Paylaş
Nereye gittiği pek merak konusu olmadı ama o ses ve mimikler kısa sürede dile düştü.
Şahan Gökbakar’ın onu ti’ye aldığı video mesela bu dile düşmenin en tatlı zirvesiydi.
İzlemediyseniz, mutlaka bulun izleyin...
Benim ve tüm insanlığın şu an çok merak ettiği soru elbette şu:
Tarkan evde eşiyle böyle mi konuşuyor?
Ya da telefonda ona, “Bu akşam eve neden gelmiyorum acaba?” deyip videodaki gibi tatlı, şehvetengiz gülücük mü saçıyor?
Meraklar sonsuz, Tarkan’ın sesi çılgın bir ilham kaynağı...
Algıda seçicilik: Stil palto mu o kitap mı
Eski Sex And The City insanı Sarah Jessica Parker’ın hayli şık New York sokak stiline eşlik eden kitap Selahattin Demirtaş’ın Seher adlı öykü kitabının İngilizce versiyonu çıkınca akla gelen 5 fantastik düşünce ne olabilir? Sıralıyorum...
1. İlerleyen zamanların birinde, mesela Diyarbakır’da, bir adet SJP-Demirtaş zirvesi yaşanır mı?
2. O zirvede SJP’yi, bir Vogue röportajında “yediğim en tuhaf yiyecek” olarak tanımladığı kokoreç yerken görür müyüz?
3. Hatta o zirveye tüm eski Sex And The City kızları eşlik eder mi?
4. Metin Hara, “Neden benim kitabımı elinde taşımıyor SJP?” diye düşünüp kahrolmuş mudur?
5. SJP’nin elindeki kitaptan çok ilk etapta paltosuna, ayakkabısına ve gözlüğüne hayran hayran bakakalmış kaç kişiyiz acaba?
İki günde 900 kişinin gezdiği o sergi
Mecidiyeköy’deki Fairmont Quasar’ın içindeki eski likör fabrikasında birkaç gün önce şehrin en iyi sergilerinden biri açıldı, mutlaka görmeniz lazım.
Normalde abartmayı sevmem, ama bu sergi ve sergi alanı iri kelimeleri gayet hak ediyor.
En başta fabrika alanının kendisi sanat eseri gibi.
Özellikle ortada, Daniel Firman’ın koca fil heykelinin tavandan sarkıtıldığı merdivenli alan görsel olarak müthiş.
Fantastik bir filmin içindeymiş gibi hissediyorsunuz.
Refik Anadol’un uzun süre bakınca hipnotize eden “Boğaziçi” adlı dijital işinin bulunduğu alana girdikten sonra ise bu fantastik film ambiyansı tam anlamıyla zirve yapıyor.
Tony Matelli’nin işleri ve Youssef Nabil’in Salma Hayek’li nefis bir videosunun da yer aldığı sergide toplam 10 sanatçı var.
Bu arada Pilevneli Galeri’nin düzenlediği sergiyi sadece iki günde 900 kişi gezmiş.
Bu da sanat dünyası için gayet şık bir rekor!
70. yıl şarkısı kaydında neler yaşandı
Bir hafta önce Yalın’ın Levent’teki stüdyosunda toplanan sürpriz bir ekip vardı:
Genel Yayın Yönetmenimiz Vahap Munyar, Doğan Hızlan, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Ahmet Hakan, Nuran Çakmakçı ve ben.
Bu ekip stüdyoda ne mi yaptı? Sırayla kayda girip şarkı söyledi!
Yalın’ın Hürriyet’in 70. yılına özel bestelediği şarkıyı...
İlk kez Marka Konferansı’ndaki Hürriyet oturumunda gün yüzüne çıkan şarkının kayıt aşamasında neler olup bittiğine gelince...
İşte o günün ‘magazini’.
FİKRİ ORTAYA O ATTI
Sedat Ergin günün organizatörüydü. Şarkının nasıl seslendirileceğine dair kafalar karışıkken, “Şarkının her dizesini bir başkası söylesin” fikrini ortaya attı ve heyecanla uygulamaya geçti.
İÇİNDEN DOĞAN CANKU ÇIKTI
Ertuğrul Özkök söyleyeceği dizeye daha ilk saniyede talip oldu: “Sen başka, ben başka, o başka”. Yalın onun kaydını aldıktan sonra şöyle dedi:
“Ertuğrul Bey’in içinden bir Doğan Canku çıktı, sese bakar mısınız?”
EN HIZLI BİTİREN...
Doğan Hızlan “En dalgalı denizlerden geçtik” dizesini stüdyoda seslendirirken tüm ekip onun kararlı sesinden etkilendi, ilham aldı. Doğan Bey kayıt stüdyosundaki işini en hızlı şekilde bitirenlerden biri oldu böylece.
EN TİTİZ
Sedat Ergin kendi seslendireceği dizeyi seslendirirken (“Rengimiz 70 yıla meydan okudu”) aşırı titizdi. Söylediğini beğenmeyip defalarca kayıt aldırdı. Daha sonra stüdyoda Yalın’ın gitarlarıyla vakit geçirdi.
EN TEREDDÜT EDEN...
Ahmet Hakan önce “Söyleyebilir miyim?” diye tereddüt etti ama nakarat kısmı toplu halde söylenirken görüldü ki o mahcup halini çoktan geride bırakmış.
EKİP RUHU
Vahap Munyar, Nuran Çakmakçı ve ben nakarat kısmı için kayda girdiğimizde Vahap Bey, “Size güveniyorum arkadaşlar, ben hiç söylemesem?” dedi ama Yalın’la beraber onu yüreklendirdik, ikna ettik ve gayet güzel söyledi.
“BACK VOKAL YALINCIM?”
Naçizane bir adet albümüm de olduğundan ekipte stüdyo deneyimi en çok olan bendim. Bir ara coştum, “Yalın şuralara back vokal filan yapsak mı?” diye...
Paylaş