Bu şaka mı şimdi?

Ama öncesinde yaşadığınız sarsıntı canınızı sıkmaya yetiyor. Öyle kolay gülüp geçemiyorsunuz.
Flash TV’de yayınlanan programın daimi konuklarından biri olan Bahar Candan’ı kandırmak istemiş yapım ekibi ve canlı yayına ‘güya’ Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ı bağlamışlar.
Telefona bağlanan kişi, bakan Elvan’ın taklidini yaptı ve bakanlıkta Candan’a görev vermek istediğini falan anlattı.
Bu saf kızcağız da “elimi taşın altına koymaya hazırım sayın bakanım” dedi.
Vay be...
Zeka dolu, inanılmaz yaratıcılık barındıran şu televizyonculuk şakasına bakar mısınız?
Espri tamam, gülmek eğlenmek çok hoş ama böyle değil.
Çünkü bu espri değil, bu televizyonculuk hiç değil.
Bu bir masa etrafına toplanan ‘Kıymeti kendinden menkul’ 3-5 kişinin yaptığı ayarsız bir hareket.
Özetle olmamış.
Bir daha yapmayın...

O dudak neden öyle
Başarı dediğimiz olay yanında linç ile beraber geziyor.
Hele ki o başarıyı yakalayan bir Türk’se bizim ‘Klavye Delikanlıları Birliği’ dediğimiz özel TİM yani (KDB) fazla mesai yapmaya başlıyor.
Nusret mesela.
O ‘ne yaparsa yapsın yaranamayanlar’ arasında üst sıralarda...
Aslında iyi işler de yapıyor ama yine de eleştiriliyor.
Neyse...
Son aylarda biz Türklerden çok İngilizlerin hedefinde Nusret.
Londra’daki restorana gidenler, adisyonları sosyal medyadan paylaşıyor, kuşkonmaza ödenen parayı, soğana gelen yüksek hesabı tartışıyor.
Son güncellenen fiyatları hemen söyleyeyim...
◊ Londra’da Nusret’te bir hamburger şu anda 1330 lira.
◊ Büyük bir Tomahawk Steak yani koca bir kemik ile birlikte gelen kaburga biftek 630 sterlin, o da Türk lirasıyla 8.400 lira yapıyor.
İşte bu fiyatlara İngilizler tepkisiz kalamıyor. Fakat tüm kargaşaya, dergilerde, gazetelerde çıkan büyük eleştirilere rağmen, Nusret Londra’da iyi iş yapıyor.
Hafta iç paylaştığı bir videoda İngiltere hayalini anlattı ünlü kasap. “Benim rüyamdı burası” dedi. İngilizceyi de tıpkı bir İngiliz gibi konuştuğunu söyledi.
Nusret henüz istediği düzeyde İngilizce konuşamıyor ama bununla eğlenmesini de biliyor.
Dili öğrenir öğrenmez, ben işin orasında değilim, ben işin dudak kısmındayım.
Nusret’in videolarında lütfen dudaklarına dikkat edin. Sağ üst dudağına bir eğitim vermesi o dudağı aşağı indirmesi şart.
Zaten nasıl kaldırdığını da anlamak mümkün değil.
Nusret’i itici yapan maddeleri sıralasak ilk başa bu dudak meselesini koyarım ben. Neden o dudak öyle havaya kalkar, haydi kalktı diyelim neden bizim gözümüze sokulur.
N’olur indir o dudağı Nusret.

Soranlara artık cevabım var
Özlem Mekik, genç yaşta kendini mutfağa adayan isimlerden biri. Hem işletmeci hem de şef...
Kozyatağı Hilton’un içindeki ‘Ziyade Fasıl’ ondan soruluyor.
Geçtiğimiz haftalarda çok eskilerden bildiğim ‘Ziyade Fasıl’a uğradım. Uzun zamandır, özellikle yabancı arkadaşlarımın “nerede fasıl dinleriz, nerede güzel yemek yeriz” sorularından bıkmıştım. Kaldı ki ben de yıllardır fasıla falan gitmiyordum.
Hep beklentiyi düşürürüm böyle yerlerde.
Çünkü müzik iyiyse yemek kötü, yemek iyiyse müzik kötüdür diye bir döngü olduğunu düşünürdüm.
Ama Özlem Mekik’in ‘Ziyade’sinde işler hiç bildiğim gibi yürümüyormuş. Kadın eli dediğimiz kavram tam da burada devreye girmiş.
İstanbul’un eğlenceyi unuttu dediğimiz Anadolu Yakası’nda, otel içinde kaliteli müzik, müşterilere dert tasa unutturacak danslar ve gurme lezzetler bir araya gelmiş. Artık nereye fasıla gidilir diyenlere, nerede ‘ziyadesiyle’ eğlenilir diyenler cevabım çok net olacak. Onlara ‘Özlem’i takip edin diyeceğim...

Ağız tadıyla kavga
Kavganın ağız tadıyla yapılanı bal gibi olur.
Mustafa Ceceli, “Selin ile ağız tadıyla kavga edemiyoruz” dedi.
Eşi Selin İmer, Mustafa’nın ani parlamalarını frenliyormuş. Ben bu çifti uzaktan gözlemledim, kısa da olsa sohbet ettim.
Bu çift...
◊ Birbirine fazlasıyla uyum sağlayan...
◊ Hayat tecrübelerinin getirdiği ‘aşmışlık’ sayesinde kavgayla falan pek işi olmayan...
◊ Birbirlerini seviyorlar gerisi lafügüzaf dedirten bir çift. Ağız tadıyla kavga edememek falan tamam ama Mustafa’nın “benim ani parlamalarımı Selin frenliyor” sözlerine pek inanamadım.
O ilişkide biri parlarsa Selin parlar biri frenlerse Mustafa frenler.
Sözüm budur...