Paylaş
Birbirinin tekrarı hayatlar/insanlar/şarkılar/hatta aşklar...
Size de bazen oluyordur. Tüm bu kısırdöngüyü artık görmeye/duymaya dayanamadığınız anda ilham verici her türlü şeye aşerme hali. Tünelin sonunda görünen ışık filan gibi...
O zaman açıklıyorum: Netflix’in 5 Haziran’da ilk sezonunu yayınladığı yeni dizisi Sense8, benim son günlerdeki ışığım.
İtiraf ediyorum: Matrix’in yaratıcıları Andy ve Lana Wachowski’nin elinden çıkan bir iş olduğunu bilmesem belki de izlemek için bu kadar hevesli olmazdım.
GAY ÇİFTLER DE VAR
Peki ne anlatıyor Sense8? Dünya üzerindeki sekiz farklı şehirden sekiz farklı insanın, beklenmedik bir şekilde duygusal ve zihinsel olarak birbiriyle bağlantılı olmalarını keşfedişlerini anlatıyor.
Ve adım adım bunun nedenlerini...
Evet, dizinin gizemli/bilimkurgu bir yanı var.
Evet, ilk başta Touch’ı ya da benzer konuları işlemiş diğer yapımları anımsatıyormuş gibi görünüyor.
Ama hayır, Sense8 alt metninde yeni dünyayı ve yeni insanı, kısacası geleceği öyle ustaca tasvir ediyor ki, etkilenmemek mümkün değil.
Sense8 özetle diyor ki:
* Artık sadece kendi şehrindeki/mahallendeki güvenli ve konforlu cemaatinle yetinemezsin. Bu şekilde ilerleyemezsin, tıkanırsın.
Farklı kültürlerle her an etkileşim halinde olman gerek. Sadece turistik seyahatler de yetmez.
Bunun üzerine kafa yoran, vakit harcayan yeni dünyanın şekillenmesinde rol oynar.
* Tek tip bir cinselliği unut. Yargılarla/kurallarla bir yere varamazsın.
* Kendini olduğundan başkası gibi gösterme, kendine acı çektirme, rahatla... Nitekim, Nomi adlı karakterin ağzından bu konuyla ilgili nefis bir öğüt var: “Gerçek şiddet, gerçekte kim olduğumuzdan korktuğumuz zaman kendimize yaptığımız şiddettir.”
* Duygularını bırak. Zihninle değil, kalbinle karar ver. “Bu olur mu? Nasıl yaparım ki?” deme.
Kararsızlıklarla vaktini öldürme. Dizinin karakterlerinden birinin dediği gibi, “İmkansız, bir öpücük uzaklıkta”.
DİZİYE DAİR DİĞER BAŞKA ŞEYLER
* Dizideki eşcinsel iki çiftin aşk sahneleri de çok konuşuluyor.
Aslında Sense8 bu konuda eşitlikçi.
Gay çiftler de var dizide, heterolar da...
Sense 8 sadece şu ayrımı yapıyor ama: Hetero çiftleri biraz daha yalnız ve arayışta gösteriyor. Gay çiftleri ise daha tutkulu ve kendi içinde mutlu.
* Nomi karakterini oynayan Jamie Clayton, trans kadın oyuncu. Dizinin en dikkat çeken karakterlerinden biri ve şu sıra çok gözde.
* Dizinin ilerleyen bölümlerinde efsane iki sahne var. Biri, tüm karakterlerin zihinlerinde hissettiği toplu sevişme sahnesi. Diğeri, hepsinin aynı anda doğduğu sahne. Doğumlar öyle etkileyici ki, kalakalıyorsun.
* Lost’ta ne olurdu? Bir bölüm sadece bir karaktere ayrılır, onun başına gelenler anlatılırdı. Sense8 bu anlamda da tabu kırıcı. Tüm karakterler aynı bölümde peş peşe var. Üstelik bazen geçmişleri de veriliyor. Bu da akışı daha renkli kılıyor.
* Sense8 farklı kültürleri ve şehirleri James Bond filmlerindeki gibi sadece fon olsun diye kullanmıyor. Basbayağı oradaki hayatın içine sokuyor insanı.
* Dizideki karakterlerden birinin lafıyla bu yazıyı kapatayım, yoksa daha çoook yazarım:
Hepimiz kalplerimizin cesaretiyle ölçülürüz.
Şimdi konuşulan: Mitte ve şifreli kulübü
Aylar önce Lucca’dan ayrılan Turgay Yıldız, ortağıyla birlikte Karaköy’de açtığı Mitte’de yakın dostları için bir parti verdi.
Henüz inşaatı devam eden mekanda cuma gecesi yapılan partiden sonra şunu rahatça söylemem mümkün: Burası kışın popüler mekanı olur.
Çünkü Mitte’nin bir de alt katı var.
Bir tür, La Boom’un Gizli Kalsın’ı hesabı.
Bir adet gizli kulüp.
Oraya şifreyle girilebilecek.
Şifreli kanal filan gibi. ..
Olay basit: Telefonuna gelen şifreyi kapıdaki sisteme tuşlayacaksın ve hooop gizli kulübün içine girmiş olacaksın.
“Rezervasyonunuz var mı?” diyen gıcık güvenlikle ya da “İçerde biri vardı, bakıp çıkacaktım” yalanıyla uğraşılmamış olunacak böylece.
Bu kış bu şifreli sistem çok konuşulur söyleyeyim.
NOT: Mitte ve şifreli alt kat kulübü bayram sonrası tam anlamıyla açılıyor.
Paylaş