Paylaş
Ne kadar bu sorudan sıkılmış olsanız da, sizin de birkaç kişiye aynı suali yöneltmiş olmanız olasılık dahilinde. İtiraf edin!
Hakikaten ne yapacağız yılbaşında?
Tamam, gerilmenin alemi yok. Eski yılbaşı gecelerini hatırlayın, neler yaptığınızı gözünüzün önüne getirin.
Ve ona göre bu yılbaşı ne yapıp ne yapmak istemediğinize karar verin.
Mesela ben:
Bir keresinde Karaköy Antrepo’da düzenlenen bir partiye gitmek üzere yola çıkmıştım. Saatler 12’yi gösterirken trafikte, taksideydim. Milim milim ilerliyorduk ve sinir olmuştum. Üstelik parti alanına girdiğimde büyük hayal kırıklığı yaşadım. Tüm apaçiler oradaydı. Zerre eğlenmemiş ve zevk almamıştım.
Yani DJ’li büyük partilere gitmek çok riskli, hele hele partiye giderken ve dönerken trafiğe takılmak berbat. O zaman bunu asla YAPMAM.
Bir başka kere de Nişantaşı’nda girmiştim yılbaşına.
Nişantaşı caddeleri ve sokaklarında yapılan ilk yılbaşı kutlamasıydı.
Ortam medeniydi, insanlar da öyle. Kimse kimseyi iteklemiyordu. Taksim Meydanı’ndaki gibi taciz olayları yoktu. Çok eğlenmiştik, şahaneydi.
Ama sonra aşırı kalabalıktan tüm arkadaşlar birbirimizi kaybettik! Sonu saçma bitti yani. O zaman bunu da asla YAPMAM.
Evde olmak her zaman en garantili eğlence! Bir yılbaşında kendi evimde bir başkasında ise Göksel’in (o zaman Alper Erinç’le evliydi) ev partisinde çok eğlenmiştim. Tamam, kendi evin ertesi gün enkaza dönüşüyor. Başkasının evinde eğlenmek daha temiz iş! Ama önemli değil, değer buna.
O zaman bunu her yılbaşı YAPARIM.
Yurtdışında olmak da bir alternatif yılbaşında. ıki kere yaşadım bunu.
Biri ıngiltere’nin Brighton şehrinde kel alaka bir pubta, diğeri de geçen yıl Beyrut’ta. “Beyrut ne alaka?” demeyin. Hep derler ya, “Acayip bir gece hayatı var orada”. Söylenenler doğru cidden. Hiç kasmadan, delice eğleniyor Beyrutlular. O yüzden yurtdışında yılbaşını her zaman YAPARIM. şık oluyor.
Bir restoranda şık bir yemek ve sonrasında hafif/fazla dağıtmadan bir eğlence. Bakın bunu hiç YAPMADIğIMI fark ettim şimdiye kadar. Fazla yaşlı işi mi ne?
Bu yılbaşı yine yapmayacağım ama ileride olabilir. Hani yılbaşı demek illa dağıtmak demek olmamalı.
Televizyon karşısında geçirilen yılbaşı akşamları! Herhalde hepimiz çocukluğumuzda çok yaşadık bunu. Tombalalar, şunlar, bunlar... Bünye bunlara doydu, yeter. O yüzden katiyen bunu YAPMAM.
Sonuç? Gayet basit: Herkesin yılbaşı gecesi kendine. Seçin, alın, banane...
Gülben’in şarkısındaki gibi yani: Herkes kendi kaderini yaşar yarim.
O zaman şimdiden herkese, tam istediği gibi bir yıl olması temennisiyle...
En merak ettiğim parti
Yapacağım parti olmasa -belki gecenin bir vakti herkesi evde bırakır giderim, belli olmaz- yarın gece en çok merak ettiğim parti ıstanbul’un en yüksek binası Sapphire’de yapılacak olan “The Party Highest by Shop&Miles”.
Organizasyon şirketi A46’nın kotaracağı parti için Sapphire’in üst katı ilk kez eğlenceye açılıyor. Oradan manzarayı hayal etsenize, umarım nefis olacak.
Partinin yemekleri ünlü şef Carlo Bernardini’denmiş.
Müzik, DJ Beegee’den, yani Birol Giray’dan.
Yılbaşı gecesi için hâlâ planı olmayana, hayli “en yukarda” bir alternatif olabilir diye düşünüyorum.
Hürriyet’in yeni yıl partisinde olup bitenler
Her yıl 31 Aralık’a birkaç gün kala düzenleniyor bizim gazetenin yeni yıl partisi.
Bu kez de pazartesi günü yapıldı ikinci kattaki eski baskı tesislerinde.
Burası Santral İstanbul’daki Enerji Müzesi’ne benziyor.
Aynı eski fabrika havası ve korku filmi atmosferi... Aslında o gece düşündüm de burada nefis partiler yapılabilir.
Yılda bir kurum içi partilemek yetmez!
Sahneye Göksel’in çıkmasıyla birlikte herkes kurtlarını dökmeye başladı partide!
En başta da Ertuğrul Özkök. Partide dağıtılan geyik boynuzlarından birini kapıp kafasına geçiren Özkök’ün dansı görülmeye değerdi.
Ahmet Hakan, Charlie’nin Melekleri kıvamındaydı. Bizim Kelebek kızlarından Melike Karakartal bir yanında, Melis Alphan öteki yanında... Ahmet’in gizlice sigara içtiği de gözümden kaçmadı.
Partinin diğer “en”leri:
- En çok ıslık çalan: Fikret Ercan
- En şık: Sibel Arna (Gamze Saraçoğlu tasarımı elbisesiyle)
- En gizemli: Ayşe Aral
- En kırmızı şarapçı: Sedat Ergin
- En cool: Eyüp Can
Paylaş