Cuma gecesi Gülben Ergen ve Demet Akalın yeni albümlerinin çıkışı şerefine farklı mekanlarda arka arkaya olmak suretiyle (biri 21.00’da, diğeri 01.00’da) konser verdi.
İki hafta önce yazmıştım, pek yakında iki şarkıcı arasında pop savaşları yaşanacak diye. O gece konserleri aracılığıyla ilk raund yaşandı, bitti (saygısızca?).
Nasıldı konserler derseniz, işte madde madde gördüklerim, buyrunuz...
ÖNCE GÜLBEN...
n Gülben Ergen hayli yüklü bir repertuvar hazırlamış, hem eski hem de yeni şarkıların olduğu.
n Gülben’in yeni şarkılarla giriş yaptığı ilk dakikalar gayet iyiydi. Yürüyen aynanın içinde şarkısını söylemesi filan. Ama sonradan konserin temposu bir indi bir yükseldi. Gülben’in deyimiyle Diji Taşkın (Sabah), bir takım dijital hatalar yaptı. Bir şarkıya aniden girdi, bir başka şarkının ortalarında ise aniden çıkıverdi.
n "Yonca Bahçesi" şarkısında dev bir etek giymiş olarak çıktı karşımıza Gülben Ergen. Buradaki prodüksiyon hakikaten görkemliydi. Gülben’in asansörle inmesi, dev eteğin çıkartılması...
n "Sürpriz" şarkısında ortalık sirke döndü ya da konseri beraber izlediğim arkadaşımın deyişiyle, "Bir Başka Gece" programına. TRT’nin bu meşhur programında eğlence ortaya karışık olurdu ya hani, sahne tam öyleydi Sürpriz şarkısında.
n Türk şarkıcılarında dansçıyla iletişim kurmak sıfır. O gece bir kez daha gördük ki, Gülben’in arkasındaki dansçılar da dekor olmaktan öteye gidemedi.
n Sahnedeki yürüyen bant iyi fikirdi, ama tabii ki orijinal değildi. Madonna’nın 2004’teki Re-Invention turnesinden apart bir fikirdi bu.
n Seyirci yelpazesi genişti, 60 yaşındaki teyzeler de vardı 10 yaşındaki kız çocukları da.
n İkinci kıyafet hariç (minili olan) diğer kıyafetleri kötüydü Gülben’in. Hele ilk çıktığında giydiği jean pantolon üzeri pırıltılı ağ (başka nasıl söylenebilir ki?) hantal gösteriyordu Gülben’i.
n Ayrıca tüm kıyafetlerde Ajda Pekkan gibi olma hali gözümüzden kaçmadı. Miniler, çizmeler, dökümlü kıyafetlerle filan. Gerçi Gülben’in hep çizme giymesi hakkında şöyle bir dedikodu dolaştı etrafta. Meğer bileğinin kalın olmasından hep şikayet edermiş Gülben Hanım, hatta bileğini inceltmek uğruna birkaç tane operasyon bile geçirmiş. Yine de memnun olmadığı için bileğini gizliyormuş hep.
ŞİMDİ DEMET...
n Konser vermek yerine sadece yeni albümdeki hızlı şarkılarını söyledi Demet Akalın. Tabii playback. Ama Discorium’daki kalabalığın buna pek takıldığı yoktu. Zaman zaman içerdeki bin kişilik kıyamet kalabalığın gürültüsünden şarkıları duyamadık bile.
n Mekan içinde boydan boya kurulan podyum ve lazer oyunları gözalıcıydı.
n Demet de dansçılarıyla pek dans etmedi. Tamam, minisi maksimum düzeydeki elbisesi dolayısıyla buna imkan yoktu ama ikinci bir kıyafet değiştirip tekrar sahne almasını beklerdik.
n Discorium’daki o 45 dakika boyunca bir paket sigara içmiş kadar oldum. Dumanaltıydı içerisi.
n Gülben’in aksine Demet’in kitlesi daha netti. 18-25 arası üniversite gençliği. Hatta insan bunca cıbırın arasında karta kaçtığını bile hissedebilir. Fena bir durum.
n Radyocuların çoğu Demet’in konserindeydi. Malum, Gülben’in şarkılarını çalmama gibi bir hadise kopmuştu radyo camiasında. Şimdi çalıyorlar galiba, bilmiyorum. Ama görünen o ki radyocular hálá küs Gülben’e. İkisine de birden gitmek yerine, sadece birine gelmeyi tercih etmişler.
n Demet’in aynalı kıyafeti ve 70’ler saçı, yaratmaya çalıştığı disko kraliçesi havasına uygundu. Ama işte insan daha fazlasını bekliyor. Madem öyle, biraz daha atraksiyon eklenip gece unutulmaz kılınabilirdi.