Paylaş
Konu, Mithat Can Özer’den ayrılan Alina Boz’un 2 hafta sonra yeni bir ilişkiye başlamasıydı...
Dün de Savaş Özbey’in Kelebek’teki köşesinde okudum. Demet Özdemir’i de katmış o yazısına.
“3 ay sonra yeni bir ilişkiye başladı, normal mi” demiş... “Ayrılıktan sonra bir yas süresi var mıdır? Birlikte geçirdiğin sürenin 40’ta 1’i kadar beklenmeli midir” diye sormuş.
Valla şu hayatta artık her şey normal.
Anormali yaşayan zaten karşılığını buluyor öyle ya da böyle.
Mehmet Coşkundeniz, ‘sessiz vazgeçiş’ diye bir tanımlama yapıyor böyle durumlara.
Bakın sessiz vazgeçişler vardır gerçekten.
İlişki içinde biter ilişki.
Ama kopma süreci uzun sürer.
Halk arasında “kafada bitirme” diye tabir edilen durum aslında.
Arka planda bitiyor bazen bazı hikâyeler.
Ama Savaş’ın dediği noktaya çok katılıyorum.
İlişki hesapsız kitapsız, plansız bittiyse yası olmalıdır bu işin.
O yası tutmazsan bocalama süreci yaşarsın.
Erkeklerden bahsedecek olursak, iki tip erkek vardır ayrılık sonrasında.
Biri...
* Vur patlasın çal oynasın erkekleri...
Diğeri...
* Yasımı tutarım, acımı yaşarım erkekleri...
Yas tutan erkekler, sizler inanın en doğrusunu yapıyorsunuz.
Hakkını vere vere bitiriyorsunuz içinizde kalanları...
İtalyanların damarına basmayacaksın
İtalya’da bir fenomen, gittiği restoranda İtalyanların damarına basmış. Pizzaya ketçap dökmüş.
Ketçap pizzaya dökülürken dünyaları yıkılmış gibi davranmış restoran çalışanları.
Garson başını ellerinin arasına almış, restoran müdürüyse koşarak gelip ketçap şişesini fırlatmış...
Bence çok normal, hatta omurgalı bir davranış. Geleneklerine sahip çıkmaktır bunun adı.
Biz de mesela pilava falan ketçap döken bir milletiz, hatta omlete bile ketçap dökeni gördüm ben.
Ama böyle sahip çıkılmıyor bizde...
Düşünüyorum mesela, biri çıksa kuru fasulyeye mayonez sıksa?
Ya da imambayıldının üzerine hardal dökse?
Restoran müdürü gelip “Ne yapıyorsunuz beyefendi!” der mi?
Demez değil mi?
Demez demez.
Bizde parasını ödesin ne yaparsa yapsın mantığı çalışıyor, onlarda ise benim yemeğime ihanet edemezsin mantığı...
Nesi garip biri anlatsın
Zeynep Bastık tuvalette, klozetin önünde fotoğraf paylaşmış.
Haber başlıkları da şöyle atılmış:
* Pozu görenler şaştı kaldı!
* Zeynep’ten şoke eden hareket!
* Gören gözlerine inanamadı!
Hahahah...
Sırf o başlıklar hatırına baktım fotoğraflara.
İnceledim durdum.
Düşündüm taşındım.
Ne şaşacak bir şey buldum, ne şoke olacak bir görüntü...
Ya abartmasak gerçekten bazı durumları?
Beğenmiş kendini, çekmiş fotoğrafını ve paylaşmış kime ne?
Taksi sorunu mu? Ne alaka yahu!
Ben yoruldum ama neyse ki konu eğlenceli. Bıktım ben ama şükür ki adamın her sözü bir mavra konusu.
Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu şöyle demiş:
“İstanbul’da taksi sorunu yok. Sadece turizm bölgelerindeki şoför arkadaşların davranışlarıyla ilgili sorun var. Top İBB’de, onların denetim yapması gerekiyor.”
Eyüp Bey, bahsettiğiniz sorunlu şoförler uzay mekiği kullanmıyorsa, taksi sorunu var anlamına geliyor zaten söyledikleriniz.
O arabaları kullanan, durmayan, yolcu seçen, götürmeyen onlar çünkü.
Ama bakın az kaldı
Değişecek.
Ben de eğer biraz anlıyorsam bu işlerden, zor olacak ama günün sonunda...
* Taksiciler yola gelecek!
* Hepsi İstanbul beyefendisi haline dönecek!
* Elini kaldırmadan taksin gelecek!
* Taksimetre açmama, sigara içme, arabada kavga dönüş tarihe karışacak!
* Pazarlık vesaire zaten söz konusu bile olmayacak!
Görün bakın, öyle ya da böyle olacak!
Paylaş