Paylaş
Çünkü şu anda hepsinde Recep İvedik mevsimi yaşanıyor.
Malum, serinin beşinci filmi bir öncekinin açılış gişesini bile geçti, herkes bunu konuşuyor.
Aslında sinema salonlarına şöyle bir bakınca durum anlaşılıyor.
Çünkü en az altı-yedi salonda birden Recep İvedik boy gösteriyor.
Geriye kalan filmlere ya salon bulunamıyor ya da salon bulunursa dahi iki ya da üç seans gösteriliyor.
Misal: Cinemaximum’un çoğu salonunda Recep İvedik dışında film bulabilmek için seans peşinde koşmak gerekiyor.
O yüzden her Recep İvedik mevsimi geldiğinde sinema salonlarından soğuyor, resmen kaçıyorum.
Recep İvedik filmini sevmediğim ya da ondan nefret ettiğimden değil.
Bu popüler film nedeniyle dağıtımcıların birçok iyi filme yer açmaması, az seans vermesinden dolayı...
Belediyeden gelen
gizemli mesaj
Belediyeler cep telefonlarına durup durup SMS atıyorlar, ona alıştık.
Ama hiç alışmadığım ve çok şaşırdığım bir şey oldu:
İkamet etmediğim bir belediyeden SMS almak!
Şöyle ki: Sancaktepe’de bir yakınımı ziyarete gittim.
Sancaktepe’ye girer girmez telefonuma bir SMS düştü:
“Burası yeni İstanbul. Sancaktepe ilçesine hoş geldiniz.”
Hani yurtdışına gidince otomatik olarak GSM operatörünüz size SMS yollar ya, “X ülkesine hoş geldiniz, buranın konsolosluğunun numarası şudur” filan diye.
Tam o hesap.
Peki bu SMS nasıl geliyor? Sancaktepe’ye girdiğimi GSM operatörüm otomatik olarak bildiriyor mu?
Yoksa orası yeni İstanbul olduğuna göre yeni bir teknoloji mi var? Anlamadım gitti...
Bu da Türk işi Airbnb
Airbnb yazıları üzerine bir okur mail’i geldi.
İsviçre’de yaşayan Anıl Bey, yabancı arkadaşlarıyla beraber geçen yıl İstanbul’da birkaç kez tatil yapmış.
Kalacakları evleri de Airbnb’den kiralamış.
Bundan sonra başlarına gelenler tam Türk usulü. Buyurunuz:
“İstanbul’daki Airbnb ilanlarının çoğu İngilizce yazılmış, fotoğraflar da gayet merak uyandırıcı. Ancak birkaç ilan sonra aynı fotoğrafları tekrar görüyorsunuz ve anlıyorsunuz ki o ev aslında yok, sadece fotoğraflar var!
Diyelim ki fark etmediniz ve rezervasyon yaptınız.
Ev sahibiyle konuşup Galata’ya vardınız. Ev sahibi gayet kibar ve ilgili bir şekilde size ‘Evde bir sorun çıktı, acil tadilat yapmamız gerekti, çok üzgünüm ama merak etmeyin sizi mağdur etmem, size yakında başka bir ev ayarladım’ diyor.
Tabii ki şehri pek bilmeyen bir turist olarak kabul ediyorsunuz. Ama karşılığında size küçücük, eski, bodrum kat bir ev gösteriliyor. O kibar ev sahibi kabalaşmaya ve beğenmiyorsan otele git demeye başlıyor.
Maalesef sizin de o an ya kabul etmek ya da lanet olsun deyip verdiğiniz paradan vazgeçmeniz gerekiyor...
Dünyanın birçok yerinde Airbnb’lerde kaldım, fakat hiçbirinde kendi ülkemde, kendi vatandaşlarımla uğraşırken çektiğim sıkıntıları yaşamadım.”
(Anıl Y.)
Referandum şarkısı gibi:
Ne olacak?
Günlerdir dilimden düşmüyor.
Habire, “Ya sonra, ne olacak?” deyip duruyorum.
DJ Funky C ve Ogün Dalka’nın ortak çalışması “Ne Olacak”tan bahsediyorum.
İlk kez geçen yaz Çeşme’de, Fly Inn’de dinlemiş ve çok sevmiştim bu şarkıyı. Nihayet şimdi dijital platformlarda da yayınlandı “Ne Olacak”.
Tam referandum sonrasına uygun bir şarkı bence.
Öyle dinleyince daha da sarıyor insanı: Hakikaten, 16 Nisan sonrası ne olacak?
Paylaş