Paylaş
Bakın sanal bahis reklamlarında oynadıkları ve kumarı teşvik ettikleri gerekçesiyle operasyon yapıldı bazı isimlere...
Tutuklananlar oldu. O tutuklananlardan biri kendine fenomen diyen, sokakta para dağıtan İbrahim Yılmaz denen biri.
Demedik mi “Kendine fenomen diyenlerle doldu etraf” diye?
“Nereden buluyorlar bu paraları” diye?
“Ne alaka, ne iş yapıyorsun da bu paraları dağıtıyorsun” diye...
Sokakta para dağıtmak falan nedir kardeşim...
Bakın ne çıktı arkasından...
Üstelik ağrıma giden ne oldu biliyor musunuz?
Adliye koridorlarında bu İbrahim denen şahsın hâlâ sağa sola el sallaması, gülmesi...
Çünkü birileri ona fısıldamış, “Tutuklanmazsın, oldu da tutuklandın çıkarsın merak etme” demiş. Dünya umurunda değil.
O yüzden devam edecek bu hareketlerine çıkar çıkmaz da.
Yine teşvik edecek kumarı.
Yine kandıracak gençleri.
Çok dikkat etmek gerekiyor böyle sonradan zengin olanlara, garip garip hareketler yapanlara...
Altından hep bir şey çıkıyor...
Ekran önündekileri seçmişler
Sık sık futbol yorumlarıyla gündeme gelen eski futbolcu Batuhan Karadeniz de operasyonda aranan isimler arasında... Ama yurtdışında olduğu için gözaltına alınamadı...
Belli ki bu sistem göz önünde olan isimleri seçiyor. Oyuncusu, şarkıcısı, futbol yorumcusu onların hedefinde. Bunlara paraları yağdırıyorlar ve sempati kazanıp oyuncu çekmeye çalışıyorlar kumar sitelerine.
Canımı en çok bu insanların gözümüzün içine bakarak bizi kandırması, samimi gibi görünüp fan kitlesi kazanmaları acıtıyor.
Yurtdışındaki isimler, olan bitene ya da olacaklara erkenden uyanmış ve kaçmışlar belli.
Dijital uyuşturucu
Savcı ifadeleri alırken sık sık ‘dijital uyuşturucu’ teriminden bahsetmiş. Bu yeni giriyor literatüre...
Ve uzun süre de çıkmayacak belli. Kumar artık dijital uyuşturucu olarak tanımlanacak.
Böylelikle caydırıcılık sağlanmaya çalışılacak.
Ben çok değerli buluyorum böyle çabaları. Çünkü farkında olmadan kaybediyorsunuz varınızı yoğunuzu.
Paranızı nereye gönderdiğinizi bilmiyorsunuz, kazandığınızda size ödenecek mi orası zaten büyük soru işareti.
O yüzden mümkün olduğunca yayalım bu ‘dijital uyuşturucu’ terimini. Ne kadar çok kişiyi kurtarsak bu bataktan o kadar iyi.
Işığı olanın karakteri değişiyor
İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın imzasıyla izni olmadan çakar-siren kullananlara karşı işlemler yapılmaya başlanmış.
Nefis bir haber bu...
Haksız yere o çakar ve sireni kullananlardan bazılarının profillerini inceleyin.
Çok garip tipler var aralarında.
Çakarı sireni takan kabadayı profiline geçiyor.
Ruhu sertleşiyor, bakışları derinleşiyor...
Yol sanki evinin salonuymuş gibi davranıp, diğer sürücüleri kendi çalışanıymış gibi falan görüyor.
Resmen korku saçıyorlar yollarda.
Umarım iyice elenir, elenir ki bu her yerde karşımıza çıkan bu tipleri artık görmeyiz.
Biz çok gürültülü susuyoruz
Evrim Alasya ile Kerem Alışık’a “ilişkiniz nasıl gidiyor, neler söyleyeceksiniz. Neden konuşmuyorsunuz” diye sormuşlar... Kerem Alışık, “Biz çok gürültülü susuyoruz. Bizi sustuğumuz yerlerden tanırsınız” demiş.
YANİ?
Düşün düşün bulamıyorum ne demek istedi Kerem Alışık...
Kerem abi be!
Her şeye bir romantizm katmasan mı acaba?
Hep bir aforizma, bir özlü sözler falan...
Artık işlememesi lazım bunların. Beni hiç çekmiyor aksine itiyor.
Çünkü ‘gürültü susmanın’ öyle derin bir anlamı yok benim için.
Evet “Biz sussak bile zaten her şey ortada, asla bir şeyi gizleyemiyoruz” demek istiyor.
Ama kardeşim, bir kez de sade bir cümleyle anlat...
Paylaş