Paylaş
Kabul, 1 milyona yakın kişinin ekmek yediği sektörde, artık geçimini sağlayamayanlar var.
Yüzde yüz kabul, bir çözüm yolu bulunmalı...
Kafam bunlarla dolu sokakta yürürken, birçok mekanın işletmecisi olan Tayfun Topal ile karşılaştım.
Tayfun Topal, bitmek üzere olan canlı müzik piyasasını açtığı mekanlarla tekrar canlandırmış bir isim... Ama çok kırgınmış...
Yeni normal ile birlikte restoranlar açılmaya başlayınca, kapattığı People adlı mekanını kısa bir süreliğine tekrardan açmak istemiş. Sanatçı menajerleriyle görüşmeler yapmış. İşte isyanı da bu noktada başlamış.
“Hem sektöre destek olsun diye hem de para kazanamadığımız günlerin ardından biraz iş yapmak için sanatçılarla görüşmeler yaptık. Bir tanesi bile fiyatında indirim yapmadı. Bırakın indirimi, 6 ay önceki fiyatlarının üzerine zam yapmışlar.
İnanamadım.
2 saat için 70 bin, 80 bin, 100 bin lira isteyenler oldu. Bitti o dönemler, yok öyle paralar artık. Dolayısı ile yeniden başlatmadan kapattım People defterini.”
Müziğe Ses Ver adı altında yayımlanan bildiriyi de sordum Topal’a...
“Tamam, iyi güzel söylüyorlar ama kimse elini taşın altına sokmuyor” dedi... Biz ağırlamayı seven bir toplumuz. Yenileni, içileni söylemeyiz. “Afiyet olsun” der, geçeriz.Ama Tayfun Topal öyle dolmuş ki, zehir zemberek açıklamalarına devam etti. “Sahneye çıkan sanatçının kulisine istediği her şeyi gönderiyoruz.
Sahne biter bitmez de 56 tane espresso, 60 çay, 20 Türk kahvesi gönderiyorduk. Ne olacak çay, kahveden demeyin. Bunu her gün yaptığınızı düşünsenize.”
Benzin parasını
bile benden istediler
Bodrum’daki yazlık mekanında sahneye çıkan Selami Şahin’in, Çeşme’den Bodrum’a gelirken benzin parasını bile kendilerinden istediğini söylüyor Topal...
Tabii hemen sordum.
Hakları değil mi? Sonuçta iş için seyahat ediyorlar?
“Zaten Selami Şahin’in bana bir gecelik maliyeti 80 bin lira. E alma, isteme bezin parasını, o da senden olsun.”
People gibi bir mekanı yönetmek kolay iş değildi.
Çok gitmiştim zamanında. Ama öğrendim ki arka planda çok başka olaylar yaşanıyormuş.
8 milyon lira zarar etmiş Tayfun Topal People’dan.
“Toplam zararım çok daha fazla aslında. 8 milyon sadece tek bir mekandan. Bana kim ses verecek? Sürdürülebilir bir düzen değil bu.
Yıldız Tilbe 140 bin lira, Linet 60 bin lira, Berkay 50 bin lira istiyor. Senin 200 bin liradan fazla ciro yapman lazım ki o akşam para kazan.
O yüzden ilk sene 280 lira olan fix menü ücretini People’da ertesi sene 480 liraya çıkardık. Baktık ki hem bize hem vatandaşa yük, kapatalım dedik.”
Karıştığı bir kavgadan sonra sahnesine gelen dinleyici sayısında azalma yaşanan bir şarkıcı için tüm ekip yaptıklarını da anlattı ünlü işletmeci.
“Baktık müşteri yok. E bu kişi 3-5 masaya şarkı söylerse rezil olacak. Kapıdaki karşılama yapan kişiden garsonlarımıza kadar hepsinin kıyafetini değiştirdik ve müşteri gibi masalara oturttuk ki hem biz hem de sahnedeki şarkıcı müşterilere mahcup olmasın. Ama bunun karşılığında ‘Bugün iş yapamadık, ücrette indirim yapıyorum’ diyeni hiç görmedim.”
Benim sesimi kestiler
Tayfun Topal sahneye çıkan isimlerin şapkalarını önlerine koyup düşünmesi gerektiğini söylüyor.
“Bir gecede üç sanatçı, farklı mekanlarımda sahneye çıkıyordu. Ayda 90 program yapıyordum. Ben veriyordum müziğe ses ama benim sesimi kestiler.”
İddialar sert, sanatçıların ünlü işletmeciye mutlaka cevabı olacaktır. Ben yorumumu katmadan sohbetimizde geçenleri aktardım.
Şiddeti savunamazsınız
Deniz Akkaya zoru başardı ve bir programda iki skandala birden imza attı. Önce Selin Ciğerci’ye “sen anne olamazsın” diye çok ağır sözler söyledi. Sonra da Halil Sezai’nin kendinden yaşça büyük birine uyguladığı şiddeti açık açık savundu.
Neler dedi Deniz Akkaya:
◊ “Ağır tahrik var, tepki göstermekte haklı Halil Sezai.”
◊ “Bir insanın günahına giriyorsunuz, yapmayın bunu.”
◊ “Şiddetin sebebine bakacaksınız.”
◊ “65-70 yaşın üzerini çizmekten vazgeçin, çocuklara ve hayvanlara
cinsel istismarda bulunanların çoğu o yaşlarda.”
◊ “Neden Halil’e konuşma hakkı vermiyorsunuz?”
Vay vay vay...
İnanın Halil Sezai bile kendini Deniz Akkaya’nın onu savunduğu gibi savunmadı. Savunamaz da zaten...
Deniz Hanım;
“Tahrik var, tepki göstermekte haklı” dediniz ya, değil efendim.
“Bir insanın günahına giriliyor”muş ya, alakası yok efendim.
“Şiddetin sebebine bakacaksınız” dediniz ya, şiddetin bir sebebi olamaz Deniz Hanım. 65-70 yaş ile ilgili dedikleriniz var ya hani, saçmalıyorsunuz.
Halil’e konuşma hakkı verin diye ‘isyaaaaan’ ediyorsunuz ya siz, inanın Halil Sezai’nin bile ilk işi tahliye olduktan sonra sizi hayatından ‘engellemek’ olacak...
Paylaş