Paylaş
Sosyalleşmemek iyi gelmişti.
İlerleyen günlerde, nisan ortası filan, bu kez evle aşırı ilgilenmeye başlamıştım.
Her detay gözüme çarpmıştı.
Mesela haftada iki-üç kez evin şeklini değiştirmek sıradan bir hobim haline gelmişti.
Sonra yaz geldi, açıldık saçıldık.
Evle ilişkim az da olsa normale döndü.
Eskiden nasılsa öyle: Kafeye git, arkadaşlarınla buluş, spor yap ya da şehir dışına çık, gez toz. Eve arada bir uğramaca yani.
Ardından ikinci kapanma dönemi geldi ve yine eve kesin dönüş...
Doğruya doğru, bu kez hiçbir şey ilk kapanma dönemi gibi romantik olmadı.
Ev bastı, baydı.
Bunun üzerine alternatif çözümler, planlar üşüşmeye başladı zihin koridorlarına:
Yeni eve mi çıkılsaydı? Acaba yeni bir heyecan olur muydu?
Ya da şehir dışında bir yerde, hani şu Instagram’da sıkça karşına çıkan o minik, tatlı kabin evlerden birinde yaşansa hoş olmaz mıydı?
Yok yok, karavan daha iyi bir fikir değil miydi?
Daha özgür olunmaz mıydı onunla?
Hayal, plan boldu ama kaçınılmaz sonuç şuydu tabii:
Yaşadığın evin alternatifi yine çeşit çeşit şekillerde bir başka ev oluyordu.
Bu muydu yani?
Sonunda derdimin, dertlerimizin yaşadığımız ev olmadığını anladım.
Derdimiz yeniden sosyal olmaktı.
Sosyal olmak her anlamda:
Dışarı çıkmak, tanıdık ya da tanımadık biriyle iki kelime konuşmak, sonra yola düşmek, yolda kendine dair bilmediğin bir özelliğini keşfetmek, o özelliğini keşfedince biraz daha büyümek, o büyümeyle birlikte etrafına ya da dünyanın hepsine birden başka bir gözle bakmaya başlamak, o yeni bakış açısıyla beraber ahenk içinde dolaşımda olmak.
Tüm bunlar evde yapılmıyor işte.
İstediğin kadar yeni eve taşın, o evden sıkılıp güneyde bir yere taşın, hatta başka bir ülkede başka bir eve kapağı at; sonuç değişmiyor:
Ev, çok da tutunmaman gereken geçici bir sığınak.
Pandemi en çok bunu öğretti.
Bu yıl da böyle mi geçecek
Soru sıkıntılı.
Zaten sorar sormaz herkesin yüzüne bir sıkıntı bulutu çöküyor.
Çünkü yanıtı belirsiz.
Yine de herkes birbirinden “Bu yıl da böyle geçmeyecek değil mi?”nin umudunu arıyor. Umut etmek istiyor.
Ama genelde o umudu karamsar ya da aşırı gerçekçi birileri bozuyor:
“Yok yok, beşinci dalga geliyormuş”.
Sönük kaldı
Bu yılın Super Bowl
şovu The Weeknd’den geldi.
Şovdan aklımda kalan tek şey, The Weeknd’in geçen yıl alametifarikası haline gelmiş bandaj olayıydı.
Yüzleri bandajlı bir dansçı ordusunun sahayı kapladığı anlar ilginçti, ama önceki Super Bowl şovlarının yanında sönük kaldı.
Paylaş