Paylaş
Anlamayanlar için söyleyeyim erko = erkek.
Birileri kapatılmamızı istiyor bizim.
Yani dükkân gibi, restoran gibi, bir marka gibi düşünün...
Çat diye kapanacağız onların insafına kalsak...
Bazen kadınların isyanını anlıyorum bazen hak da veriyorum...
Kapatılması demeyeyim ama modası geçen çok erkek var.
Peki bizler sizin deyiminizle ‘kapatıldık’ diyelim. Sonra ne olacak?
Arada merhametlilerimiz, vicdanını her şeyin önünde tutanlarımız ne olacak...
Bizlere yazık olmayacak mı?
Yapmayın...
‘Erkolar kapatılsın’ derken bazılarımızı ayırın lütfen.
Bir de çok itici laf bu ‘erko’ yahu çoook...
Latin Amerika ayakta
Pique olaylı ayrıldığı Shakira’yı kastederek demiş ki, “eski sevgilim Latin Amerikalı. Sürekli hayranlarından mesajlar alıyorum. Bu insanların hayatı yok.”
Bir cümlesiyle hem Latin Amerikalıları karşısına aldı Pique hem de Shakira hayranlarını.
Pique! Bazılarımızın kırmızı çizgisidir Latin Amerikalılar, laf söylettirmeyiz.
Bazı hayranların gerçekten işi gücü sevdikleri sanatçılar, dünyaları hatta onlar...
Bu konuda haklı Pique.
Ama komple bir kıtayı hedef almak da nedir?
Bu iş tek kişiyi sıkıntıya sokar o da Pique’yi.
Gidecek bir gün...
Demete Akalın benim çok eskilerde Müslüm Gürses’ten dinlediğim ‘Gidecek Bir Gün’ şarkısını cover’ladı.
Zamanında çok kişinin seslendirdiği, bir döneme damgasına vuran bir şarkıyı söylemek büyük risk.
Ya altında ezilirsin ya üstüne çıkıp alkışlatırsın kendini.
Demet Akalın alkışlatanlardan olmuş. Dinleyin derim...
Kamuran Akkor, Tüdanya, Atilla Kaya, Cansever, Cevher hatta oyuncu Erkan Koçak Köstendil de söylemiş bu şarkıyı.
Benim ilk sıram Müslüm Gürses’tir.
Sonra ki sıra tabii ki Kamuran Akkor gibi bir ustaya aittir.
Demet Akalın’ı öyle aşağılara koymayacağım üçüncü sırama geldi oturdu. Son dönemde bu şarkıyı söyleyenlerin en iyisi olmuş çünkü.
Demek ki neymiş şarkıların dönemleri geçmezmiş.
Eski bir şarkı farklı tarzlarda yorumlanınca yeni gibi gelirmiş kulaklara. Ve ne varsa gerçekten eskilerde varmış.
‘Bu fotoğrafta filtre vardır’
Fransa’da sosyal medya filtreleri için bir tedbir kararı alınmış. Artık filtre kullananlar bunu belirtmek zorunda kalacakmış. Kim uyar buna.
Uymazsa ne yapacaklar sanki?
Kaç aydan başlayacak ‘filtreyi belirtmeme cezası?’
Geçen gün Şirin Sever’in Posta Gazetesi’ndeki köşesinde okudum.
Şirin demiş ki, “İnsanların zaten filtre kullandığı belli.”
O iş öyle değil Şirin.
Vallahi çok nitelikli dolandırıcılar var etrafta. Bazen anlayamıyorsun.
Bir görüyorsun bambaşka biri.
Ve maalesef bu iş göründüğü kadar masum değil. Gençleri estetiğe yönelten en büyük etkenlerden biridir bu sosyal medya filtreleri.
Standart bir güzellik algısının dayatılmasına neden oluyor.
“Ben de böyle olmak istiyorum” diye etrafta kaç kişi dolaşıyor biliyor musun...
Üstelik çok hızlı bir değişim oldu, 3-5 sene içinde değişti her şey.
‘Sendeki burun kimsede yok’ diyorsun ‘hayır daha güzelini yapacağım’ diyor.
‘Elmacık kemiklerin çok düzgün duruyor’ diyorsun. ‘Hayır hayır değiştirmem lazım’ diyor.
Bilinçli yaptıranlara hiçbir şey demiyorum onlar sınıflandırma dışı zaten. Ama sosyal medyada görüp de bu dokunuşları yaptıranlar büyük sıkıntılı tiplerdir. Ha bir de bunlar şey diyor, ‘ufak dokunuş yaptırdım.’
Hiç ufak falan değil kardeşim o dokunuşlar, haberin olsun.
Biz yasak değil çözüm bulalım
Şimdi kararsızlık günleri bekliyor bizi. Nedeni de Paris’te alınan scooter yasağı kararı...
Meydana gelen ölümlü kazalar, yaşanan park sorunları nedeniyle elektrikli scooter’lar artık tarihe karışıyor şehirde.
Peki biz ne yapacağız? İstanbul’da bu sorunu nasıl çözeceğiz?
Onlar yasakladı biz de yasaklayalım değil çözüm...
Aksine ‘biz çözüm bulduk’ demektir marifet...
◊ Son zamanlarda ben ters yönden gitmeye çalışan scooter’cı gençleri görüyorum. Gitmeyin...
◊ Trafiğin hızla aktığı yerlere giriyorlar. Girmeyin.
◊ Aldıkları scooter’ları kaldırımlara bırakıyorlar. Bırakmayın...
Yeni dönem için İstanbul’da şu tedbirler konuşuluyor...
◊ 1500 park alanı açılacak... Bu iyi fikir...
◊ Yaya trafiğinin olduğu bölgelerde hız sınırı getirilecek. Buna kimse uymaz...
◊ 2 ayda bir scooter kullananlara eğitim verilecek... Bir kişi bile o eğitime gelmez.
O yüzden biraz daha kalıcı ve mantıklı çözümler lazım...
Paylaş