suyunu.
Hem üzdü hem güldürdü o video.
Onlar öylesine yavaşlar ki...
Alevlerden kaçma şansları neredeyse sıfır.
‘Kim bilir kaç bin tanesi şu an kaçmak için uğraşıyordur’ diye düşünürken, bir duyuru gördüm Instagram’da.
Gurur duydum.
Yangından etkilenen kaplumbağalar için bir seferberlik başlatılmış.
‘Yavaş dostlarımızı’ yangından etkilenen bölgelerden alıp yeşilin zarar görmediği yerlere götürmek için insanlar toplanmış.
Yani ‘kaplumbağa kurtarma timi’ (KKT) kurulmuş...
Yahu siz, ne güzel, ne duyarlı, ne vicdanlı, ne tatlı insanlarsınız.

İçten yapmıyorsan, yapma!

Hep diyoruz, hayat her zaman devam etmez, bazen durur, durmalıdır. Tıpkı içinden geçtiğimiz bu dönemde olduğu gibi.
Yok eğer ben hayatı durdurmam diyorsan, yediğini içtiğini, eğlendiğin anları paylaşmaya devam ediyorsan...
◊ Biraz durup düşünmen gerek...
◊ Aynanın karşısına geçip uzun uzun kendine bakman gerek...
◊ İnsanlığını ciddi anlamda sorgulaman gerek.
Şevval Şahin örneğine bakalım...
Yangın ilk başladığında partileme paylaşımları yapıyordu. Tepki alınca durdu ve sadece yardım paylaşımları yaptı.
Bu da bir adımdır. Durmayı bilmek de iyidir yani.