Gel (K)al

Hepimiz bu kurala uyduk.
Ama kısa bir süre uyduk.
Havalar ısınmaya başlayınca, bahar coşkusu, yaz neşesi kana karışınca işler değişti.
Bizler hep birlikte gel-al’ı, gel-‘kal’ a çevirdik.

***

Özellikle bu hafta içi zabıta ekipleri sık sık denetimdeydi.
Beyoğlu’nda, Beşiktaş’ta, Bakırköy, Kadıköy ve Üsküdar’da çok sıkı denetimler yapıldı. Ve biliyor musunuz o denetimlerde zabıta ekipleri en çok ‘gel-(k)al’ ihlali ile karşılaştı.

*** 
Müşteriler olarak halen şansımızı zorluyoruz. İşin ‘gel’ kısmını yapmayı çok iyi biliyoruz ama ‘al’ kısmını bir türlü beceremiyoruz. Geldik mi kalmak gibi, geldik mi gitmemek gibi bir huyumuz var.

Bayram tedbirleri netleşmeye başladı

Ramazan Bayramını da kapsayacak 1 hafta 10 günlük bir tam kapanma planı var. İddia o ki, 17 Mayıs’a yani bayram sonrasına kadar aralıksız bir sokağa çıkma yasağı olacak.
Bu süreçte...
Restoran kafe gibi işletmelerde gel-al hizmeti de maalesef olmayacak.
Sadece belirli saatlerde evlere servis hizmeti yapılabilecek.
Şehirlerarası seyahat de tam kapanma kapsamına alınacak ve belirlenen süre boyunca riskli iller arasında (şu anda neredeyse tüm Türkiye riskli görünüyor) geçiş olmayacak.
Sokağa çıkma yasağı haftanın her günü uygulanacağı için, berber, kuaför ve alışveriş merkezleri de bu süreçte kapılarına kilit vurmak zorunda kalacak.

‘Dünyadan Uzak’ artık bana çok uzak

Daha ülkemizde karantinanın ilk günleriydi. Bir şarkı çıktı piyasaya...
‘Dünyadan Uzak’ adlı o şarkı evlere kapandığımız günlerde öyle iyi geldi ki...
Sözleri bu kadar olur dedirtti. Dinledikçe dinledik.
“Bir yol bulalım, dünyadan uzak
Bir yol var ama her yerde tuzak
Bir yol daha var dönmek de yasak”
Pinhani grubunun seslendirdiği şarkının sözü ve müziğinin grubun solisti Sinan Kaynakçı’ya ait olduğunu yeni öğrendim.
Ellerine, ağzına sağlık.
Hatta şarkı çıktıktan sonra ‘şarkıyı biz de okuyabilir miyiz’ diyen ‘Sakiler’ grubuna izin vermek de güzel bir hareket. Onlar da şarkıyı hakkını vererek söylemişler.
Ama İzzet Yıldızhan ne alaka? İyi bir türkü söyler Yıldızhan ama bu şarkı hiç olmuş mu ona?
‘Dünyadan Uzak’ şarkısını İzzet Yıldızhan’dan dinlediğimden beri...
◊ Kendime gelemiyorum. Karantina hiç bitmeyecekmiş gibi hissediyorum...
◊ Hiçbir ‘yol’ yokmuş ufacık bir alana hapsedilmişim gibi geliyor...
◊ Evdeki hoparlörleri çöpe atmak istiyorum...
◊ Kedim ‘Tomris’i şarkıyı dinlemeye başladığım günden beri evde bulamıyorum...

Bazen ‘ifşa’ ederken kendini rezil edersin

Adını ilk kez duyduğum oyuncu ‘Aygün Aydın’ Hakan Sabancı ile ilişki yaşadığını açıklayıp özel mesajlaş-malarını sosyal medya hesabından paylaştı.
Son dönemin popüler kelimesiyle Sabancı’yı ‘ifşa’ladı.
Şimdi de bir zafer kazanmışçasına açıklamalar yapmaya devam ediyor.
◊ “Türkiye’nin yüzde 90’ı Hakan’ın peşinden koşuyor” diyor.
◊ “Ben ilk tanıştığımda onun soyadının ‘Sabancı’ olduğunu bilmiyordum” diyor.
◊ “Hakan ile birlikte olduğum için herkes beni kıskanıyor” diyor...
Sevgili Aygün Aydın...
Bak çok emin ol Türkiye’nin yüzde 90’ı Hakan’ın peşinde değil...
Ben çok eminim daha tanışmadan onun Hakan Sabancı olduğunu biliyordun...
Ayrıca...
◊ Biriyle özel mesajlaşmalarını ‘sosyal medyada paylaşmak’ suçtur.
◊ Sizler ‘ifşa’ diyorsunuz ama bunun adı ifşa değil.
◊ Birini böyle ifşa edince alkışlanacak bir hareket yapmıyorsun aksine gözlerden düştükçe düşüyorsun.
◊ O yüzden şu ‘ifşa’yı her zaman bir ‘zafer’ sanmayı bırakın artık.

Pazar gelse de ‘Ece’yi görsek

Pazar günleri Kelebek 2’nci sayfadaki komşum Kutlukhan Perker’in çizimiyle hayat bulan sıra dışı karakter Ece...
Geçenlerde bana ‘selam çakmış...’
“Komşu n’aber” demiş.
Kutlukhan’ın, ele avuca sığmayan Ece’si ile tanışmayı, Ece’yle o meşhur evinin penceresinde sohbet etmeyi çok isterdim.
Hatta çizgi karakter ‘Ece’ gibi bir arkadaş isterdim ben. Hayat çok eğlenceli olurdu.
Maceralarını heyecanla takip ediyor, pazar olsa da Ece’yi görsem diye söylenip duruyorum.
Haberin olsun Ece...