Paylaş
Soğuk duşa geri dönmek!
Kışın ara vermiştim, şimdi tekrar başladım.
Soğuk duşun faydaları saymakla bitmiyor. Vücut sıcaklığını eski haline döndürmek için dolaşım sistemi ekstra hızlı çalışmaya başlıyor.
Bu da -doktorların söylediğine göre- dokuları yeniliyor.
Dolayısıyla “Ben asla soğuk suyun altına giremem” derken motivasyonunuz şu olsun:
Dokum yenilenecek, dokum yenilenecek!
◊ En sıcak gün daha gelmedi, esas yanıcı gün çarşambaymış. Ama hafta sonu yeterince sıcaktı. Akşamüstü biraz ferahlamak için şehrin en yüksek tepesine çıktım.
The Marmara Oteli’nin çatı katındaki Upperist’e. Orada bile yaprak kımıldamıyordu. Yine de ferahtı, iyi geldi. Bundan sonra teraslı mekânları gezmeye devam... Sırada Frankie ve Sail Loft var.
◊ Sıcakta yanak yanağa öpüşmek yasaklansın. Nemden damlaya damlaya göl olmuş yanaklarla temas etmek pek hoş olmuyor.
Ne senin elinden bir şey gelir ne benim elimden
Eskiden yazın şarkısı diye bir şey vardı.
Demet Akalın’ların, Serdar Ortaç’ların ortalığı kasıp kavurduğu zamanlarda filan.
Şimdi yaz şarkısı diye bir şey yok.
Çünkü herkes, her an ve bazen her ay şarkı çıkarabiliyor.
Ama Sezen Aksu’nun çat diye çıkardığı “Kıra Döke” şarkısı hem yazın hem de içinden geçtiğimiz örtülü çaresizlik döneminin
şarkısı pekala olabilir nakarattaki şu sloganıyla:
“Yan yan derdine, ne senin elinden bir şey gelir, ne benim elimden”
Tuba Büyüküstün ne demek istedi
Tuba Büyüküstün’ün İngilizce konuştuğu ve “understand” kelimesini defalarca kullandığı, özetle bir “anlamaya ihtiyacım var” videosu olan paylaşımını izledikten sonraki teorilerim:
◊ Bu bir dizi repliği. Tuba takipçilerini almış karşısına, prova yapıyor.
◊ Bu bir İngilizce alıştırma tekniği.
◊ Bu bir İngilizce mantra. Malum mantrada aynı kelime defalarca tekrarlanır. Tuba da “understand” rekoru kırmış.
◊ Bu bir “Kimse beni anlamasın, sadece anlam yükleyip dursun” videosu. Sanırım evet, sonuncu teori akla daha yatkın.
Kabataş iskelesi
İstanbul’un bitmeyen inşaatlarından biridir Kabataş İskelesi.
Biraz daha uzasa antik çağlardan kalma bir kalıntı muamelesi pekala görebilir.
Geçtiğimiz günlerde bu inşaatın önünden
geçtim ve deniz siluetini yok ederek yükselmekte olan bir beton blok gördüm.
Deniz manzarasını kapatan bir iskele dünyada ilk olsa gerek.
Korku filmi unsuru olan martılar
Dün martıların sayısının artışıyla ilgili “tehlike” diye anonslanan bir haber vardı.
KTÜ’den Prof. Dr. Sağdan Başkaya o haberlerde şöyle diyor:
“Karadeniz’de savunmasız küçük kuş türleri, sayıları gün geçtikçe artan ve özellikle kıyı şeritlerini istila eden martıların hedefi haline geliyor.”
Bir martı kendisinin yarı boyutunda olan bir kuşu bütün olarak yutabiliyormuş.
Olayın bilimsel yönü tamam, ama martıları korku filmi unsuru gibi sunmak pek olmamış.
Ayrıca: Martıların çığlığı pek çılgın, pek güzeldir.
Paylaş