Paylaş
Programında demiş ki, “Boşanan arkadaşlarımızdan biri 2 aydır telefonuma çıkmıyor. Ama elbet bir yerde karşılaşacağız.”
Demet için söylüyor bu sözleri.
Yahu belli ki kadın konuşmak istemiyor. Hatta belli ki kadın rahatsız olmuş.
Belki bıkmış garip esprilerinden, şakalarından, komikliklerinden ve fırsat bu fırsat senden uzaklaşmış.
O yüzden sana bir önerim var, işe yarama garantili üstelik...
‘Acaba aramamayı mı denesen?’
Bakalım neler olacak
Android işletim sistemine sahip telefonlara bazı ülkelerde mobil kumar oyunlarını indirmek serbestti. Google artık bu uygulamayı Türkiye’de de serbest bıraktı. Yani Google Play’den gerçek parayla oynanan kumar oyunları indirilebiliyor.
Öyle ufak tefek oyunlardan bahsetmiyorum.
Yasa dışı olan sitelerin sistemlerinden bahsediyorum.
Yani ruletinden 21’ine, slot oyunlarından pokerine kadar...
Ama bu iş rahatsız edici boyutlarda büyüdü. Ve birçok kişi yasa dışı internet sitelerinden kumar oynuyor.
Bu bir de telefonlara gelirse yandık.
Yandık diyorum çünkü yurt dışındaki o bilinç bizlerde yok henüz. Kendimizi kontrol etme duygumuz eksik.
Bir hırsa, paranın cazibesine kapılıp sürükleniriz.
Çok kredi kartları patlar, anne babaların canı sıkılır, evlerde kavgalar çıkar.
Bekleyip göreceğiz.
Ben erkek halimle korkarım
Aşkın Olayım şarkısını söyleyip Simge’yi etiketlemiş Galatasaraylı futbolcu Icardi.
Tam şarkının popülerliği azalıyor diyoruz bir hamle geliyor ve tekrar hayatımıza giriyor “Aşkın Olayım”.
Farkında mısınız ‘Antidepresan’ furyası bitti. Fazlaca etkiliydi ama o etki azaldı birkaç ay önce.
Ne hikmetse azalmıyor “Aşkın Olayım”ın etkisi...
Icardi’nin şarkı performansına gelince...
Pek de önemli değil bence.
Yabancı olduğu için sesi kötü de olsa tatlı geliyor kulağa...
Ama Icardi kardeşim.
Ben olacakları az çok görüyorum.
Sen çok Simge’ye bulaşma.
Eşin belalı, sen belalı...
E tabii arada çaktırmadan göz de kırpıyorsun Simge’ye o da belli oluyor artık.
Ama ben istemiyorum yarın öbür gün, ‘Wanda Nara’dan Simge’ye sert sözler’ başlıklı haberleri okumayı...
Haydi Nusret
Benim bildiğim Nusret bu fırsatı kaçırmaz.
Bir benzerini hatta belki daha iyisini yapar.
Japonya’da üretilen ve ‘beyaz gece’ adıyla satılan dondurmanın fiyatı 127 bin 600 liraymış.
Onu özel kılan ise içindeki malzemeymiş. Ve bilin bakalım o malzemelerden bir tanesi ne?
Tabii ki altın. Yenilebilir altın yaprak ile servis edilen dondurmada İtalya’da üretilen beyaz trüf de kullanılıyor.
Marka yetkilileri ‘istediğimiz tadı elde edebilmek için bir buçuk yıl uğraştık’ demişler. Artık yalandır doğrudur bilemem.
5 dakika dokunmazsan eriyecek olan bir şeye 127 bin lira vermek nasıl bir kafa yapısı acaba...
Bu dondurmadan eğer Nusret’in haberi varsa benzer bir dondurma yapar...
Ve eminim o Japon firmadan daha çok satar.
Haydi Nusret yaparsan sen yaparsın.
Paylaş