Paylaş
Ben buna çizgiyi hiç bozmamak derim.
Pinhani, “Dünyadan Uzak” şarkısında yarattığı etkiyi yarattı yine.
Şarkının adı “Bilir O Beni”.
Diyorlar ki;
∆ “Bugün aramadım ama bilir o beni...”
∆ “Çok uzaktayım ama görür o beni...”
Ve diyorlar ki;
∆ “Bana acımadı ama sever o beni...” (Bu söz duvardan duvara çarpıyor insanı.)
Benim yaz mevsimlerine anlam yükleme geçmişim çok eski değil.
2016 falandı sanırım.
Güler Özince, “Merkür Retrosu” diye bir şarkı yapmıştı.
Çok değer verdiğim bir gazeteci arkadaşımla Bodrum’da her güneş batımında o şarkıyı dinlerdik. Sonra her yaz için bir şarkı seçmeye başladım.
Bu senenin şarkısı da açık ara “Bilir O Beni” oldu.
Grubun vokalisti Sinan Kaynakçı yazıp bestelemiş.
Sen neler yaşadın Sinan...
Nasıl bir yeteneğin var senin, helal! Sinan’ın verdiği mesaj net:
“Hayatı bilir o beni, sever o beni, anlar o beni diye okursanız, kendinizi yormazsınız. Eften püften mevzuları dert edinmezsiniz” diyor.
Katılıyorum.
Nisan 2023’e duruşma günü veriliyor
Ev sahiplerini elimizin tersiyle itip kiracıları şuursuzca savunmayacağız, tamam. Fakat...
Benim önüme gelen örnekler de çok can sıkıcı be kardeşim.
Kiminle konuşsam ev sahibinden dert yanıyor.
Telefonda kiracısına rica edip kirayı iki, hatta üç katına çıkarmak isteyenler var.
E iyi de oran yüzde 25 sevgili ev sahipleri, daha fazlasını yapamazsınız.
Ve bir detay daha...
Açılan tahliye davaları o kadar fazlaymış ki, bugün açsanız duruşma günü olarak 2023 yılının nisan ve mayıs aylarına gün veriyormuş mahkemeler.
O gün gelecek, duruşma maratonu başlayacak, ertelenecek falan derken siz kiracınızı en erken 2025 senesinde çıkarırsınız böyle giderse.
Fikrimi değiştiremeyeceksiniz
Yıllarca yazarlık ve işletmecilik de yapan Ersin Süzer, tekrardan Milliyet Gazetesi’nde yazı yazmaya başladı.
Geçen hafta benim “Deniz mahsullü lahmacun olmaz” yazımın tam aksini konu almış köşesinde.
“Orkun bu kadar sinirlenme! Yemek konusunda bu kadar köşeli olma” demiş.
Ve deniz mahsullü lahmacun için “bal gibi de olur” diye eklemiş.
Bir de benim konuyla ilgili şeflere danışmamı, kebapçıları aramamı diline dolamış.
Sevgili Ersin Süzer...
Tabii ki arayıp danışacağım.
Ama o aradığım isimler bana “Olur Orkun, deniz mahsullüsü de olur” deselerdi de görüşüm değişmeyecekti.
Halen arkasındayım yazdıklarımın.
Deniz mahsullü lahmacun olmaz.
Olursa onun adına lahmacun denmez.
Sen bu sektörün önemli isimlerindensin.
Gel biz bu deniz mahsullü lahmacunun adını değiştirelim, ona yeni isimler düşünelim:
∆ ‘Deniz’li pide...
∆ Ahtapotlu karidesli yufka...
∆ Deniz ürünlü ince pizza...
Falan diyelim. Ne dersin?
Sünnet derisi işi tam bir şov
Sünnet derisinden elde edilen kök hücrelerle yüzüne bakım yaptırdığını açıklayan Selen Görgüzel kendisini eleştirenlere “boş teneke” demiş.
“Anlamadan, araştırmadan yapılan yorumlar cehaletinizi gösteriyor” diye eklemiş.
Sosyal medya yorumcularına sallayabildiğin kadar salla Selen, arkandayım.
Ama bu sünnet derisi falan...
Yapmayın bunu bize. Bana kimse gelip;
∆ “Yasal bu!”
∆ “Dünyada kanıtlanmış bir yöntem bu!”
∆ “Birçok Hollywood ünlüsü bunu yaptırıyor!” demesin.
Hadi oradan der geçerim.
Ha bir de “Şov yapmayın” der susarım.
Paylaş