Zenne: Tam bir aile filmi

Meğer daha çok bir “anneler ve oğulları” filmiymiş Zenne.

Haberin Devamı

Meğer diyorum, çünkü Altın Portakal’da gösterildiği günden bu yana Zenne deyince hafızalara kazınan iki tema vardı.
Biri eşcinsel namus cinayeti, diğeri de pembe tezkere.
Bu iki ağır tema yine var filmde.
Ama film sırf bu iki temaya sırtını yaslamamış, bunlar üzerinden yürüyerek başka bir şey yapmış.
İki farklı aileyi, daha doğrusu iki farklı anneyi göstermiş.
Biri nasıl despot nasıl zalim nasıl gelenekçi ve kapalıysa, diğeri bir o kadar pamuk, bir o kadar anlayışlı ve modern.
Aslında bu iki anneyi izliyoruz Zenne’de.
Ve onların eşcinsel oğullarıyla ilişkisini elbette.
Yönetmenler C. Alper ve M. Binay böyle bir tercih yaparak filmlerinin sadece belli bir kesim tarafından izlenip çok az seyirciye ulaşmasının önüne geçmişler.
Bu yüzden o klişe deyişle, Zenne’yi kaçırmayın derim. Şaşıracak, gülecek, heyecanlanacak ve finalde ağlayacaksınız.
Eh, Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü de yaptığı son açıklamada bu tür duyguları aynı anda yaşatabilecek aile filmlerine ihtiyacımız olduğunu, onlara daha çok teşvik vereceklerini söylemiyor muydu?
O halde “Zenne” ailecek izlenmeli, pas geçilmemeli...
Çünkü “Zenne” tam bir aile filmi. Başka bir açıdan baktığında.
“TEŞVİK” NOTU: Kültür Bakanlığı “Zenne”ye destek vermeyi reddetti. Filme maddi katkısı olan tek kurum ise Hollanda Konsolosluğu İnsan Hakları Fonu oldu.

Haberin Devamı

Yeni CIP Lounge: Bunaltıcı!

THY’nin yeni CIP Lounge’u hakkında şu ana kadar genelde olumlu şeyler okumuştum. Herkes çok beğendiğini söylüyordu.
Geçenlerde buraya yolum düştü.
Lounge girişine pasaport kontrol kabini koymak çok akıllıca olmuş gerçekten.
Ama lounge’un yeni hali beni daralttı.
Bir kere bazı bölümler fena halde basık.
Yerdeki ahşap döşeme sürekli gıcırdıyor.
Yirmi-otuz kişinin aynı anda yürüdüğünü düşünün, korkunç bir ses çıkıyor...
Bir de dev aynalar var. Onlar yüzünden yolunu yönünü şaşırıyorsun.
Açıkçası CIP Lounge’un eski versiyonu daha ferahtı ve bu kadar tasarıma boğulmamıştı.
Şimdiki hali çok oyuncaklı ve pek dinlendirici değil.
Harcanan paraya yazık olmuş.

Haberin Devamı

Bir çırpıda

- 19 MAYIS... 19 Mayıs törenlerinde yaptığımız topluca hareketleri lisedeyken hiç sevmezdim.
Antipatik ve sıkıcı bulurdum. Ayrıca yapılan gösteri çoğu zaman yaratıcı da olmazdı.
Gençlik bayramı denilen şey, gençlerin içini bu denli sıkmalı mı ondan emin değilim hâlâ.
Ama Milli Eğitim Bakanlığı’nın 19 Mayıs törenleriyle ilgili son kararı da antipatik.
Okumuşsunuzdur; Ankara dışındaki illerde yapılacak törenler sadece okullarda gerçekleşsin diye bir karar alınmış. Nedeni de ilginç; öğrenciler gösterilere hazırlanırken üşüyormuş, filan... Bu kararın yerine varolan gösterilerin daha yaratıcı, daha özenli olması için vizyon/destek sağlansaydı keşke...
Tamam tamam biliyorum, fazla iyimserim. O halde sustum.

Haberin Devamı

- AZRA VE HALUK... Glee dizisinin yerli versiyonu olmaya çabalayan MUCK’a şöyle bir göz attım. Haluk Piyes’le Azra Akın’ın karşılıklı oynadığı bir sahneye denk geldim.
Azra Akın’ı bu deneyimli oyuncu karşısında gayet kıvrak ve inandırıcı buldum.

- DEMET’İN İMAM NİKAHI... Kadınlar imam nikahını çok mu seviyorlar? En son Demet Akalın da imam nikahlandı ya, bu vesileyle sosyal medyadaki takipçilere sordum. “Nedir bu imam nikahının cazibesi?” diye.
Yanıtlardan biri beni hayli ikna etti: “Adam, resmi nikah kıymaya kendince değer bulmadığı kadına sen geçici değilsin mesajı vermek isterse imam nikahı gerçekleşir. Kadın için cazibesi bu olsa gerek!”
Başından imam nikahı geçmiş Gizem Özdilli ise olumlu bir şekilde yorumladı meseleyi:
“Kalben ve ruhen bağın onaylanması! Karşılıklı saygıyı artırıyor. Kısacası zararı yok, faydası çok.”

Yazarın Tüm Yazıları