At ‘fav’a bekle

Bazı olaylar olur ‘geri basarsın’
Bazen canın feci yanar sadece durur ve ‘seyredersin’.
Ama bu can sıkıcı olaylar karşısında hiçbir zaman ‘etkileşim, beğeni, tıklanma’ derdine düşmezsin. Düşmemelisin...


Ormanlarımız yanarken canımız da çok yandı. Ama bazıları bu acılarını yaşarken yeni çağın hastalığına yenildi (belki de farkında olmadan). YouTube fenomeni Enes Batur’un tweetini okudum. Üzüldüm...
Aynen şöyle yazdı Batur;
“Herkes adına fidan bağışı yapmak istiyorum. Bu tweet’in alacağı her 100 fav için 2 fidan dikiyoruz”.
Müthiş bir destek. Alkış.
Ama neden ‘fav’ yani ‘favorilerine’ eklemek zorunda insanlar bu tweet’i?
Ya da şöyle sorayım?
Neden ille etkileşim almak zorundasın ki?
Yap bağışını geç.
De ki; “50 bin fidan bağışlıyorum”
Başka söze, farklı bir eyleme gerek bile yok.
Ya da bir saniye. Sanki bir yol daha var...
Bir aylık YouTube geliri mesela?
Onu bağışla zaten ufak bir ormanın olur.
Atın ‘fav’a bekleyin.
Gün gelecek bu devran değişecek...
‘Ama’sız
‘Fakat’sız yardımlar yapılacak.

Artık onlar düşünsün

Alışılmışın dışında bir işe imza attı Demirören Medya ve Dramax adında bir platform kurdu. Bildiğimiz dijital yayın platformları gibi değil... Tamamen farklı bir iş. Dramax’ın amacı;
◊ Türk dizi ve filmlerini yabancıların istediği zaman istedikleri yerde izlemesini
◊ Yapımcıların Dramax platformu üzerinden filmlerini dünya seyircisiyle buluşturmasını
◊ Gösterimde olan yeni yapımların da platform üzerinden dublajlı bir şekilde izlenmesini sağlamak...
Evet Türklere hitap etmiyor (zaten hedef kitle de yabancılar) ama öyle büyük bir açığı kapatıyor ki Dramax...
Yurtdışında büyük bir tutkuyla seyredilen, bazen de ‘seyredilemeyen’ Türk dizi ve filmleri artık daha kaliteli ve teknolojik bir şekilde seyircisiyle buluşuyor.
◊ Vallahi bizler çok izledik yabancı dizi ve filmleri
◊ Çok uykusuz kaldık geceleri
Ama oyunun kuralları değişti...
◊ Keşke şu sahneyi İngilizler seyretseydi
◊ Fransızlar buna bayılırdı
◊ İspanyollar görse ülkece ağlardı
Sohbetlerini sonlandırdı Dramax...
Artık onlar düşünsün!

Nerede o eski olimpiyatlar

Uçan Finlandiyalı vardı adı Paavo Nurmi’ydi.
Hitler’e stadı terk ettiren Jesse Owens vardı mesela.
Çek lokomotifi diye nam salan Emil Zatopek vardı.
Meşhur Nadia Comaneci’yi kim unutabilir?
Rüzgarın oğlu Carl Lewis ve tabii ki cep herkülü Naim Süleymanoğlu...
Yani eskiden olimpiyat keyfimiz vardı. 
Oturur izlerdik.
İzleyemediğimiz müsabakaları bir şekilde uzaktan da olsa takip ederdik.
Tokyo 2020 Olimpiyatları geçen hafta başladı. 108 sporcu Türkiye’yi temsil ediyor Tokyo’da.
Kadın Voleybol Milli Takımımız ilk maçında dünya devi Çin’i devirmeyi başaramasaydı olimpiyatlar belki de hiç konuşulmayacaktı.
Saat farkından mı yoksa pandemi sonrası toparlanma telaşı yüzünden mi bilmiyorum ama unutmuştuk olimpiyatları.
Helal olsun ‘Filenin Sultanları’ eski günleri hatırlattınız bizlere...

Ferdi Tayfur 2021

Ferdi Tayfur’un kızı Tuğçe Tayfur babasının fotoğrafını “Ferdi Baba’nın hepinize selamı var” notuyla paylaştı.
◊ Nasıl değişmiş Ferdi Baba
◊ George Clooney sakalı nasıl yakışmış
◊ Siyah çerçeveli gözlükleri nasıl ‘cool’ durmuş
◊ Saçsızlıkla saçlılık arasındaki kararsızlık ‘tebessümlük’ olmuş.
Zor günler geçiriyordu Ferdi Tayfur, uzun zamandır hastalıkla boğuşuyordu... Şimdi iyi olduğunu öğrendim hem çok sevindim hem de çok sevdim yeni Ferdi Baba imajını...
Özlemişiz görmeyi.
Keşke sesini de duyabilsek...