Tepede yapayalnız duran o dev blok

Sloganla ilerlemeyi seviyoruz.

Haberin Devamı

Son günlerin revaçtaki sloganlarından biri de yeni Türkiye.
iPhone’un yeni iOS 7 sürümü gibi bir şey mi yeni Türkiye bilmiyorum.
Tepede yapayalnız duran o dev blokAma eski Mardin’in hemen aşağısındaki yeni (beton) Mardin’in tepelerinden birinde tek başına yükselen bu dev beton blok yeni Türkiye simgelerinden biri olsa gerek.
Çünkü yeni Türkiye’de beton blokta oturmak demek statü demek...
Çünkü yeni Türkiye’de beton blokta yaşamak demek şehirlilik demek...
Neyse ki bu fotoğrafı çektiğim sırada içinde olduğum taksinin genç şoförü öyle düşünmüyordu:
“Abi Mardin’in aşağısı artık İstanbul gibi. Ben yukarıda, eski Mardin’de oturuyorum, orası daha güzel daha huzurlu.”
“Ne güzel” diyebildim sadece. Tepedeki çirkin beton blok çoktan uzaklarda kalmışken...

Haberin Devamı

Biraz müzik…

BENİ HASRETE ALIŞTIR Fuat Güner’in “Dinleyene Aşk Olsun” albümünün çıkış şarkısı.
Güner’in şarkıları, sesi hep yolda giderken dinlenirmiş gibi geliyor bana. Bu şarkı da aynı şeyi hissettirdi.
Beni Hasrete Alıştır tam yol şarkısı.
Dön başa, tekrar tekrar dinle. Bağımlılık yapıyor.
Şarkının klibi de yerinde durmuyor, sürekli hareket halinde. Güner motosiklet de kullanıyor uçak da...
Bir ara klip uçak simülatörü gibi ilerliyor, sanki uçağı kullanıyormuşsun gibi hissediyorsun.
ALKIŞLAR Erdem Kınay’ın Proje 2 albümünün çıkış şarkısı. Sibel Can söylüyor. Fikir gayet iyi.
Can’ın ağdalı okumasının arkasında Erdem Kınay’ın kop kop dokunuşları sürükleyici.
Sibel Can bu tarz bir-iki çalışma daha yapsa bir tür yerli Natacha Atlas’ımız olur mu? Neden olmasın?
İKİZ KARDEŞLER O Ses Türkiye’nin Karadenizli ikizleri, Cemal-Soysal Dilmaç gerçekten şahaneydiler.
Tıpkı bu yarışmadan çıkmış İrem Derici gibi onların da yolu açık. Yakın zamanda sıkça Dilmaç kardeşleri dinleyeceğiz gibi...

İlk yaz konseri dedikodusu

Britney Spears geliyor. Yani yüksek ihtimal. Ne zaman, neden?
Mayıs 2014’te, İTÜ Stadyumu’nda konser vermeye...
Ama Britney’ciler hemen heyecanlanmayın, henüz tarih belli değil.
Gelişme oldukça yine aktarırım, şimdilik görüşmeler devam ediyor.

Haberin Devamı

Peki ama napıyorsun?

- Naber napıyorsun?
- İyiyim ya sağol...
- Nasıl gidiyor, napıyorsun?
- Valla idare eder...
- Süper, çok iyi görünüyorsun, napıyorsun?
- Sağol ya, öyle işte...
- Çok iyiymiş, ben de bir sürü şey yapıyorum...
- İyiymiş, neyse görüşürüz...
- Ya evet, görüşelim...
Bu diyalog ve benzerlerine sürekli rastlıyor, ister istemez kulak kesiliyorum.
Böyle bir konuşma biçimi türedi çünkü.
Bir yere varmayan, varamayan...
Ayaküstü zoraki muhabbetler.
Zoraki bir samimiyet hali.
“Of” diyorsun, “Ne desem ki şimdi?”
O yüzden sen de o klişe diyaloga kendini kaptırıyorsun.
Ve sürekli “Napıyorsun?” deyip duruyorsun karşıdakine.

Yazarın Tüm Yazıları