Paylaş
Düşünün, yeni bir aşka yelken açmışsınız.
Geçmiş geçmişte kalmış, bugündesiniz.
Tam böyle çiçeklenip coşmuşken bir de bakmışsınız eski sevgilinizin gündemi nedeniyle mazi girdabının içine çekilmişsiniz.
Sinem Kobal’ın tekrar ve tekrar başına gelen tam da bu.
İbrahim Çelilkkol’la dağ, orman, bayır gezerken de rahat edemedi.
Kenan İmirzalıoğlu’yla Londra’larda gezinirken de ona rahat yok.
Ne kadar dimdik yoluna devam etse de Arda Turan’ın gündemi onu bir şekilde yere yatırıyor iki seksen.
Bunda Arda Turan’ın da suçu yok.
Elbette yeni bir sevgiliyle çıkabilir, elbette yeni bir takıma transfer olup başarıdan başarıya koşabilir.
Ama ah hayranlar, ah her iki tarafın fanatik izleyicileri...
Arda ile Sinem’in münasebeti onların gözünde hâlâ bitmedi, bitemedi.
SHAKIRA’YLA ELTİ OLMAYI KAÇIRMAK!
En son Arda’nın Barcelona’ya transferinden sonra Sinem Kobal üzerinden öyle geyik caps’leri döndü ki sosyal medya tünellerinde.
O da yetmedi, Kobal’ın Instagram’da paylaştığı son fotoğraflara Arda Turan yorumları yazıldı, çizildi.
En sonunda Sinem o fotoğraflardan birini silmiş hatta, artık dayanamayıp.
Ki hakikaten zor bir durum.
Hem kim dayana-
bilir ki?
Üstelik yapılan esprilerin çoğunda bıyık altından bir aşağılama hali varken.
Mesela en fenası şuydu:
“Arda’nın kıymetini bilseydin, şimdi Shakira ile elti olacaktın.”
Peki ya Arda Sinem’in kıymetini bilmediyse?
Kıymet bilmek neden sadece bir tarafın egemenliğine veriliyor ki?
GÖZLER KÖR...
Ayrıca bu topraklardaki en büyük ilişki klişesidir, “Benim kıymetimi bilemedi” cümlesi!
Herkes kendini çok kıymetli görür, ölesiye önemser ve ilişki yürümedi mi karşı tarafa böyle söylenir, “E tabii, kıymet bilmedi, benim gibisini nereden bulacak?”
Bir vazgeçilse şu “benim gibisini zor bulursun” egosundan, bir uyanıp görse herkes (gerçek) aşk bitti mi karşı tarafla ilgili her şeyin önemsiz hale geldiğini...
Bir silkinse...
Ama zor. Gözler kör.
O yüzden Arda daha başarılı ve daha zengin oldukça gladyatör dövüşü seyreden Romalılar gibi Sinem Kobal’a çakmaya devam edecek tribünler bağır çağır:
“Bak gül gibi oğlanı kaçırdın, şimdi rüya gibi hayat sürüyor, derdine yan güzelim” diye diye...
Yunan Adaları’nda Türk aklı
Yunan Adaları’ndan şöyle ekonomik bir magazin havadisi vereyim:
Malum, oralara tatile giden Türkler işletmeler kredi kartı kabul etmiyormuş, ne olur ne olmaz diye yanlarına nakit para alıyor artık.
Doğal, çünkü Yunanlılar için nakit para şu an altın değerinde.
Bu durumu kendi lehine çeviren Türk turistler de oluyormuş.
Gittikleri yerin sahibine, “Her şeyi nakit ödeyeceğiz, indirim yapar mısınız?” diyorlarmış ve çoğu zaman bu teklife yüzde 50’ye varan indirimlerle olumlu geri dönüş alıyorlarmış!
Kısacası: Adalara giden herkes birbirine bu tavsiyeyi veriyor, “İndirim al!” diyor.
“BU ARADA” NOTU:
Üç hafta önce Yunan Gazetesi Elefteros Tipos, 20 sayfalık turizm ekinde Bodrum-Alaçatı’ya 4 sayfa ayırmış. Yani komşu medyası da bizden bahsediyor. İlginç değil mi?
Aldığım en güzel hediye!
nsan aldığı hediyeden bahsetmez; marifetmiş gibi göstermez, ayıptır, hiç hoş değildir, biliyorum.
Ama bu hediye başka.
Bu hediye çok ama çok değerli.
O yüzden bahsedeceğim.
Deniz Seki cezaevinden bana yazdığı mektubun yanına iliştirmiş.
Tam bu yazıyı yazarken elime geçti ve nasıl iyi/nasıl ferahlatıcı geldi, bin kelimeyle anlatsam yetmez.
Kelimeler çaresiz kalır...
Kendi elleriyle tasarlayıp boyadığı bir kitap ayracı yollamış Deniz.
Özenmiş, titizlenmiş.
O kadar sahici ki...
İYİ Kİ VARSIN DENİZ!
Hem mektubunda yazdığı satırlar karşısında duygulandım hem de bu el emeği hediyeye...
İyi ki varsın Deniz.
Ve iyi ki bu sahici duygularla varsın...
İşte Deniz’in mektubu
Onur’um...
Ey kıymetlim...
Senin benim için değerin o kadar derin ki, sahiden çok başka yerin.
Klibimde varlığınla beni onurlandırdığın için sana çok teşekkür ederim.
Bu ufacık hediyemi hatıram olarak kabul et lütfen.
Seni çok seviyorum.
Dalgalı Deniz’den sana selam olsun Onur’um benim.
Insta-magazin: Önce orada boşanılıyor
Yadırgamayın, siz de yapıyorsunuzdur.
İlişkiniz bittiğinde ya da boşanma sürecine girdiğinizde hemen Instagram’a giriyorsunuz ya da Facebook’a.
Onunla olan eski fotoğrafları silmek için...
Ya da evlenince alınan soyadını yok etmek için...
Bade İşçil de öyle yapmış.
Boşanma davası dilekçesini geri çekmişti ama son dakikada öğrendik ki, Instagram’ında eşiyle olan fotoğrafları tarihin tozlu yapraklarına yollamış.
Bunu yapmanın iki anlamı var:
1. Kişisel olarak rahatlamak, yenilendiğini hissetmek...
2. Herkese kararını duyurmak, bu karara destek olunduğunu görmek ve bu şekilde motive olmak...
Paylaş