Paylaş
Ve ben, Sivasspor maçı başlarken derin düşüncelerdeydim.
Maçın kaderi için değil ha, kendi ruhum için kederlerdeyim!
Oysa insanın, böylesi karlı bir günde romantik olması lazımdı.
Neyse, Beşiktaş için bir dönüm maçı. Kaybetmemesi gereken bir maç bu!
Salı günü Portekiz’de Braga bekliyor çünkü Kartal’ı..
Kale arkasındaki kar “Dağ”ına bakılırsa müthiş temizlenmiş sana.
Veli kaydı düştü, yerde yatarken topa kafa vurdu.
“Bu savaşçı ruhlu çocuğu seviyorum” diyorum içimden..
Saha yerden ısıtmalı ya, “Çocuk ısınmak için yere yattı” gibi düşünceler aklınıza gelmesin(!!)
Kamera Fernandes’i yakın plan gösterdiğinde ben kahkahayı atıyorum.
Siyah saçlarının üstünü karlar doldurmuş, başının üstü de siyah beyaz olmuş.
2 kat Beşiktaşlı olmuş yani..(!)
Aslında kar yoğunlaştıkça stattaki herkesin başına aklar düşüyor ya..
Bu arada; Mustafa Pektemek’in, Veli’ye hazırladığı pozisyonda yaptığı hareketlere bayılıyorum doğrusu..
Pektemek’in orta sahadaki nefis hareketlerine baygın baygın bakarken, topu Ernst’e çıkardı. Ernst de nefis bir top attı aradan kaçan Fernandes’e. Ve kaleci kornere attı..!!
Güzel şeyler oluyor bugün sahada..
Ve siyah beyaz saçlarıyla Fernandes, bir duran top daha kullandı ve gol geldi.
Sivok attı.. 1-0 oldu.. İlk yarı böyle bitti.
Değişik düşünceler uçuyor kafamda.
En sihirli kelimeler tarif edemez bazen insanı!
Ama Futbol Hayatın Ta Kendisidir..
Ben, bu gece melankolik “Saz” çalıyorum ..
Asla mutsuz bir insan olmadım. Mutluyumdur kendi “çerçevem” içinde..
Çünkü, özümü sevdim ben hep!
Sevinç, neşe, yengi, yenilgi, aşk gibi yalnızlık da hayatın içinde vardır.
Maçın güzel biteceğini düşünüp, eskilerden esen güzel hatıraları anımsayıp, özlüyor ve o anı ruhumda yakalayıp hiç bırakmamaya çalışıyorum..
Ama bir durgunluk var bu gece bende..!!
Aynaya bakarken, o gülen yüzümün ağlayan tarafını görebiliyorum kimi zaman..!!
Yine böyle durumda hissediyorum kendimi. Yalnız.. (x)
Şükrü Saraçoğlu’nda da böyle hissetmiştim yüreğimi!
“Kov bu düşünceleri kafandan Orhan” diyerek ikinci yarıya bakıyorum.
Hızlı başladı maç.. Mustafa, Ernst’in çıkardığı topu önüne alabilseydi..!!
Kamera yakın plan Necip’i gösteriyor.
Tribünlerden kar topu yağıyor Necip’e..
“Olmadı Yiğidolar şimdi bu. Yakıştı mı size!!?” diyorum..
Sivas’ta değilim ama kalbimiz orada..
Maçı anlatan spiker arkadaş, İbrahim Toraman’ın “Sivaslı olup da Sivas’ta oynamadığı için seyirci tarafından ıslıklandığı” söylüyor.. Bu Türkiye’ye özgü bi’şi olmalı..
Herkesin sadece kendi memleketinde mi oynaması gerekiyor!!?
Sivasspor’un tehlikeli atağı kalbimi “Taşikardi alarmına” geçirdi.
Aklıma düştü yine, Holosko yerine neden genç Mehmet Akyüz’ü oynatmaz Carvalhal’cığım..
Ekrem girdi oyuna Holosko’nun yerine!
Holosko’nun maç boyunca Beşiktaş’a tek katkısı, TAÇ kazandırmaktı.
Aman Tanrım Egemen kale çizgisinden bir top çıkardı..
Sivas ikinci yarı baskı kurdu Beşiktaş’a.. Ve Sivas’ın attı 1-1 oldu.
Beşiktaş ilk yarı nasıl top oynadı, 2. yarı nasıl top oynadı.. İnanılır gibi değil..!!
Giden 2 puan için ağlıyorum arkadaş..
Bırakın 1 fazla 1 eksik olmayı, 10 santim ileride veya 10 santim geride olmak o kadar önemlidir ki futbolda. Tıpkı hayat gibi..
Santim küçüktür belki insanoğlu için.
Ama her santim arasında uçurumlar vardır da pek fazla kimse farkında değildir..
“Bilmezler” ile “Bilemezler” kelimesinin arasındaki derin fark gibi..
Bakın yukarıdaki bir kelimeye göre 1 harf eksiktir. Sadece 1 harfcik..!!
Oysa 2 kelimedeki ayrım büyüktür.. Derin bir uçurum vardır, anlam bakımından..
“Bilemezler” kelimesi, bir kişinin bir olayı “Hiç yaşamadığını” anlatır.
Yaşamadığı için “Bilemeyeceğini” vurgular..
“Bilmez” kelimesi ise kişi “Yaşamıştır” ama o anda sizin ne yaşadığınızı Bilmez!!
Yani “Fark etmemeyi, sizi anlayamamayı” vurgular.
Kısacası, bilirsiniz ama fark edememişsinizdir..!!
Futbol da böyle bir şeydir işte..
Bilmezler Beşiktaş’ın fikstürden neler çektiğini..
Bilmezler hakemlerden yana ne haksızlıklara uğradığını..
Bilmezler Beşiktaşlıların Şerefli 2’ciliklerle onur duyduklarını.. (Bilirler de bilmezler!!)
Carvalhal da Mehmet Akyüz’ü “Bilmez”, ki son 3 dakikada aldığı çocuğu..
Gördünüz mü, sadece 1 harf nasıl değiştiriyorsa bir kelimenin cümlesel anlamını, oyuna aldığınız 1 oyuncu da o “Şiddetle” değiştirir oyunun akışını..!!
Bu yüzden edebiyatla futbol arasında derin bir rabıta vardır..!!
“Melankoli, hüzünlü olma mutluluğudur” diyorlar ya
ben de böyle mutluyum bu gece anam babam..!! Hüzünlü ve Mutlu!!
Neyse, darısı Braga maçına..
OC Bu gece de kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben Can; Orhan CAN..!!
(x) Orhan Veli’nin “Yalnızlık” adlı şiirini gerçek futbol aşıklarına armağan ediyorum!!
”Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler..”
Paylaş