Şu günlerde sosyal hayatta…

EN ÇOK SOSYALLEŞİRKEN gördüğüm futbolcu İbrahim Toraman.
EN AZ “Bu akşam mutlaka gidip eğlenelim” denilen mekân Case by Ciroc.
EN KONUŞULAN doğum günü Ayşe Boyner’in Nişantaşı Den Cafe’de çarşamba akşamı yaptığı erken parti. Boyner kendi partisinde DJ’liği de üstlenmişti.
EN ÇOK MERAK EDİLEN Tepebaşı Bird’ün işletmecileri Aliye Turagay ve Joost Rooijmans’ın yeni projesi Flamingo. Ceylan InterContinental Oteli’nin altında açılacak Flamingo’nun sürpriziyse Şile’deki meşhur Lavanda Oteli’nin genç şefi Emre Şen’in yemeklerden sorumlu olması. Bu sürpriz daha açılmadan Flamingo’yu dile düşürmüş durumda. Çünkü Emre Şen’in Lavanda’da yaptığı yemeklerin hayranı çok fazla.
EN YENİ KEŞİF
Nişantaşı’ndaki Bay Edii. Evet, restoranın adı bu. Ve Nişantaşı için bir ilk. Çünkü burası semtin tek balık restoranı. Küçücük bir yer. Beş, bilemedin altı masası filan var. Bu yüzden ortam über samimi. Beş dakika içinde mekân sahibi Bay Edii lakaplı Erdinç Odabaşı ile tanışıp muhabbet etmek mümkün. Kendisi klasik balık restorancıları gibi değil: Dövmeli, piercing’li biri. Aslında kuaförmüş. Kafaya restoran açmayı koymuş ve sonunda başarmış. Sonuç: Kesinlikle olmuş!
EN SOLO TAKILAN Romalı Perihan. Hafta içi Lucca duvarlarının konuğu İngiliz illüstratör David Bray’di. Salı gecesi Bray onuruna bir yemek verildi. Gecede dikkat çekense Romalı Perihan’dı. Bir köşede tek başına gayet cool yemek yiyordu sosyalleşen kalabalığa inat.

Büyüyünce James Franco olmak lazım

- Çünkü adam ne çemberin içinde ne de tam dışında: Disney’in gösterime giren ‘Muhteşem ve Kudretli Oz’ adlı aile filminde başrolü de üstleniyor. ‘Interior.Leather Bar’ gibi pornografik sahnelere sahip bir gay filminin yönetmenleri arasında yerini de alabiliyor.
- Sistemle ilgili bir derdi var. Bunu en güzel ‘Interior Leather Bar’ filminde dile getiriyor: “Toplum tarafından bize normal olarak aktarılanlar neden normal sayılıyor ki?”
- Sadece oyunculuk yapıp malikânesinde para saymıyor. Doktora yapıyor, sergi açıyor (Bakınız: The Dangerous Book for Boys).

Tez elden yazılası o tez!

Adana’da bir üniversite aradığı akademisyenin profilini verdiği gazete ilanıyla şöyle çizmiş: “Sırt çantalı turistlerin seyahat motivasyonları konusunda doktorası bulunsun!”
Meğer memlekette bir kişi bu konu üzerine üşenmeyip tez yazmış. Tezin vardığı sonucu ve yazan kişiyi bünye merak ededursun, sırt çantalıların motivasyonuna dair dimağıma pıt pıt düşen maddeleri sıralamak isterim. Pazar tezi niyetine:
- SÜRÜNME: Bir gün orada bir gün başka yerdesin. Öyle konforlu otellerde konaklamıyorsun. Hostelde ya da çadırda kalıyorsun. Gittiğin yerde kaliteli yiyip, içtiğin söylenemez. Sürünme ruh haliyle tetiklenmen, bundan zevk alman şart.
- SEVİŞME: Sırt çantasıyla dünyayı dolaşan kişi sistemin içindekilere “Ay bitli bunlar” gibi görünse de özgürlükleri/özgünlükleri çekicidir. Bu çekicilik kısa zamanda kolay seks olanaklarına davetiye çıkarır. Bir sırt çantalı dünyayı gezerken bu motivasyonu da eksik etmez.
- BAĞLANMAMA: Dün gece konuştuğun kadın ya da erkek bugün hayatında yok. İki ay önceki büyük aşk yanında değil. İşte sırt çantalı turisti yollara düşüren, ‘bağlanmama motivasyonu!’
- SIFIR AİDİYET: Sürekli başka şehirler, başka gelenekler... Gerçi her yerde aynılığı hissettiren McDonald’s, Starbucks var ama işte kendini partiler üstü hisseder gibi bir ‘vatansızlık’ haline sahip olmak: En baş köşe motivasyon bu olsa gerek.

Düşenler

ALİ SÜRMELİ: Yumurtalı protestosuna sunduğu entel gerekçenin inandırıcı bulunmaması ve yarım ağız özür dilemesi nedeniyle…
ERKAN ÖZERMAN: Ünlü olmalarına vesile olduğu ex Best Model gençleri hakkında “Ben olmasaydım, bir şey olmazlardı” tadında röportaj vermeye doyamadığı için…

Yükselenler

NİHAT DOĞAN:Chavez konusundaki samimi çıkışı ve Mustafa Sarıgül’e attığı “Benden önce o cenazeye gider mi?” taşı nedeniyle…
ÖZLEM TEKİN: Yeni şarkısı Kargalar’da bir kadın vokalin söyleyeceği en sert sözleri vahşice şakıyabildiği için:
 “Seni bugün öldürsem mi? Cesedine tükürsem mi?”