Paylaş
En son Melek Mosso maruz kalmış bu hastalığa sahip insanların zulmüne.
Makyajsız tatil fotoğrafı paylaşınca DM kutusu onu aşağılayanlarla dolup taşmış.
İşin garibi bu sefer erkekler saldırmış. Böyle durumlarda kadınların kadınlara düşmanlığını görürdük. Bu sefer erkekler yapmış, ilginç.
E size ne be oğlum?
Kadın tatilde makyaj yapmak zorunda mı?
Birinin güzelliğini, cildini, ağzını, yüzünü sorgulamak hele ki yadırgamak size mi kaldı?
İşte klavye delikanlılığı terimi böyleleri yüzünden çıktı ortaya. İnsanlarla dalga geçmenin de cezası olsa keşke.
Hiç aldırmayın siz Melek Hanım. İstediğiniz gibi de yaşayın. Hatta tüm kadınlarımız istedikleri gibi yaşasın. Makyajlı, makyajsız kime ne!
Haklarını yemişsin Ceylan
Bazı insanların kafaları çok farklı çalışıyor. Kıskançlıkla, hırsla, öfkeyle dolu o kafaların içi.
Ceylan Ertem, isim vermeden “Dans edemediğimizi, ederken şarkı söyleyemediğimizi kabul etsek mi acaba” diye sataşmış.
Şimdi tabii ki yurtdışındaki örneklerle kıyaslanamaz.
Onlar çok iyiler sahne şovlarında, şarkı performanslarında.
O yüzden zaten Jennifer Lopez, Rihanna ve Beyonce’den daha iyi şov yapan sanatçılarımız var demiyoruz. Fakat Ceylan Ertem’in bu saçma, anlamsız çıkışına da katılmak tabii ki mümkün değil.
Ya sen ne güzel sakin sakin şarkılarını söylüyordun, niye girersin böyle toplara?
Neden savaş oklarını üzerine çekersin?
Kaldı ki sahne şovu deyince üç-beş isim gelir.
İrem Derici ve Hadise de o isimlerdendir, kusura bakma.
Bak sonra İrem Derici’nin lügatında ‘öğürdek’ lakabını alırsın işte böyle.
Var mı yiyen?
Çorlu’da bir vatandaş “2. Kraliçe Elizabeth’in hediyesi Rolex saat” başlığıyla saatini satılığa çıkarmış. 320 milyon lira istiyor o saat için. Şaka değil ciddi ciddi yazmış bu rakamı.
Fakat ben Rolex’in öyle bir modeli olduğunu dahi düşünmüyorum.
İlanın altına yapılan yorumlar bile tam kahkaha atmalık.
Biri demiş ki, “Kraliçe Elizabeth’e Çorlu’da nerede rastladın da sana Rolex hediye etti?”
Üşenmedim baktım yorumların çoğuna. Satıcı her yoruma cevap vermiş. Sanıyor ki saati alacak bir enayi çıkacak.
Bence dolandırıcılıktan işlem yapılması lazım o saati satan hakkında. Resmen kandırıyor gözlerimizin içine baka baka.
Her şeyin muhalifi
Bayılıyorum Şahan Gökbakar’a. Her şeyin muhalifi kendisi. İki kelime oyunu yaparak dağları altına aldığını düşünenlerden.
En son futbol muhabbetine girince sinirlerimi bozdu...
Kendisi Galatasaraylı. Ama fanatik olanlardan.
Objektif olamayanlardan bence. “Yabancı hakemle de yenemediniz. Şimdi ne yapalım, ne arzu edersiniz? Ali beyler ne arzu ederler efendim?” demiş.
Hatta bir ara tüm Recep İvedik filmlerini TV8’e yasakladığı haberleri de çıkmıştı.
Yahu yarın öbür gün sen de girdin diyelim Galatasaray yönetimine. Sana da mı böyle acımasızca yüklensinler istersin?
Her şeyin muhalifi olmayacaksın bu hayatta.
Arada adil olmak lazım.
Kaldı ki ne oldu yabancı hakem geldi de? Kim memnun değil bu işten?
İki-üç hatalı karar ile galip gelemediği için mi böyle agresifleşiyor Şahan, anlamıyorum. Neyse bitecek sizlerin dönemi de... Bekliyoruz.
O zaman parayla başrol olurum
Keşke biri örneklerini çıkarsa da hep beraber tartışsak. Çünkü sürekli ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyulan bir mevzu ‘sosyal medyada çok takipçisi olanların başrol olması’.
Ece Uslu, “3 milyon takipçisi olanları başrol yapıyorlar. Ben o 3 milyonun gerçek olduğuna inanmıyorum. Bu dipsiz bir kuyu” demiş
Dipsiz kuyu olduğu konusuna eminim.
Çünkü 3 milyon değil, 13 milyon bile yaparsın parayla takipçi sayını. Ama liyakatsizliğe paraya çözüm yok.
O yüzden kim bu yüksek takipçili ‘oyuncu olmayan’ oyuncular, biri bize söylesin...
Paylaş