Yeni Kun’un enerjisi o mekânı anımsatıyor

İlk kez 2019 yılında Tarabya’da açılmıştı Kun.

Haberin Devamı

Ambiyansı, yemekleri farklıydı ama en çok da bir anda oluşturduğu genç komüniteyle gündeme gelmişti.
Bu genç topluluğu sürükleyen isim de belliydi, mekânın sahibi Murat Kazancıoğlu.
Tarabya’daki Kun’un hikâyesi çok uzun sürmedi ama Bodrum’daki The Galliard Cove içinde açtığı barla markanın varlığı bugüne dek sürdü.
Şimdi ise yeniden şehre döndü Kun.
Bu kez şehrin tam göbeğinde, Kuruçeşme’deki Boaz’ın olduğu binaya konuşlanarak...
Perşembe gecesi Kun’un yapılan açılış davetinde gördüğüm enerji tıpkı Emirgan’daki La Boom’un 2012 yılındaki ilk zamanları gibiydi.
Hemen geçmişe ışınlanalım:
O dönem Umut Evirgen gece hayatının yeni ve yükselen bir ismiydi.
Özellikle La Boom’da pazar öğleden sonra yapılan şampanyalı partiler çok konuşulur, şehrin genç topluluğu orada boy göstermek isterdi.
İşte şimdi aynı bayrağı Murat Kazancıoğlu devralmış görünüyor.
Evirgen’le tarzları elbette farklı.
Mesela Evirgen bir noktada canlı müziğe yönelmişse, Kazancıoğlu hiç o taraflara girmeye niyetli görünmüyor.
Ama tıpkı Evirgen’in ilk dönemler yaptığı gibi Kazancıoğlu da şimdi etrafında tamamen gençlerden oluşan bir kitleyi peşinde sürüklüyor.
Dahası, Kun da geçen hafta pazar öğleden sonra partilerine başladı.

Haberin Devamı

Galata’daki “i guru”

Sırtını Galata Kulesi’nin hemen altındaki tarihi Ceneviz surlarına dayamış ama güncel iç tasarımıyla yüzünü günümüze dönmeyi tercih etmiş bir cafe lounge bar “i guru”.
Ecole St. Pierre Hotel’e bağlı olan mekânın yaratıcıları kitchen-ist ekibi, yani Canan Tulca ve Nihal Akarsu ikilisi.
Canan ve Nihal’e bu tarihi mekânı baştan aşağı nasıl değiştirip makyajladıklarını sordum. Şöyle anlattılar:
“i guru Cafe Lounge Bar’ın bulunduğu bu bina 1900’lü yılların başında St. Pierre manastırına ait Collège des Frères St. Pierre Okulu’nda görevli olan sörler (Frères) tarafından yatakhane ve misafirhane olarak kullanılmış. 
‘Frerler’ dönemin dini misyonerleri. Ruhani lider ve öğretmen olarak da tanımlanabilirler.
O dönemin bir çeşit guruları. 
Dolayısıyla mekânın isminden tüm tasarım diline, binanın geçmişi bizim için çıkış noktası oldu.
Binanın geçmiş hikâyesiyle günümüz trendleri arasında bir bağlantı kurarak hedef kitlenin dikkatini çekmek istedik.
Galata yoğun bir bölge. Neredeyse haftanın her günü.
Bu yoğun insan trafiği ve sıkışık sokaklar arasında bunlara tamamen zıt, görenlerde sürpriz bir dinginlik hissi yaratmayı istedik.”

Yazarın Tüm Yazıları