Zorunlu bir trend: Yatak paylaşımı!

 Son yılların en favori konularından biri paylaşım ekonomisi.

Haberin Devamı

Zorunlu bir trend: Yatak paylaşımı

Ya da diğer bilinen adlarıyla işbirliği ekonomisi/ortak tüketim.
Bu kapsama neler giriyor?
Elden ele ücretsiz paylaşılan ya da çok ucuza kiralanan ikinci el eşyalar...
Airbnb, Uber, Lyft gibi küresel markalar... Volumeteer, Coachsurfing, Taskrabbit gibi dijital paylaşım ağları...
Bizde olmasa da yurtdışındaki büyük şehirlerde bisiklet paylaşımları... Dahası, sosyal medyada oluşturulan irili ufaklı takas/paylaşım grupları...
Yani paylaşım ekonomisinin ucu bucağı yok, evreni çok geniş.
Bu ekonominin açılımı ne olur, nereye gider; orası ekonomistlerin işi. Biz işin yaşam tarzı kısmına bakalım.
Çünkü olan bitenler direkt ya da dolaylı olarak hepimizi bir yerinden dönüştürüyor.
Hazırsanız, benim duyunca çok şaşırdığım (ki nadir şaşırırım) bir paylaşımı anlatacağım: Yatak paylaşımı!

Haberin Devamı

12 SAATLİĞİNE  YATAĞIN BENİM!

Londra’da öğrenci olan arkadaşım anlattı.
Okullarındaki son trend şuymuş:
Yatağını 12 saatliğine kiralıyormuşsun. Nasıl mı?
Aslında işin “nasıl” kısmı ev sahibi olan kişinin hangi vakitlerde yatağında uyuduğuna bağlıymış.
Diyelim ki gece bir barda çalışıyorsun. O zaman yatağını gece kiraya verebilirsin.
Ya da gündüz evde yoksun, akşam geç saatte geliyorsun. Gece çalışan biri pekala gündüz senin yatağını kiralayabilir.
Böylece evini biriyle 24 saat paylaşmaktansa sadece yatağını istediğin zaman kiralayarak hem daha fazla kazanıyorsun hem de yüksek ev kirası ödeyecek durumda olmayan birine de yardım etmiş oluyorsun!

HAYIR, DELİRMEDİLER

“İyi de” diyeceksiniz, “İnsan yatağını neden kiralar? Delirdi mi bu insanlar?”
Delirmediler tabii, ama Londra’da ev kiraları öyle yüksek ki, özellikle öğrenciler ve düşük gelirli çalışanlar böyle pratik çözümlere son derece normal yaklaşıyormuş.
Elbette bu noktada devreye paylaşım ekonomisinin ilk kuralı devreye giriyor:
Karşılıklı güven!
Yoksa yatağını ha bire tanımadığın birilerine kiralamak zor iş. Keza yatağa girmeden evvel “Acaba kiralayan kişi yatağımda dün neler yaptı?” diye fantezi kuyularına düşmek de öyle...

Haberin Devamı

Bilgisayarlar aynı bavula

Amerika ve İngiltere uçuşlarında yolcuların cep telefonundan büyük elektronik cihazları kabine alma yasağı geçen ay başlamıştı.
Pazar günü Londra’ya uçarken bu tuhaf yasağı bizzat deneyimledim.
THY uçağa binmeden hemen önce laptop’unuzu alıyor.
Köpüklü paketlere koyuyor ve diğer bilgisayarlarla birlikte kendi bavullarına üst üste yerleştiriyor.
Size de bilgisayarınızı teslim ettiğinize dair bir fiş veriyor.
İndiğinizde ise bagajınızı teslim aldığınız yerde bu bavullar açılıyor.
Ve bir anda kendiliğinden bir teknoloji pazarı oluşuyor.
Herkes teker teker bilgisayarını almaya gidiyor.

Zorunlu bir trend: Yatak paylaşımı

Tabii tüm bu işlemler ekstra kuyruklara girmekle sonuçlanıyor.
Ayakta bekleme süreniz artıyor.
Özellikle uçağa binmeden önce...
Bilgisayarınızı bavulunuzun içine koysanız da fark etmez.
Yine de o sırayı bekliyorsunuz.
Ama en azından laptop’larınızın sorumluluğunu THY üstlenmiş oluyor. Mesela British Airways, THY gibi nazik değil.
Laptop’ları toplu halde bavula koyma uygulaması onlarda yok.
“Kendi bavulunuza koyun, bagaja verin” diyorlar.
NOT: Tam bu yazıyı yazarken Trump’ın, İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerinden Amerika’ya gelen uçuşlara da aynı yasağı koyacağı haberi konuşulmaya başlandı. Yani yalnız olmayacağız. En azından bu laptop yasağı hususunda.

Haberin Devamı

Zorunlu bir trend: Yatak paylaşımı

Haber önerilerinizi, fotoğraflarınızı ve videolarınızın Hürriyet'te yayınlanması için e-posta adresimiz halkinhurriyeti@hurriyet.com.tr ve Whatsapp numaramız 05337814345

 

 

Yazarın Tüm Yazıları