Paylaş
Şimdi, sosyal hayat okyanusundaki herkesin merakla beklediği o geceden izlenimlere buyrun:
*Aslında parti erken saatlerde kulübün arka bahçesindeki restoranı Cecconi’s’te başladı denilebilir.
Çünkü mekandaki tüm masalar doluydu ve yemeklerini bitirenlerin çoğu bir süre sonra kulübe geçti.
*Lakin kulübe geçmek öyle kolay olmadı. Çünkü kapıda kuyruk vardı! Malum biz kuyrukta beklemeye çok alışkın değiliz.
Yurtdışında sıra beklenir, ama Türkiye’de olunca kapris yapılır.
Bu yüzden olsa gerek, bir süre sonra kulübün yan kapıları da giriş için açıldı, kuyruk bir süre sonra azaldı.
*Peki içeride neler vardı? Her katta ayrı bir eğlence (kimisinde caz, kimisinde pop) ve ayrı telden çalan bir kalabalık söz konusuydu.
Mandolin’in konuşlandığı terasta ünlüler ve 35-50 yaş arasındakiler vardı. Mesela Meltem Cumbul, Ömer Karacan ve ülkenin en popüler “sosyal çift”i Cem Yılmaz-Ozan Güven oradaydı.
Ozan ayaküstü şunu anlattı:
“Geçenlerde bir üniversiteye konuşmaya gittim.
‘Cem Abi nerede?’ diye sordular. Ben de ‘Evde, uyuyor’ diye yanıt verdim. Millet hakikaten alıştı bizi yan yana görmeye...”
*Mandolin’e giriş kısmında sırat köprüsünü anımsatan dar bir yol var.
Bir ara orası öyle kalabalık oldu ki, birileri her an aşağı düşebilir diye ürktüm.
*Gecede en çok konuşulan iki şey şuydu:
Aralarda gördüğümüz kokoş insanlar gerçekten üye mi?
Madem bu kadar kalabalık olacağı öngörülüyordu, servisin aksamaması için neden bir şey yapılmadı?
*Türk işi şeyler de olmadı değil gecede.
Misal: Bir işadamı kalabalığın arasından geçebilmek için korumasının yardımına ihtiyaç duydu ve hepimiz kibarca sağa sola ötelendik. Böyle şeylere hiç gerek yok.
Çünkü orası Şamdan ya da benzeri bir kulüp değil.
*İkinci katta sanki Soho House’un daha genç üyeleri vardı.
En çok da onlar eğleniyordu. Aynı katta erken saatlerde Emel Kurhan’ın çaldığı müzikler de şahaneydi.
Korkma, arkanda kadın var
Metrobüsü sıkça kullanan bir kadın arkadaşım anlattı:
“Trafik nedeniyle çok rahat ediyorum.
Ama fark ettim ki metrobüse bineceğim günlerde ne giyeceğime dikkat ediyorum. Daha kapalı şeyleri tercih ediyorum.
Bazen öyle tıklım tıklım oluyor ki, inanılmaz.
Mesela geçenlerde yine öyle bir günde bindim.
Hemen arkamda da bir kız öğrenci var.
Kızın dört yanı neredeyse erkek dolu.
Bir ara kız tedirgin oldu, arkasını döndü ürkerek...
Arkasında kadın yolcu vardı, şefkatle şöyle dedi:
“Korkma kızım, arkanda kadın var, merak etme...
O an kadın dayanışmasına şapka çıkardım ama metrobüsteki erkeklerden biri olsaydım yerin dibine geçebilirdim doğrusu.”
Azealia Banks skandalı ParkFest’i etkiler mi
Bu pazar yılın ilk açıkhava festivali var: ParkFest.
Peki bu festivalin kadrosunda kimler var?
Mesela Riff Cohen.
Dans Mon Quartier şarkısını Simge “Miş Miş” olarak söyleyince daha geniş kitlelerce tanınmış oldu Riff Cohen.
İlgi göreceğine şüphe yok.
Ama asıl merakla beklenen Azealia Banks’ti.
Lakin Banks’in Zayn Malik hakkında attığı ırkçı ve homofobik tweet’ler tüm bu merakın tadını tuzunu kaçırdı.
Öyle ki temmuzda İngiltere’de düzenlenecek bir festivalin kadrosundan bile bu tweet’leri nedeniyle çıkarıldı Banks.
Peki İstanbul’da ne olur?
Elbette kadrodan çıkmaz. Ama festivale gidenler hiçbir şey olmamış gibi onu dinler mi, göreceğiz...
Paylaş