Aleyna’nın hazmetmesi lazımdı

Sonra orta sertlikte bir eleştiriyi hazmedemiyorsunuz ve hemen bel altı saldırıya geçiyorsunuz.

Oysa tüm radarlarınızı yurtdışına yönelten biri olarak bilmeniz lazım ki, oralarda eleştirinin en ağırı, en acımasızı yapılıyor.

Umursamıyorlar kalp kırar mıyım, haksızlık eder miyim diye...

Sizin burada ‘savaş baltalarını’ çıkardığınız eleştirilere onlar gülümsüyor.

Bize hazmetmeyi öğretmiyorlar, bu hazmetme öğretisi de ‘yolda’ öğrenilmiyor...

Aleyna Tilki’nin çok beklenen, “Take it or Leave it” şarkısı çıktı. Çok beklenen diyorum, çünkü Aleyna iyi bir stratejiyle büyük beklenti yarattı o şarkı öncesi.

◊ “Klibim iddialı” dedi...

◊ “Şarkım çok iyi” dedi...

◊ “Dünya sarsılacak” dedi...

Ve...

Hepimizi inandırdı.

O yeni şarkıya ilk eleştiri gazeteci Cüneyt Özdemir’den geldi.

Özdemir eleştiri sınırları içinde olan bir yorum yaptı.

“İyi bir ses, berbat bir şarkı, beter bir klip, kariyeri iyi yönetilemeyen sanatçıların düştüğü hazin duruma üzüldüm” dedi o eleştirisinde.

Aleyna Tilki de Özdemir’e...

◊ Yurtdışında yaşamış ama yeteneklerini geliştirememiş....

◊ “Gençlere karşı kompleksi var” gibi cevaplarla yüklendi.

Cüneyt Özdemir, “Çakma Britney Spears” diye karşılık verince de Aleyna, “Kadın düşmanısın” dedi.

Aleyna’nın kariyer planlaması bir süredir yabancı bir şirketin kontrolünde. O şirket Aleyna’ya en önemli maddelerden birini öğretmeyi atlamış:

Hazmetmek.

Hazmedecektin Aleyna.

Eleştirilmek, hatta bazen sertçe eleştirilmek bu işin doğasında var...

“Berbat bir şarkı, beter bir klip” sözlerine böylesine alınmak profesyonelliğin neresinde?

Şarkını, yaptığın işi, emeğini tabii ki savun!

“Katılmıyorum” de, “Emek var” de, “Berbat biraz ağır olmamış mı” de ama alakasız yerlerden vurmaya kalkma...

“Kadın düşmanı” lafının içini böyle boşaltmaya kimsenin hakkı yok...

Kısaca olmadı Aleyna. Hızlıca eleştiri kucaklamayı da öğrenmelisin.

Çok hızlıca üstelik.

Dipnot: Farah yapsa

Mesela Aleyna Tilki’nin verdiği bu cevapları Farah Zeynep Abdullah verseydi hiç şaşırmazdım. Ben değil toplum şaşırmazdı.
Farah’ın huyudur herkese cevap yetiştirmek.
O cevabı iki-üç süslü cümleyle kaplayıp bir kesime (ama çok ufak bir kesime) hoş gözükmeye çalışmak. Ama sen Farah değilsin. Sen Aleyna Tilki’sin. Üstelik sen iyi bir ses ve işini çok iyi yapan birisin.

Kuşaklara göre...

Şarkı: Z kuşağını alabilir, X ve Y için şansı sıfır.

Klip: X kuşağını yakalar, Y ve Z için pek bir şans göremiyorum.

Klipteki danslar: X-Y-Z hiçbirinin hoşuna gitmez. Çünkü artık tüm kuşakların beklentisi fazla.

Klip kıyafetleri: Z kuşağını pas geçer, Y kuşağı “eh işte” der ama X kuşağı gizli gizli seyredip masalarda kıyafet yorumları yapar.

Biz ödeyelim de bitsin bu çile

Kibariye’nin kuaför krizini duymuştuk. Saçını başını yaptıran Kibariye kuaförden para ödemeden çıkıp gitmişti ve günlerce konuşulmuştu bu mevzu.

Benzer bir olayı Kibariye’nin kızı da yapmış. Saatlerce kuaförde kalmış, saçını yaptırmış, bakım yaptırmış, yani aylık yapması gereken her şeyi tamamlayıp koşar adım çıkmış kuaförden.

Kesinlikle eminim;

◊ Ailece para ödemeyi sevmiyorlar.

◊ Kuaföre para verilmesi gibi bir düzene karşılar.

◊ “Saç bu, ben evde kendim de yaparım, para vermek de neyin nesi” düşüncesine sahipler.

◊ Kuaför dediğin yeri bedava bakımların yapıldığı bir dükkan olarak görüyorlar.

Galiba bizim ödememizi istiyorlar.

Tamam o zaman önerim şudur;

◊ Biz vatandaşlar toplanıp Kibariye ve ailesinin aylık kuaför masraflarını ödeyelim.

Bunu yapalım da bitsin şu kuaförden kaçma hikayeleri.

Yıldız Tilbe’ye üç-beş kelam

Yıldız Tilbe verdiği ifadede “Ben kimseye hakaret etmedim” demiş.

◊ Ettiniz Yıldız Hanım.

“Sadece insan parçalayan köpekleri alın dedim” demiş.

◊ Öyle demediniz, “Zehirleyin” dediniz Yıldız Hanım.

◊ “Köpekler insanları yiyor” demiş. Bu hangi animasyon filminin sahnesi Yıldız Hanım?

“Atatürk’ün, Osmanlı’nın, şehitlerin teslim ettiği topraklarda çocukları yiyorlar” demiş.

◊ Ya ne alakası var Yıldız Hanım?

Off Yıldız Hanım of...

İki iletişim hatası

◊ Midyeci Ahmet, kendisine yapılan suçlamaları 27 dakikalık bir videoyla yanıtladı. 27 dakika! Neredeyse dizi bölümü kadar...

◊ “Samsak Döveci” şarkısıyla adını duyuran Elif Buse Doğan da yola çıktığı müzisyen arkadaşı tarafından vefasızlıkla suçlanınca sayfalar dolusu açıklamayla yanıt verdi. 6-7 sayfa falan.

Öylesine uzun.

Bu iki olay strateji hatasıdır...

◊ Kimse Midyeci Ahmet’in 27 dakikalık açıklamasını seyretmez.

◊ Yine kimse, Elif Buse’nin sayfalar dolusu açıklamasının tamamını okumaz.

Oysa çok basitti, daha akılda kalır, daha işe yarar bir savunma yapmış olurdunuz;

Kısa videolar çekip, kısa yazılarla derdinizi anlatsaydınız.