Paylaş
Bir nakliye aracına dorsesinin arkasına “İnci Taneleri” dizisinden Dilber’in fotoğrafını koymuşlar.
“Dilber evin barkın yok mu? Yoksa biz taşırız” yazmışlar...
Hahaha!
Yahu...
Buna Dilber yani Hazar Ergüçlü kızar, kızmaz bilemem ama çok yaratıcı değil mi?
Kızmayın böyle insanlara...
Boş verin...
Bırakın böyle tatlı esprilerle onlar da gemilerini yüzdürmeye çalışsınlar...
Bana göre bu, dizinin ne kadar halka indiğinin göstergesidir.
Dilber artık her eve, her haneye girmiştir, çok net!
Herkes yer içer hesabı Dilber öder!
Hani o meşhur söz vardı ya; “Herkes yer içer, hesabı Dilber öder” diye...
Şair bu dizlerde ne demek istemiş, bunu bu akşam “İnci Taneleri”nin 7’nci bölümünde anlayacağız. Ben çok fazla detay vermeyeyim ama...
Nakış gibi işlenen bir senaryonun en başında söylenen sözün nasıl anlam kazandığını göreceğiz bu akşam.
Boşuna dememiş şair ‘Yılmaz’ “Herkes yer içer, hesabı Dilber öder” diye...
Hatta size bir tüyo; Dilber’in ağzından şunu duyacaksınız; “Hayatım boyunca tüm bedelleri ben ödedim.”
Neyse, devamı akşama...
Bir açıklama
Geçen hafta Corendon Havayolları ile ilgili bir yazı yazıp haklarındaki iddiaları köşeme taşımıştım.
Şirketten bir açıklama metni geldi.
Noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyorum şirketin gönderdiği cevabı:
“Yazınızda şirketimiz Corendon Havayolları hakkında zikredilen tüm iddialar haksız, mesnetsiz, gerçek dışı, hukuka aykırı olup tarafımızın yasaya aykırı hiç bir eylemi ya da işlemi mevcut değildir.
Söz konusu haksız iddiaları tarafınıza ulaştıran ve bu haksız, mesnetsiz, hukuka ve gerçeğe aykırı iddialarda bulunan, tarafımızı CİMER’e haksız olarak şikayet ettiğini beyan eden şahıslar hakkında yasal müracaatlarda bulunulacaktır.
Ayrıca yazınızda tarafımız hakkındaki asılsız iddialar zikredilirken kamuoyunda soruşturmaya tabi tutulduğu maruf olan kişilerin kamuoyuna yansıyan eylemleri ile haberinizde bahsettiğiniz şirketimiz hakkındaki asılsız iddiaları benzer olay ya da eylem olarak gösterme çabanız, şirketimiz hakkında asılsız iddiaları ortaya atan şahısların algı operasyonuna hizmet etmekte olup bu tavrınız şiddetle red edilmekte ve tarafımızca kınanmaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Kafama çok takıldı
Taş Kağıt Makas” dizisinde geçen Alzheimer hastalığı benim kafama çok takıldı.
Soru şu:
Alzheimer hastaları bir suç işlese hapse girer mi, girmemeli mi?
Çünkü, yasalara göre bu hastalığa yakalananların cezai ehliyetleri yok.
Bana göre olmalı ama...
Şöyle olmalı:
Tamam, yasalar hapis cezası gerektirmiyorsa bu suçları işleyen hastalar sıkı denetim altında tutulmalı.
Sıkı denetimden kastım yüksek güvenlikli akıl sağlığı merkezleri!
Aksi olursa suç işlemeye devam ederler.
Ve başlarına böyle
olaylar gelenler, “Bizim suçumuz neydi”
diye sorarlar.
O yüzden evet, hastalıkları ispatlananlar belki ceza çekmemeliler ama gözetim altında yıllarını geçirmeliler!
Ben sevdim burayı
Geçen hafta sonu Maslak’ta yeni açılan ‘Kulis’ isimli mekâna gittim.
Sahnede o gün Ceylan Ertem vardı.
Çok iyiydi.
Bu akşam sahnede Ayşegül Aldinç olacak.
Benim çocukluk sevdamdır Ayşegül Aldinç...
Hiç canlı dinlemedim onu...
Ama hafta sonu Kulis’te sahneye çıkacağını duyunca bir içim kıpırdanmadı değil.
E mekânı gördüm,
kitleyi gördüm, niye gitmeyeyim ki...
Çok güldüm
Sıla Türkoğlu “Hiç estetiğim yok” demiş.
Yani ben böyle şeyleri yazmam ama...
Şu fotoğrafa bakın Allah aşkına...
Sizce bu eski ve yeni fotoğraf arasında fark yok mu?
Evet, fark var diyeceksiniz.
Peki ikinci sorum şu olacak o zaman:
Sizce estetik var mı, yok mu?
Yahu bunu niye reddedersin ki?
Besbelli ufak tefek oynamalar yapılmış.
Belli estetik denen işlemler var yüzünde.
Niye bunu reddedersin?
Niyeee?
Paylaş