Paylaş
Oysa daha geçen hafta yazmıştım, “Bırakın sporu dedikodu yapın” diye.
Nedeni de bir araştırma sonucuna göre dedikodunun sağlığa faydalı olması, ömrü uzatması, sinirden, stresten arındırmasıydı.
Şimdi ne ara boşanma sebebi sayıldı hiç anlamadım.
Bence dedikodu lobisinin karşısında çok güçlü bir anti dedikodu lobisi var.
Bunlar zaman zaman piyasaya sürdükleri haberlerle savaşa giriyor. Ben dedikodu lobisinden yanayım.
Boşanma sebebi falan saydırmayın şu masum durumu yahu.
Tamam bir adam ya da kadın eşi hakkında sağda solda atıp tutuyorsa o ayrı mevzu.
Ama atıp tutmakla ‘bilgi paylaşımı’ arasında dağlar var. İnsan arada eşiyle alakalı dertleşmek, yaşadıklarını en yakınlarına anlatmak, akıl fikri almak isteyebilir...
Dertleşiliyor, geyik yapılıyor diye boşanma sebebi de sayılmaz ki bu... Zaten eğer sayılırsa evli kalmaz ben söyleyeyim.
Kimse üzülmez aldatılmana
Doğru mudur bilemem ama doğruysa kimsenin üzülmeyeceğine çok eminim. Son dönemde birçok kişinin özellikle de kadınların nefretini kazanan bir isim var.
O da futbolcu Pique... 12 yıldır birlikte olduğu Shakira’yı aldatıp bir başkasıyla ilişkiye başlamıştı. Şimdi ilişki yaşadığı Clara isimli kadın tarafından aldatılmış deniyor Pique için.
Ama bu hayat böyledir ki...
◊ Aldatırsan elbet aldatılırsın.
◊ Dolandırırsan muhakkak bir yerde dolandırılırsın.
◊ Yalancıysan etrafını yalancılar sarar...
◊ Hep bir oyun peşindeysen bir gün çok kötü oyuna getirilirsin.
Üzgünüm ama aldatılmak bunca nefrete rağmen Pique’nin başına gelebilecek en masum durum.
Boşa masraf
İstanbul Taksiciler Esnaf Odası bir uygulama çıkarmış. Adı Taksi-M...
Tanıtımlarında diyorlar ki...
◊ Yolcular gidecekleri yerin ücretini önceden görecek.
◊ Kredi kartıyla ödeme alınabilecek.
◊ Yolcu taksiciyi puanlayabilecek.
◊ Gidilecek adresler önceden uygulamaya girilebilecek ve adres tarifi ortadan kalkacak.
Ben şaka falan sandım da gerçekmiş. Neden şaka sandım?
Çünkü bu yenilik diye satılan tüm kolaylıklar zaten yıllardır kullanılan uygulamalarda var...
Ee?
Siz ne yaptınız yeni şimdi?
Bir de diyorlar ki, “Artık İstanbul’da taksi yolculukları keyifli hale geliyor”.
O nasıl olacak?
Esnaf odası bir uygulama çıkarttı diye bizlerde bir bayram havası mı esecek? Güle oynaya taksiye binip dans ederek kutlayacak mıyız Taksi-M uygulamasını?
Bir sorunu çözmek istiyorsanız, insanların konforunu düşünüyorsanız, aksak işleyen sisteme müdahale etmek istiyorsanız mevcuttan öteye geçmeniz lazım.
Dünya devi firmalarla yarışmak onları taklit ederek olmaz onları geçecek teknolojiler ortaya koyarak olur... Boşu boşuna masraf yapmışsınız yine.
O para verilmez
Döner olmuş 800 lira, menemene yazıyorlar 2 bin 900 lira, dondurmanın topuyla alakalı dedikodular var 100 lira olacak diye.
Tüm bunlar varken bir de ayakkabı fiyatı gördüm 180 bin lira fiyat etiketiyle...
Çağla Şıkel oğluna almaktan vazgeçmiş 180 bin liralık o ayakkabıyı.
Doğru da yapmış.
Tamam ayakkabıydı, saatti falan bunlara dikkat edenler var. Ama öyle bir ayakkabıya o para verilmez.
Bu açık açık israftır.
Ne yapacaksın ayağına biri basarsa?
Ya ayağına taş değerse?
Bir yere sürtersen de çizersen falan?
Çok ciddiyim, bir süre kendine gelemez insan...
Ortaokul yıllarında o dönemin meşhur ‘Timberland’ botlarından almıştım. İlk gün evin önünde sosisli sandviç yerken sosisini ayakkabının üzerine düşürmüştüm.
O gün anladım sakınan göze çöp battığını.
Baksanıza yıllar geçmiş hâlâ aklımda.
O yüzden böyle şoklar yaşayıp yıllarca unutamayacağımıza hiç almayın...
Haksız mıyım?
Siz hiç etmiyorsunuz sanki?
Zararsız, vurdusuz kırdısız ‘argo’ kelimelere kızmayalım artık.
Bazen yerinde bir argo kelime ya da genel tabirle küfür, şiir gibidir.
Rahatlatır insanı.
Aleyna Tilki mesela.
Sürekli eleştiriyorlar kadını:
◊ Bu laf sana yakıştı mı...
◊ Bu yaşta bir kızın ağzına argo kelimeler uygun mu...
◊ Hiç küfredilir mi...
Edilir, edilir...
“Etmem” dese, yani yalan söylese hoşunuza mı gidecek?
Bu eleştirileri yapanlar küfretmiyor mu sanıyorsunuz?
Beterini ediyorlar.
Geçtiğimiz gün bir paylaşım yapıp arkadaşlarına küfretti Aleyna. Bana kalırsa o küfür değil ince bir sitemdi aslında. Yakın arkadaşlarının ‘karaktersizliğini’ anlatmaya çalıştı.
Hayatın çok içinde olursanız arkadaşlarınızın aslında arkadaş olmadığını, çoğunun elinde bıçakla arkanızda gezdiğini fark ediyorsunuz. Bence bunu fark etmiş Aleyna Tilki de...
O yüzden ben onun paylaşımını küfür olarak değil farkındalık olarak görüyorum.
Hangimizin hayatında Aleyna’nın kastettiği şekilde arkadaşı yok ki...
Paylaş