En âşık hangisi?

Bir tarafta Beren Saat ile Kenan Doğulu var...

Bence...

◊ Kavgaysa kavga...

◊ Gürültüyse gürültü...

◊ Dargınlıksa dargınlıklarını yaşayan...

Ama günün sonunda...

◊ Birbirlerine sevgi ve saygı duyan bir çifti temsil ediyorlar.

Diğer tarafta Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu var...

◊ Aşırı aşkla günlerini geçiren...

◊ Hayatlarını 7/24 güle eğlene geçirenleri temsil ediyor onlar da.

Hangi tarafın arkası kalabalık derseniz, şüphesiz Beren ile Kenan derim.

Çok normal geliyor bana onların ilişkisi.

Ama diğer taraf çok karışık, çok sıkıntılı bence...

Neden mi?

Çünkü abartıyorsunuz!

Neslihan Atagül “O kadar çok seviyorum ki Kadir’i, ne isterse gerçekten yapmaya hazırım” diye bir açıklama yapmış geçtiğimiz gün. Kadir Doğulu da başka bir zaman başka bir yerde aynen şunları söylemiş:

“Hedefim karımın memnuniyeti. Onun memnuniyeti geri kalan herkesi memnun edecektir. Tüm insanlık adına yapıyorum bunu.”

İyi de çok garip değil mi?

Neslihan’ın memnun olması beni niye mutlu etsin mesela?

İnsan biraz olsun tartışmaz, ara sıra surat asmaz mı birbirine?

Bu çiftte hiç yok sanki bu duygular. İnsan doğasına tamamen aykırı yaşıyorlar sanki.

Peki ya “Onun için her şeyi yaparım” sözlerine ne demeli?

Ne kadar her şey mesela?

Hiç mi limit yok?

Çok garip ve bir o kadar da ‘beylik’ laflar bunlar.

Hiç gerek yok bence.

Ama tamam yine de ‘en âşık’ sizsiniz! Tamam kabul ediyorum...

Büyük laflar büyük hayal kırıklıkları

◊ “Seni hiç üzmeyeceğim” DEME, üzme ihtimalin çok fazla.

◊ “Senden başkasını gözüm asla görmeyecek” DEME, insanız hiç belli olmaz.

◊ “Sana hiç yalan söylemeyeceğim” DEME, ufak da olsa bir yalan muhakkak sıkıştırırsın araya.

◊ “Seni ömrümün sonuna kadar seveceğim” DEME, yarın ne olacağını bilemezsin.

◊ “Senin için her şeyi yaparım” DEME, çünkü gün gelir bencillik duygusu kazanır savaşı.

6. hissim yok siz aynısınız

Canlı müzik mekânlarına her gittiğimde “Şu repertuvara bir el atsam” hissi kaplıyor beni.

Hani el atsam, sanki herkesi daha mutlu edip, eğlenme seviyelerini katlayacakmışım gibi geliyor.

Sahnesiyle beni etkileyen en fazla iki-üç isim vardır son zamanlarda.

Kusura bakmasın kimse, gerisi çok aynı çünkü.

Her seferinde bir filmi tekrar izliyormuş gibi hissediyorum.

Mesela ben neden sıradaki şarkıyı tahmin ediyorum?

Bu, acayip ‘6. his’lere sahip olmamdan kaynaklanmıyor.

Ezberlenmişlikten kaynaklanıyor.

Benim istediğim üç şey var sadece:

◊ Bizleri şaşırtın.

◊ Sahnede çok konuşmayın.

◊ Ve her istenen şarkıyı söyleme çabasına girmeyin. Yoksa ‘yok’ deyin yani.

Kolay ulaşılamadığınız, her isteneni yapmadığınız zaman daha kıymetli olmaz mısınız?

Olursunuz, olursunuz...

Kazablanka, işine bak kardeşim!

Katar’daki Dünya Kupası bize bir şey öğretti farkında mısınız?

Esenyurt ve Fas ilişkisini...

◊ Fas ne zaman bir maç kazansa ilk reaksiyonu Esenyurt veriyor.

◊ Fas’ın dünyaca ünlü kenti Kazablanka’dan bile önce Esenyurt’tan yükseliyor çığlık sesleri.

◊ İlk önce Esenyurt’ta trafik kilitleniyor.

◊ En çok Fas bayrağı Esenyurt’ta satılıyor.

◊ Fas tezahüratları en yüksek Esenyurt caddelerinden duyuluyor.

Eğer olur da Fas, Dünya Kupası’nı kazanırsa, o üzeri açık takım otobüsünün ilk durağı Esenyurt olmalı bu saatten sonra.