Yeni hafta sonları yeni alışkanlıklar

Saymadım, sayamadım.
Bu kaçıncı hafta sonu oldu, artık farkında bile değilim.
Sanırım hepimizde durum aynı.
Sanki yıllardır cumartesi-pazar dışarı çıkmıyormuşuz gibi gelmeye başladı.
Zihin bir önceki eski normali flulaştırdı resmen.
Çok değil, kasım başındaki halimizi üstelik...
Bu yeni sürümle beraber yeni alışkanlıklar da doğdu tabii:

1. Uyku uyku, güzel uyku:
“Inception” filmi halt etmiş. Katman katman rüyalar görüyorum.
Dahası, o rüyaları eskisi gibi hemen unutmuyorum. Gün içinde bile gayet net hatırlıyorum.

2. Dizi dizi, sıradaki dizi:
Kitap okumak, dergi karıştırmak bir yere kadar; dizilerin dünyası sayesinde o anki gerçekliğin çok hızlı yer değiştiriyor. Tembel bir tutum, ama ne yapayım...

3. Detay detay, daha çok detay:
İyi yanından bakalım.
Vakit çok olunca bir konuyu hiç olmadığı kadar en ince detayına kadar araştırıyorum. Eskiden buna vakit yoktu. Hızlı yaşamak gerekiyordu. Şimdi bu yavaşlıkta her şey yapılabilir.

4. Hayal hayal, daha az hayal:
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım itiraf etti, “Eskiden çok hayal kurardım, şimdi hiç hayalim kalmadı.
Belirsizlikten galiba” diye.
Ben o kadar değilim, hâlâ hayaller var. Çekmecede biriktiler.

5. Test test, daha çok test:
Annesiyle babasını ziyaret edecekler artık onlara gitmeden önce mutlaka test yaptırıyor.
Evde arkadaşlarla toplanılacaksa da herkes birbirinden test istiyor.
Kısacası test olmazsa olmazlardan biri oldu.

Şimdi trend: Online sanat platformları

Pandeminin iyi yanlarından biri de bu oldu: Online sanat platformları giderek artıyor.

Geçen yıl önce Kolekta’yla tanıştık.

Kolekta galeri temsiliyeti olan sanatçılarla bağımsızları bir arada sundu bize.

Dolayısıyla yelpaze çok genişti. 600’ü aşkın sanatçının 6 bine yakın sanat eserini tek bir adreste bulma şansına erişmiştik.

Aynı zamanda satış da yapılabiliyordu Kolekta üzerinden.

Bu da büyük kolaylıktı.  

Ardında Shopigo Art geldi.

“Herkesin kendini iyi hissedebileceği en az bir sanat eserine sahip olmasını sağlamak için bir yol açıyoruz” diyerek...

Online son sanat platformu ise Artoloji.

Kolekta’yı yapan ekibin yeni markası.

Artoloji’nin Kolekta’dan farkı tamamen yeni ve keşfedilmemiş sanatçılara odaklanması.

Onların eserlerini sunması.

Nitekim Artoloji’nin bir diğer özelliği de eser fiyatlarının uygunluğu.

Tüm eserler 10 bin liranın altında.

Bu üç platformun yanı sıra sanatseverlerin online olarak takip etmeyi sürdürdüğü Mamut Art, Step ve Base’i de listeye ekleyin.

Ortaya büyük bir modern sanat kütüphanesi çıkıyor aslında.

Ne oldu sana Abel?

The Weeknd, namı diğer Abel Tesfaye son albümü “After Hours”la beraber adet olduğu üzere (Lady Gaga ablasından ilhamla) klip değil, sanat eseri kıvamında kısa müzik filmleri yayınlıyordu.

Ve yaklaşık dokuz aydır da az önce bir kavgaya karışmış gibi yüzü şiş, kanlı, bandajlı, sargılı filan dolaşıyordu kendisi.

Ödül törenlerine de öyle gidiyordu.

Aslında tüm bu bandajlı imaj Abel’ın son albümünde anlattığı hikâyelere bir göndermeydi.

Ama son videosu “Save Your Tears”ı görünce birçok hayranı gibi beni de önce bir endişe seli aldı: Yoksa gerçekten bu korkunç estetiği yaptırmış mıydı?

Bu Mickey Rourke surat onun olabilir miydi?

Weeknd konuyla
ilgili hiç yorum yapmadı ama benim de tezim Marie Claire’in uluslararası sitesindeki editörlerin yazdığı gibi:

Hayır, bu görüntü protez. Gerçek değil.

Nitekim şubattaki Superbowl’da konser verecek Weeknd.

Superbowl tanıtım filminde normal yüzüyle görünüyor.