Paylaş
Birçoğumuzun hayatına şöyle inceden de olsa bir dokunmuşluğu vardır.
Hâlâ dokunuyor.
Hâlâ konuşuluyor.
Bizim kuşağı yazdığı sözler, yaptığı bestelerle etkiledi, şimdilerde de ‘Z’ kuşağını attığı tweet’ler ve yaptığı açıklamalarla etkiliyor başarılı sanatçı.
Son katıldığı bir televizyon programında “Görücü usulü evlenmek en güzeli, kadınların seçtiği erkekler genelde doğru olmuyor” diyen sanatçının bu açıklamalarına sonuna kadar karşıyım.
Görücü usulü günümüzde ikiye ayrıldı.
Moderni var, klasiği var.
Klasiği çok yuvayı dağıttı.
Modern olanı ise aslında yine kişilerin kendi tercihine kalıyor.
Görücü usulü demek ne kadar doğru bilmiyorum.
Neyse...
Bu sözleriyle ne demek istiyor Yıldız Tilbe...
- “Kadınlar eş seçme işinde beceriksizler” diyor.
- “Büyükler seçsin, nasıl olsa onlar en iyisini bilir” diyor.
- “Çiftler bir-iki kere çay içsinler, sonra evlendirelim gitsin” diyor.
Ya olmaz ki ama...
Hele ki günümüzde hiç ama hiç olmaz.
Kadını erkeği yok bu “eş seçme” işinin ayrıca. Herkes yanılır tercihlerinde. Yanılmalıdır da zaten.
Hepimiz en az bir kez yanılacağız, yanlışı bir göreceğiz ki doğruya gidelim. Günümüzde bırakın görücü usulü evlenmeyi, görücü usulü tanışma, görücü usulü yemek, görücü usulü kahve içmek bile çok ters.
O yüzden Yıldız Hanım...
Sokmayın kimsenin aklına böyle şeyleri.
Bırakın insanlar kendi tercihlerinin sonuçlarını yaşasınlar.
Bırakın insanlar mutlu olsunlar... Günümüzde görücü usulü evliliklerde mutluluk diye bir şey söz konusu bile olamaz!
Sen de mi Dua Lipa!
Şu eylem kadar gereksiz, mide bulandırıcı, iç karartıcı, tadımızı tudumuzu kaçıran başka bir eylem var mı? Dua Lipa ile Anwar Hadid, Meksika tatillerinde birbirlerinin sivilcelerini sıkarken görüntülenmişler.
“Seviyorum, âşığım, sivilcesini tabii ki sıkarım” demeyin hiç.
Bırakın yüzünüz kendinize kalsın. Sıkan ne zevk alır, sıktıran nasıl bir haz duyar anlamadım.
Anlamayacağım.
Kaldı ki anlamak da istemiyorum!
Sen neymişsin be Murat
Kızdırmayacakmışsın Murat Dalkılıç’ı.
Tersi gerçekten de fenaymış.
Sustu...
Durdu...
Sabretti...
Ama artık YETER dedi.
Çekti isyan bayrağını.
Eşi dostu “kılıçtan” geçirdi resmen.
Önce eski sevgilisi Hande Erçel’i takip etmeyi bıraktı.
Nedeni Hande’nin özel hayatını gözüne sokmasıydı.
Sonra Hande Erçel ve Kerem Bürsin ile takipleşen tüm arkadaşlarını sildi.
Son olarak da “O Ses Türkiye Yılbaşı” programında sahneye Bürsin ve Erçel’i çıkaran Acun Ilıcalı’ya kızdı ve ünlü televizyoncuyu da takip etmeyi bıraktı.
Ama neden?
En son Hande Erçel’i takipten çıkmış, bu işten sıyrılıp gitmiştin.
Şimdi ortak arkadaşlarınızı silmek, onu programa çıkaran Acun’u takibi bırakmak falan... Nedir bu hareketler?
Aslında hiç ses etmeyecektin. Sessizce sıyrılıp çıkacaktın bu işten.
Seni ne kadar zorlarlarsa zorlasınlar görmezden gelecektin. İşte o zaman “cool” derdik.
Oysa şimdi...
Ne bileyim...
Fiko’nun keyfi yerinde
Yeniköy’deki Fiko Ocakbaşı’nı duymuşsunuzdur. Restoranın yasak falan dinlemediği bir süredir sağda solda konuşuluyordu.
En sonunda sosyal medyadan yapılan paylaşımları gördüm. Şoke oldum!
Düşünün hem yasak olmasına rağmen bir restoranda arkadaşlarınızla oturuyorsunuz hem de bunu sosyal medyadan paylaşıyorsunuz.
Bir de şunu düşünün...
Bir mekan sahibisiniz, mekanınızı yasaklara rağmen açmışsınız ve mekanınızdan yapılan paylaşımlar umurunuzda bile değil.
Sektördeki diğer işletmeciler ne yapacaklarını şaşırmış durumda.
Yaşadıkları zor günleri nasıl atlatacaklarını mı düşünsünler, yoksa bu adaletsizliğin önüne nasıl geçeceklerini mi tartışsınlar...
Her şeyi geçtim, tüm işletmeler kapalıyken, sağlık söz konusuyken, sen restoranını açık tutup “meydan okuyamazsın” düzene.
1- Ayıptır.
2- Günahtır.
3- Fırsatçılıktır.
Paylaş