Paylaş
Hasna Ait Boulahcen...
Paris’teki operasyonlar sırasında kendini patlatan kadın. Diğer bir deyişle, Avrupa topraklarının gördüğü ilk kadın intihar bombacısı.
Meğer içkiyi, eğlenceyi çok severmiş!
İngiliz gazetelerinde ‘öteki’ hayatına dair detaylar ve hatta küvette çekilmiş bir fotoğrafı filan yayınlandı.
“Ne alaka?” diyorsun ya da “Nereden nereye?”
İnsanı anlamak mümkün değil.
Madonna...
Stokholm konseri sırasında Paris kurbanları için çok güzel bir konuşma yaptı ve ağladı.
Doğrusu, dünyanın en güçlü duruşuna sahip yılların şov kadınını ağlarken görmek şaşırtıcıydı.
Tamam, yaşanan trajik olaylar sinir de bozar ağlatır da... Ama Madonna bu; sanki hiç ağlamaz, depresyona girmez gibi bir hali var ya her daim.
Belki de yıllarca buna kitleleri alıştırdığı için.
Şimdi ağlamasını görünce, “Aa, ağlayabiliyormuş” oluyorsun.
Kabul, insanın kendini böyle hain düşünürken bulması da pek hoş değil.
Rose McGowan...
Bir dönem Marilyn Manson’ın yavuklusu da olmuş, uzun saçları ve iri gözleriyle 10 yıl öncesinin seksi kadın oyuncusu.
Saçlarını kazıtmış. Tıpkı bizim Şebnem Dönmez gibi. Saçsız haline ithafen de, “Özgürleştim” demiş.
Kadınların dalga dalga yayılmakta olan yeni isyan biçimi saçsızlıkla eğer, erkeklerinki ne olacak?
İmdat! İnsan davranışı üzerine kafa yormak bazen çok yorucu.
Ve Adele...
25 adlı yeni albümünü Spotify ve Apple Music’te yayınlamayacağını açıkladı.
Dünyaca ünlü müzik dergisi Billboard’un tahminine göre bu sayede albümün sadece CD formatı bile 3.6 milyon satış adedine ulaşabilirmiş.
Doğrusu epeydir unuttuğumuz bir şey gidip albüm satın almak, haksız mıyım?
Adele’in bu tavrı yeni dünya tembelliğine sıkı bir darbe.
“O kadar emek verdim, bir zahmet ya indir ya da müzik marketten git al” diyor kadın.
Bir insan bazen çok güçlü bir etki yaratabiliyor, bu çok iyi...
Kısacası, böyle daldan dala sörf yapınca geçen hafta olup bitenlerin bu minik toplamı bile yeterince kafa karıştırıcı.
Bir ara, “Uzaylılar dünyalıları anlamak için benimle bağlantı kuracakmış” diye bir tweet atmıştı Yıldız Tilbe (ya da onun adına açılmış bir hesap).
Çok güzeldi, aklımda kalmış.
Bence uzaylılar epeydir bizi kendi halimize bıraktı.
Boşverdi.
Bu kadar karmaşayla kim uğraşır ki...
‘Karşı pencere’ yemeğinden notlar
Yok, Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı Karşı Pencere’siyle ilgisi yok anlatacağım yemeğin.
Bu yemek, bir sergiyle ilgili.
İstanbul 74’ün yeni sergisi Out of My Window’la...
Gail Albert Halaban’ın bu sergisinin açılışı şerefine İstanbul 74’ün yaratıcısı Demet Müftüoğlu Eşeli bir yemek yapmak istemiş.
Davetlileri sergiye bizzat dahil olan isimler arasından ya da onların yakın dost gruplarından seçmiş.
İşte perşembe gecesi yapılan bu özel yemekten notlar:
İlk merakı giderelim. Yemekte kimler vardı?
Bir çırpıda aklıma gelenler arasında Derin Mermerci-Cem Aydın çifti, Kezban Arca Batıbeki, Ece Sükan, Serdar Gülgün, Ferhan İstanbullu, Tansa Mermerci Ekşioğlu, Nur Fettahoğlu, Özlem Avcıoğlu ve Elif Brav var.
Serginin fikri iyi, herkes bu konuda hemfikirdi. Bayan Gail, seçtiği kişilerin evlerini karşı apartmanın penceresinden çekmiş. Yani bir bakıma onların hayatını röntgenlemiş.
En beğendiğim “karşı pencere röntgeni” fotoğraflarının aktörleri arasında Ayşe Boyner, Tolga Sezgin ve Özlem Avcıoğlu bulunuyordu.
Bir tane fotoğrafın fiyatını sordum, 8 bin 500 euro olduğunu söylediler.
Madem öyle dedim, akıllı (bıdık) telefonumla bu üç ismin evini teker teker çekip korsan bir sergi açarım...
Sanat aşkı böyle bir şey.
Çınar Oskay’ın evini fazla düzenli buldum. Kendisine de söyledim, “Daha çılgın ve dağınık bir ev beklerdim” diye. Meğer fotoğraf çekimi düzenli bir anına denk gelmiş...
Şehir Atlası
CEM MİRAP’IN YENİ PROJESİ
Lucca’dan sonra açtığı ikinci mekanı Cantinery için bile uzun süre bekletmişti sevenlerini Cem Mirap.
Ama anlaşılan üçüncü mekan projesi için çok uzun süre beklemeyecek. Çünkü yer arayışına başlamış.
Cem bu kez Nişantaşı ya da Karaköy düşünüyor.
Bakalım hangi semtte, nasıl bir şey yapacak?
BİR MODERN MEYHANE DAHA
Adı Barbounia. Rixos Pera’nın Chapelle’inin devamında. İlk açıldığında bu mekan Jack Russell’dı, sonra Lübnan restoranı Tahin olarak karşımıza çıktı, şimdi ise Uğur Karabayır devralmış ve modern meyhane Barbounia olmuş. Yoğurta fazla abanmaları hariç mezeleri iyi.
Eski Türkçe poplarla şenlenen eğlenceli ortamı da şimdiden dile düşmüş durumda.
ÇILDIRTAN TAKSİ ŞOFÖRLERİ
Geçenlerde bir taksi şoförü kendi kendine karar verdi ve gideceğim yere daha çoook varken beni bir köşede indiriverdi. Neden mi?
Diğer yola girerse trafikte fazla kalacağı için...
Bu yüzden, “Burada inin” deyip kestirme bir çözüm buldu.
Kısacası taksi şoförleri kendini gerçekten aştı.
Ne desek ne kadar söylensek boş...
Paylaş