Paylaş
Cuntanın baskısı herkesi yıldırmış, sessizlik egemen olmuştu.
Kulağımız dışarıdan gelen mesajlardaydı. Kim ne diyordu? Yorumlar nasıldı? Bu mesajları avukatlardan alırdık... Bize dayanışma mesajı yollayanlardan biri, Tosun Terzioğlu'ydu. Yanımızda olduğunu söylüyor, 'cunta'nın ömrünün uzun olmayacağını haber veriyordu.
O yıllarda, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesiydi, Fen Fakültesi'nin dekanlığını yapıyordu.
Tosun Terzioğlu, matematikçiydi. Ünlü bir matematikçi olan ve İstanbul Üniversitesi rektörlüğü yapmış Prof. Nazım Terzioğlu'nun oğluydu. Matematik merakını babasından devralmıştı.
Hayatına o kadar çok şey sığdırmıştı ki: ODTÜ Fen Fakültesi Dekanlığı... TÜBİTAK Başkanlığı... Sabancı'da 12 yıl süren kurucu rektörlük... Bilimsel dünyada en ağır sorumlulukları üstlenmekten geri durmuyordu.
Ermeni meselesi
Önemli bir bilim adamı olan Tosun Terzioğlu'nun dikkat çekici özelliklerinden biri, Türkiye gibi bir ülkede, tutarlı bir demokrat olmasıydı.
Halil Berktay, 2000 yılında 1915 Ermeni Tehciri'ni bir tarihçi, bir bilim insanı olarak "soykırım" diye tanımlayınca; ırkçıların, militaristlerin hedefi oldu. Yalnız o değil, öğretim üyeliği yaptığı Sabancı Üniversitesi de, suçlanmaların odağına yerleşti. "Atın Halil Berktay'ı üniversiteden" başlıklı makaleler yazıldı. Üniversite topa tutuldu.
O dönemde, Sabancı Üniversitesi rektörü, Tosun Terzioğlu'ydu. O günleri Halil Berktay şöyle anlatıyor: "Ermeni meselesi konusunda Radikal gazetesi söyleşi yapmak istedi. Bunun üzerine ben Tosun Terzioğlu'na danıştım. Bu konudaki fikirlerimi anlattım. Bir diyeceği olup olmadığını sordum. Gülümsedi, 'Konuşacaksın Halil, bu konularda sen konuşmazsan kim konuşacak. Yolun açık olsun, iyi şanslar' dedi. Elini elimin üzerine koydu ve arkandayım anlamına gelecek bir jest yaptı. Bunu şimdiye kadar kimse sormadı. Üniversite yönetiminin haberi var mıydı? diyen olmadı Ben de anlatmadım."
İşte böylesine kritik bir dönüm noktasında, Sabancı Üniversitesi, Halil Berktay'ın arkasında durdu. O tavrın gerisindeki isim, Rektör Tosun Terzioğlu'ydu.
Halil Berktay, onu, "O saf demokratlığın, tipik müşahhas bir haliydi" diye tanımlıyor. Özgürlük konusunda John Stuart Mill'i andıran mutlak ve evrenselci bir duruşu vardı Terzioğlu'nun...
Can Paker, "Geriye Bakmak Yok" başlıklı anılarında, Tosun Terzioğlu'nun Kemal Alemdaroğlu'na başörtüsü yasağı konusunda nasıl direndiğini anlatmıştı. Terzioğlu'nun Ermeni Konferansı için çabalarını ve dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün bu konudaki desteğini de Can Paker'den öğrenmiştik.
Etkili ve tanınmış bir bilim insanıydı. Sakin bir karakteri vardı, gösterişi sevmezdi. Zor zamanlarda neşeli öyküler anlatarak ortalığı yumuşatırdı.
Kritik anlarda, kararlı siyasi duruşuyla da, bir bilim insanının göstermesi gereken cesareti göstermekten geri durmazdı. Demokrasi, fikir özgürlüğü, ifade özgürlüğü; olmazsa olmazlarıydı.
Yöneticiliğini yaptığı sivil toplum örgütlerinin çeşitliliğine ve çokluğuna bakınca, onun, zamanını, bilimsel etkinliklerin yanısıra, sosyal etkinliklere ve dernek yöneticiliğine ayırdığını görebiliyoruz. Bunların bazıları, Hrant Dink Vakfı, Çağdaş Eğitim Vakfı ve TESEV'di...
Terzioğlu, ülkemizin önemli bir aydınıydı. Onu genç sayılacak bir yaşta yitirdik. Daha yapacağı çok şey vardı. Katkılarına hep ihtiyacımız olacak.
Onu arayacağız ve özleyeceğiz.
Paylaş