Paylaş
Asla kötü niyetli bir soru değil bu.
* Ama hangi marka reklam çekse Burcu...
* Kim açılış yapsa Burcu...
* Kim sosyal medya işbirliği yapsa yine Burcu...
En son 1 hafta arayla iki farklı markanın yüzü olarak görünce Burcu’yu, “tamam” dedim “artık pes”!
Magazin muhabirleri de nihayet sormuşlar bu soruyu.
O da “Çalışkanım ve çalışılması kolay biriyim. Ayrıca yaptığım bütün işleri ben çekiyorum, prodüksiyon bana ait” demiş.
Zaten Burcu’nun çalışkanlığına, sorumluluk bilincine diyecek lafımız yok. Hatta çok eminim, kabul ettiğinden fazlasını da geri çeviriyordur Burcu.
Bıkmıştır, usanmıştır artık.
Benim sorum markalara.
- Yahu başka isim mi yok?
Ya da...
- Yeni isimlere güveniniz mi yok?
Şöyle de sorabilirim:
- Kolaya kaçmak (işinize geliyor o kesin de) hoşunuza mı gidiyor?
İki farklı kuşak
Talat Bulut...
* “Popülariteyi oyunculuk başarısı sananlar var. Genç oyuncularımız şımarık” dedi.
Kerem Bürsin...
* “Türk oyuncular mütevazı değil. Kendilerini bir şey sanıyorlar” açıklamasını yaptı.
Kerem 34, Talat Bey ise 66 yaşında...
Yani iki farklı kuşak, iki ortak açıklama.
Ben bu sözleri ciddiye alırım.
Bakmayın Şafak Sezer’in Kerem için söylediği “Daha çok ekmek yemesi lazım” sözlerine.
Hemen saldırmak için fırsat arıyoruz, hiç düşünmüyoruz “Acaba doğru mu söylüyor” diye.
Yahu bu toplumda, “Merhaba” deyince “Şu an çok işim var” cevabını veren ‘ünlüler!’ var...
“Nasılsın?” deyince “Hııı sağol sağol” diye geçiştiren ‘popüler!’ isimler var...
Talat Bulut da Kerem Bürsin de doğru söylüyor. Oturup kendimize bakmamız lazım bazen. Etrafımız şöhreti kaldıramayan isimlerle dolu. Bunu kabullenmek hiç ayıp değil.
Mesela ben şımarık bir ünlü görünce...
* “Ne iş yapıyorsun” diye özellikle soruyorum.
* “Adınız neydi” diye muhabbetin ortasında keyif kaçırıyorum.
* “Ya o değil de...” ile başlayan cümlelerle çıkıntılık yapıyorum.
Yani o sohbeti kendimce baltalıyorum, çok da keyif alıyorum, iyi ki de yapıyorum.
İliklerimize kadar 90’lar
Benim çocukluğumda melankoli saati dendiğinde...
* Ansızın Çektin Gittin
* Yalan Değil
* Sersefilim
* Aramızda Uçurumlar
* Zor Bulursun şarkıları vardı.
O şarkıları söyleyen ‘kemanlı’ bir adam çıkmıştı piyasaya.
O adam, yani Suat Suna 90’ların ta kendisiydi.
Şimdi eski şarkılarını yeniden yorumluyor Suat Suna.
Geçtiğimiz aylarda Fatma Turgut ile “Aramızda Uçurumlar” şarkısını söylemişti.
Geçen hafta da Deniz Seki ve İskender Paydaş ile “Yalan Değil” şarkısını çıkardı yeniden.
* Herhalde Deniz Seki’den başka çok az kişinin sesi böylesine uyardı bu şarkıya.
* Herhalde Suat Suna bize o eski günleri daha doğru isimlerle anlatamazdı.
Şu an ve bir süre daha favori şarkım 2022 model “Yalan Değil”dir...
Nilüfer ve örnek sanatçı
Gündemi sıkça meşgul eden bir konu var...
Sanatçıların giydiği kıyafetler...
Nilüfer bu konuya farklı ve bana göre doğru bir yerden bakmış.
“Herkes kendi giydiğinden sorumludur. Ne isterlerse onu giysinler. Sanatçı niye örnek olsun ki” demiş.
* Sahiden sanatçı örnek olmalı?
Ya da şöyle soralım...
* Sanatçı istemediği biri gibi davranmalı mı?
* Eğer bir örnek olma zorunluluğu varsa, sevmeyelim o zaman Amy Winehouse’u...
* Dinlemeyin Kurt Cobain’i...
* Michael Jackson’ı falan çıkarın hayatınızdan...
* Rihanna, Jennifer Lopez falan... Aman aman!
Yani işini yapan insanların bir de “Ben topluma örnek olayım” düşüncesiyle sahneye çıkmasına gerek yok.
Ben sahnede kulak kadar göze de hitap edecek sanatçı isterim.
Hayran hayran bakmak, giydiği elbisenin, taktığı takıların etkisinden çıkmamak isterim. O yüzden dinlemekten de izlemekten de keyif aldığım birkaç ismin sahnelerine her fırsatta giderim.
Aksi olduğu zaman, yani sahnede...
* En ufak bir kuralcılık...
* Aman dikkat edelimcilik...
* “O bana ne der”cilik hissettiğim zaman, tadım madım hemen kaçar.
Aslı Bekiroğlu
Barış Akarsu’nun hayatını anlatan filmde rol alacaktı Aslı Bekiroğlu.
Bir ödül töreninde magazincilerin “Barış Akarsu’nun trajik ölümüyle ilgili ne diyeceksiniz” sorusuna gülerek “Ne diyeyim hayatım başı sağ olsun” cevabını verdi.
O görüntüler ortaya çıkınca da, projeden ayrıldığını açıklayıp özür diledi. Muhtemelen yapımcılar olaya hızlıca müdahale etti.
Doğru da yaptılar.
Aslı’nın açıklamalarına gelince...
“Ödül töreninde soru sorarsan böyle bir cevap alırsın, kadın eğlenmeye gelmiş, kafasının karışması normal” savunmasına katılmadığımı söyleyeyim.
Ya hiç konuşmayacaksın, ya da dikkat edeceksin.
Ama Aslı’yı linç edelim, meslek hayatını bitirelim diyenlere de karşıyım.
Muhtemelen büyük de bir ders oldu bu Aslı’ya.
Ama linç mi?
Yoo, yoo hayır!
Paylaş