Depremin olduğu günün ilk gecesinde Twitter’da fikri ortaya attılar.
Ve ertesi gün hızla organize olup konser duyurusunu yaptılar. Rock’çılardan bahsediyorum. Ülkenin neredeyse tüm rock şarkıcı ve grupları bu pazar saat 11.00 itibariyle Maçka’daki Küçükçiftlik Parkı’nda toplanacak. Ve o günkü konserin tüm gelirini Van’daki depremzedeler için bağışlayacaklar. Konserde Aylin Aslım, Pamela, Emre Aydın, Özge Fışkın, Şebnem Ferah da var. Gece Yolcuları, Model, Duman, Redd ve Gripin de... Hepsine bravo! Çünkü hiçbiri “o varsa ben yokum”u düşünmedi. Kapris yapmadı. Mazeret öne sürmedi. Ücret talep etmedi. Anında organize oldu. Bu çok güzel bir şey işte. Aynı organize ruh halini insan pop şarkıcılarından da bekliyor. Onlar da bir araya gelsin, bir yardım konseri yapsın diye içinden geçiriyor. Çünkü böyle yardım konserleri hem insanlara moral verir hem de doğrudan gelir sağlar. Ama nerede o örgütlenme pop dünyasında? Ancak herkes bireysel hareket etmekle meşgul.
Sosyal medya bu: Sarar da sarsar da!
Van depremi olur olmaz enkaz altında kalan üç kişinin konumları Twitter’dan duyuruldu. Bu bilgiler AKUT’un çok işine yaradı, Twitter’da verilen bilgiler sayesinde hayatlar kurtuldu. Aynı şekilde Van’a yardım toplamak isteyenler sosyal medyada hızla organize oldu. Markalar ve kuruluşların daha hızlı harekete geçmesine neden oldular. Mesela deprem bölgesindeki su ihtiyacı için su markaları göreve çağrıldı. Bir süre sonra Saka, Sırma gibi markaların TIR’larının yola çıktığını öğrendik. Belki bazı markalar da bu durumdan faydalanmak istedi. “Biz de yardım ediyoruz”un yanı sıra kendi reklamlarını da yapmak istedi. Ama olsun, bunda o kadar kötü bir şey yok. Önemli olan markaları harekete geçirmekti. Bu da başarıldı. Tüm bunlar şahaneydi, ama sosyal medyanın bir de karanlık yüzü vardı. Terör olaylarıyla depremi ilişkilendirip “oh olsun, üzülmedim” diyenler, “ilahi adalet” diye çığlık atanlar, Van’daki Nevruz görüntülerini birbirine yayıp ortalığı provoke edenler, “sadece yıkılan binalara üzüldüm” diyecek kadar vicdanı “bölünmüş” olanlar... İnsanlar perişan haldeyken bu acayip tepkiler de nereden çıktı diye düşünürken televizyonu açıp bakmak yeterliydi aslında. Çünkü aynı anda meşhur bir fönlü TV karakteri deprem bölgesindekilere öfkesini kusuyor, kendisini izleyenleri provoke etmekten kaçınmıyordu.
Şu sıra takıldıklarım
Hani ne tam dinlersin ne tam okursun, sadece takılırsın yüzeyden. İşte şu sıra takıldıklarım... Frederic Beigbeder’in yeni kitabı Bir Fransız Romanı. Ramadan’ın “7/24” adlı şarkısı ve bu şarkısının tarzına kurban olduğum zekice klibi. “Kendi maceranı kendin yarat” sloganıyla dikkatimi çeken “Şahane Hatalar” adlı kitap. Her bölümün sonunda sana bir seçenek sunuluyor. Ona göre yeni bir kader tayin ediyorsun kendine, pardon kitaptaki karaktere. Neyse işte... Hande Yener’in son albümünden, “Bodrum”un kız kardeşi olan eller havaya hiti “Havaalanı” değil, “Keşke” adlı gizli hit şarkısı...