Paylaş
Kimisi ofis partisi verir, sadece çalışanlarıyla kutlar yeni gelmekte olan yılı.
Kimisi işi büyütür, şehrin önde gelen isimlerini de davet edip çapı genişletir.
Sonuç? 31 Aralık’a az kala kariyere adanmış şehirli bünyeler iyice yorgun düşer, takati kalmaz.
1 Ocak’ta başlaması muhtemel yeni yıl depresyonuna erken girmiş olurlar böylece.
Malum, Ocak’ın ilk haftası tüm çalışanlar için berbattır.
O çok eğlenilen 31 Aralık gecesinden sonra kendilerini sıkılmış limon gibi hisseder ve içlerinden çalışmak gelmez.
Sanki patronlar erken yılbaşı partileriyle bu depresyon takvimini öne almak niyetinde.
Şüpheci yanım böyle diyor, ister inanın ister inanmayın.
Ama şuna kesinlikle inanın: Yılın en pahalı partisi çarşamba gecesi Galatasaray Adası’nda yapıldı.
Evet yine o erken yılbaşı partilerinden biriydi.
Ama ekonomik bir alt metni de vardı bu partinin.
Diageo ile Mey İçki’nin ağustos ayında gerçekleşen muhteşem birleşmesi kutlanıyordu resmi olarak.
“Diageo nedir?” diyene şu içki markalarını saysam yeterli sanırım: Johnnie Walker, Gordon’s, Smirnoff...
Mey İçki de malum: Yeni Rakı demek, Binboa demek...
Peki neden pahalıydı bu parti? Şunlardan dolayı:
- Galatasaray Adası’na geçiş normalde teknelerle yapılıyor.
O gece için özel olarak kara ile ada arasına dubalardan yapılma bir köprü kurmuşlar. 178 metre uzunluğunda... Geçiş sırasında -doğal olarak- biraz sallana sallana ilerliyordun. Ama heyhat, kesinlikle iyi fikirdi.
- Bu tür partilerde içki dağıtan hostes kızlar yerli ajanslardan seçilir. Bu kez hepsi İngiltere’den getirilmiş.
- Davet tek bir mekanla kısıtlı değildi. Galatasaray Adası’ndaki tüm mekanlar kapatılmıştı. İçki markalarının özelliklerine göre her mekan ayrı ayrı tasarlanmıştı.
En çok Johnnie Walker için tasarlanan yeri sevdim.
- Ve diğer şeyler: Avizeden sarkan akrobatik dansçı, kapıda davetlileri karşılayan İskoçya’dan gelme gaydacılar...
Tüm bunları görünce davetliler, kulaktan kulağa “Şu kadar para harcanmış duydun mu?” diye konuşmaya başladılar. Ben de en resmi ağızlara sordum.
“Ne kadar harcadınız bu gece için?” diye.
Meblağ beklemediğim kadar yüksekti: Yaklaşık bir milyon dolar!
‘Yalan Dünya’ özlemi
Gülse Birsel’in dizisi “Yalan Dünya” mütevazı, diziye dair hiçbir tüyo vermeyen fragmanına rağmen şimdiden olay yarattı. Çünkü:
- Artık TV’de dram dizisi görmekten bunalma noktasına gelindi.
- Evet, Gülse Birsel’e olan güvenimiz tam. Onun espri anlayışını ve karakter yaratmaktaki başarısını özledik.
- Ve yine evet, kadro çok iyi.
- Son “evet” şuna: Uzun süredir bu diziye dair bir “geldi geliyor” şeklinde beklenti
dalgası yaratıldı.
Ve şimdi o dalgalanma karanın azıcık görünmesiyle beraber had safhaya ulaştı.
Yeni anneler ve Bayan Bayülgen
Şirin Bayülgen’in kendi jenerasyonundaki “yeni anneler”le ilgili bir derdi var.
Bundan bir yıl önce filan, “Çocuk doğurunca hemen çocukla ilgili yeni bir iş edinenleri çok komik buluyorum” şeklinde bir beyanatı olmuştu.
Şimdi de çocuğunu Amerika’da doğuranlara, çocuğunun doğum günü fotoğraflarını sosyal medyada paylaşanlara çakmış.
İlk çıkışını gayet haklı ve yerinde bulmuştum Bayan Bayülgen’in.
Ama şu son çıkışları sırf sataşmak için yapılmış duruyor dışarıdan.
Paylaş