Tasarım şehri Valencia ve tasarımı unutan İstanbul

Bir şehri geliştiren en önemli şeylerden biri de yaratıcılığa ve yaratıcı insanlara verdiği önem.

Haberin Devamı

Milano’yu düşünün.

Yıllardır moda ve tasarım denince akla gelen ilk şehir.

Özellikle tasarım haftasında dünyanın her yerinden yüzlerce insan oraya akın ediyor. Yenilikleri görmek, yeni iş birliklerini kaçırmamak için...

Bu aynı zamanda şehirde yaşayanlara da pozitif olarak yarıyor.

Hem şehir canlanıp hareketleniyor hem de tasarımın gücü etrafında birleşmiş uluslararası bir yaratıcı tabakayla beraber şehrin değeri daha da yükselmiş oluyor.

Tasarım şehri Valencia ve tasarımı unutan İstanbul

Hatırlayın, bir dönem İstanbul’da da tasarım haftası (IDW) yapılıyordu.

Üstelik klasik bir fuar alanında değil; şehrin ters köşe bir noktasında, eski Galata Köprüsü’nde gerçekleşiyordu bu etkinlik.

Haberin Devamı

Haliç’in iki kıyısını birbirine bağlayan köprünün üzerinde gerçekleşen IDW’ye Karim Rashid, Massimilliano Fuksas gibi isimler de katılmıştı.

IDW kesinlikle güzel bir girişimdi, keşke sürdürülebilseydi...

Önceki gün Valencia’da gerçekleşen Feria Habitat’ta bunları düşündüm.

Çünkü Valencia sessiz sedasız yeni tasarım şehri olma yolunda.

Geçtiğimiz yıl şehir Dünya Tasarım Örgütü (WDO) tarafından “Dünya Tasarım Başkenti” seçilmiş ve yıl boyu tasarımla ilgili sergiler, konuşmalar, etkinlikler yapılmıştı.

Feria Hábitat da şehrin tasarım konusundaki önemli araçlarından biri.

Mobilya, aydınlatma ve dekorasyon markalarının bir araya geldiği fuarın geçen yılki son edisyonunda 70 ülkeden 48 binin üzerinde profesyonel ziyaretçi ağırlanmış.

Bu yılki rakamların 48 bini çoktan geçeceğini belirtiyorlar.

İstanbul’da bu tür global bir etkinliğin yapıldığını düşünsenize, ne şahane olurdu!

İşin ekonomik boyutunun yanı sıra şehrin ihtiyacı olan kaliteli profesyonelleri de ağırlamış olurduk.

RAMON ESTEVE İLE BİR ARADA

Fuar sırasında tanıştığım insanlara “İstanbul’da yaşıyorum” deyince, hepsinin gözlerinde bir parlama oluşuyordu.

Hepsi İstanbul’da bir ya da birçok kez bulunmuş.

İstanbul sevenlerden biri de ünlü tasarımcı Ramon Esteve.

Haberin Devamı

Fuar sırasında yeni kitabı “This is Not a House”u da yayımlayan Esteve’nin birçok şapkası var: Mimar, tasarımcı ve akademisyen.

Nitekim Esteve mimarlık ve tasarımın birbirini tamamlayıp zenginleştirdiğine inanıyor. Mükemmelliğin basit şeylerde olduğunu düşünüyor.

Üstelik kendisi dünyanın en etkili 100 tasarımcısından biri (Forbes, 2018).

Esteve ile dış mekân mobilyaları üreten İspanyol markası Vondom’un partisinde tanışıyoruz. Vondom’un fabrika alanına inşa ettiği dev jeodezik kubbenin içindeki parti tüm hızıyla sürerken biz bir yandan tasarım üzerine konuşmaya devam ediyoruz.

Esteve, yaratıcılığı şöyle tanımlıyor: Hayal etmenin, çözmenin ve şaşırtmanın bir sonucu...

Haberin Devamı

İlham kaynaklarını sorduğumda ise yanıtı şöyle oluyor:

“Belirli bir anda dikkatimi çeken, beni düşündüren ve yeni bir teklif üzerinde düşünmemi sağlayan her şey!”

Sonra durup ekliyor, “Bir de sanat tabii”.

Esteve, birçok markanın yanı sıra Vondom için de koleksiyonlar üretiyor.

Marka için tasarladığı koleksiyonlardan dördünü tanımlamasını istiyorum Esteve’den.

“The Factory endüstriyel, Frame hafif, Pixel çok yönlü ve modüler, Faz ise kültürel. Ama hepsi zamansız ve her mekâna entegre olabilir” diyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları