Paylaş
‘Doğa seni çağırdı mı, doğanın sesine kulak vereceksin.. Çağrısına uyacaksın..’ derim hep!
Rüzgar esti mi, tekneye “AGANTA” diyeceksin..
Doğanın çağrısına uymamak olmaz! Geldik İnönü’ye..
Çarşı Grubu’nun bulunduğu yer neredeyse boş. Sadece orta göbek dolu.
O ateşli taraftar grubunun büyük çoğunluğu yok.
Nerede bu çocuklar..!? (Yazının alt bölümünde açıklıyorum)
Ancak her şeye rağmen fedakar taraftar, “Feda” diyerek doğanın çağrısına uymuş bu gece!
Maç başlayana kadar ilk kez İnönü’yü böyle heyecansız gördüm.
Ama unutulmamalıdır ki hiç kimse vazgeçilmez değildir..
Çünkü, doğa boşluk kaldırmaz..
Misal, koca ağacı kökünden keserler de önce çalılar sonra makiler oraları yeniden yeşil yapar!
Bir bakarsınız ki aradan bir fidan sıyrılır yükselir, ağaç olma yolunda dev adım atar..
Ne, maça gelebilecek olanağı olduğu halde bilinçli olarak gelmeyenler ne de anlaşmamakta direnen Q7’dir vazgeçilmez olan..!!
Bu arada Batuhan’ı yeniden sevmeye çalışıyoruz..
“Ne de olsa bizim çocuk” diyerek.
Fernandes’in şutu direkte patladığında “Ah” çekiyor tüm stat.
Futbol zaten, “Ahlar, vahlar, keşkeler, tühler, oflar, sevinçler, hüzünler, yengiler, yenilgiler, aşklar ve sevdalar” sporu değil midir..!!?
Ligin en yaşlı takımına karşı oynuyor oysa Beşiktaş..
Bana göre “Tekaütler” takımına karşı..
Biri, “Eski açığın “Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar” şarkısını takımları için kesintisiz söylemesi tribün liderliğinin ileride el değiştireceğini işaret ediyor gibi..” diyor!
“Ne işareti. Oradakiler Çarşı Grubu’nun ta kendisi” diye yanıtlıyorum.
Bundan gayri çocukları Eski Açığa mı geçti..!!
Hava öyle güzel ılgıt ılgıt esiyor ki İnönü’de..
İkinci yarı Batuhan’ın yerine Almeida girdi.
Fernandes’in korner atışına Necip şahane yükseldi. 1-0 oldu..
Duran bir top atışı daha Fernandes’ten ve Sivok 2-0 yaptı..
Karabük’e giderken hayatını kaybeden Beşiktaş taraftarı Emre Kuşcu için “Son deplasmanın Cennet olsun” pankartı, maçın başında şehitler için yapılan saygı duruşunda Elazığlılar’ın “Burada” diye bağırması kadar duygu yüklüydü..!!
Beşiktaş’ın kalecisi gerçekten güven veriyor kalesinde.
Yaptığı kurtarışlardan belli..! Bunu yazmalıyım!
Bu arada, Uğur’un sol kanattan açtığı topu kovalayan Necip iyi kesti içeriye, Almeida topu sıyırdı geçti. Elazığ çıkmaya çalışırken Hilbert göğsüyle kesti ve rakiplerini geçe geçe gitti.
Nereye!? Elazığ kalesine tabii.. 3-0 oldu..
Böylece herkes rahatladı..
Umarım Quaresma da rahatlamıştır!! Yönetim de..
(Q7’nin bir suçu yok ama artık anlaşmak için bir iki adam atmalıdır)
Son söz şöyledir:
Gemi yola çıkmıştır. Beğenirsin, beğenmezsin..
Ama bu gemi Siyah-Beyaz yüklüdür..
Gemiye binen binen, binmeyen gider.!!
Çünkü, vazgeçilmez olan tek şey ANA GEMİNİN TA KENDİSİDİR..!!
Bu yüzden,
“Bazen fırtınalar iyidir. Tekneni yıpratır. Seni korkutur ve fena halde yorar ama güverteni de tertemiz yapar”..
Fırtına dindiğinde de tam yol devam edersin.
Dümen suyuna bakmadan hem de..
Orhan Ak’’ın son dakika yaptıklarını yedi düvel gördü.
Kuddusi yine yaptı yapacağını ve 3 sarı kartın 2’sini Beşiktaş’a gösterdi..
Bu arada, “Cennet annelerin ayaklarının altındadır!”
Beşiktaş taraftarının sevilen ismi Ali Pektaş, nam-ı değer ‘Şevşek Ali’nin vefat eden biricik annesinin mekanı Cennet olsun.. Nur içinde yatsın.. Başın sağ olsun Ali kardeş..
İki Beşiktaşlıya kulak veriyorum:
“İlk yarıda Sivok’un yaptığı hareket resmen kırmızı kartlıktı. Ancak, ceza sahası dışındaydı. Frikik vermeliydi. Ancak Kuddusi vermedi. Faulü verse ve Sivok’u atsa, suyun akışı değişecekti belki de..Beşiktaş’ın hakem kandırarak puan almaya ihtiyacı yoktur..
Beşiktaşlılar bunu söyleyecek kadar da yürekli insanlardır..” diye konuşuyorlardı..
Neyse, OC bu gece de kaçsın..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..
NOT: Seyirci İnönü'yü boşalttıktan sonra Beşiktaşlı oyuncular "YENİLEME" idmanına çıktı..
Paylaş