Paylaş
Farkındasınız değil mi ‘kültür yolu festivalleri’nin kıymetinden.
Kültür Bakanlığı’nın, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un nasıl değerli bir iş yaptığından.
Biz geçen hafta Diyarbakır’ı Bakan Ersoy’un danışmanı Tayfun Topal’la gezdik.
Uçaktan iner inmez koşarak gidilen Kahvaltıcı Edip’ten sonra Diyarbakır’ın simgesi ve Anadolu’nun da en eski camii olan Ulu Camii’ye geçtik.
Meğer içinde nasıl bir hazine barındırıyormuş.
Medreseleriyle çok yönlü, kültürel bir yapı Ulu Camii...
Hikayesini dinleyip, gezdikten sonra baştan aşağı yenilenen Sur’a doğru yola çıktık.
Oradaki durağımız Keldani Katolik Kilisesi ve Surp Giragos Ermeni Kilisesi oldu.
Ermeni cemaatinin Ortadoğu’daki en büyük kilisesi kabul ediliyor Surp Giragos ve çok iyi korunuyor.
Zaten kültür yolunun da amacı bu...
Diyarbakırlılar bile kendi şehirlerinde turist gibi gezip belki o güne kadar bilmedikleri birçok şeyi öğreniyor.
Dışarıdan gelenlerin yaşadıkları deneyim ise çok daha özel...
Görecek çok yer var Diyarbakır’da, dokunacak çok tarihi yapı, hissedilecek çok yaşanmışlık var.
Bizim grup ve kahve merakı
Diyarbakır’da bizim grubun bir kahve merakı vardı.Diyarbakır’da bizim grubun bir kahve merakı vardı.Ben fırsat buldukça yürümek, onlar fırsat buldukça oturup kahve içmek istiyordu. Sanırım ilk duraklarımızdan biri olan ‘Sülüklü Han’ buna sebep oldu.Oranın kahvesini içtikten sonra (ki hemen belirteyim en az 20 dakika sürüyor o kahvenin gelmesi çünkü içerisi tamamen dolu) bir kahve çılgınlığı aldı herkesi.Neyse...Önemli değil sonuçta turistiz biz orada.Kahve içilecek, tatlı yenecek (mutlaka burma kadayıf) olur olmadık zamanlarda canın ‘ciğer’ çekecek...Aynen öyle de oldu. Bir ara meşhur ‘4 Ayaklı Minare’ye gidildi. Rivayete göre minarenin ayakları altından 7 kere geçilirse tutulan dilekler gerçek oluyormuş. Bu rivayet kadın ağırlıklı bir gruba söylenirse ne olur? Çok belli olacaklar...Herkesin 7 kere minare altından geçmesini kahvemizi içerek seyrettik.Kültür Yolu Festivali olsun olmasın gezmek lazım bu ülkenin güzel yerlerini, üstelik tekrar ederek, usanıp bıkmadan.
Eleştireceğiniz konuya hakim olun!
Söylemezsem Olmaz programında konuşulmuş...
Dün bir arkadaşım o görüntüleri atınca haberdar oldum.
Dedim kırmadan dökmeden nasıl doğrusunu anlatabilirim.
Şöyle yapalım, önce ben mevzuyu anlatayım...
Programda konu Melis Sezen...
Seren Serengil diyor ki “Melis’in Altın Kelebek alacak kadar bir performansı yoktu. En iyi kadın oyuncu ödülünü aldı yanlış hatırlamıyorsam. Çok iyi oyuncular var Türkiye’de. En iyi kadın oyunculuk bir performans göstermedi.”
Sonra Arto giriyor söze ve “zaten artık başkalarına versinler hep aynı kişiler alıyor” diyor.
Öncelikle yanlış hatırlıyorsun Seren...
Geçen sene “en iyi kadın oyuncu” ödülünü Ezgi Mola ve Merve Dizdar paylaştı.
Buna bir itirazın var mı?
Performansları senin nezdinde ödül almaya değer mi?
Eğer yoksa bir problem ne mutlu bize...
Melis Sezen ise geçen senenin ‘rising star’ları arasındaydı. Yani yıldızı parlayanlarından biriydi.
E n’oldu? Bak o eleştirin çöpe gitti gördün mü?
∆ Ya insan biraz eleştireceği noktaya hakim olmalı.
∆ Sallayacaksa destekli sallamalı.
∆ Sırf ‘laf olsun torba dolsun’la hareket etmemeli.
Sonra rezil olunuyor, rezil olundukça bir kez daha olunuyor, yetmiyor 5-10-15’nci kez yine olunuyor.
Ve ne acıdır ki bazı insanlar rezil olmayı marifet sanıyor.
Motivasyon konuşmacılarının iç dünyası
Motivasyon konuşmacıları var.
99 TL’ye motivasyon paketi satanlar...
Hayatın sırrı bu paketin içinde diyenler.
“Al paketi dön sırtını hayatın zorluklarına karşı” diye mesaj paylaşanlar.
Dikkat edin ama 99 TL.
Yani bu kadar kolaymışçasına reklam yapıp, ahkam kesiyorlar.
Bir de sosyal medyadan insanları zehirlemeye çalışanlar var.
“Çok basit kuzum, derin bir nefes alarak başla güne, tek başına bir kahveciye git, akşam tek başına film izle. İşte hayatın sırrı burada” diye gaz verenler...
◊ Onların iç dünyaları çok karışık.
◊ Verdikleri tavsiyelere kendileri uymuyor.
◊ Zaten tavsiyeleri tavsiye değil.
◊ Mutsuz çoğu.
◊ Bir türlü dikiş tutturamıyorlar hayata karşı.
O yüzden sağlam durun bu tiplere karşı, inanmayın her sözlerine, “bak kuzum” diye başlıyorlarsa cümleye depar atarak kaçın yanlarından.
Paylaş