Şehrin detaylı atlası

SEYİRCİSİ ÇOK AZDI... Çarşamba gecesi Açıkhava’da konser veren ünlü Yunan tenor Mario Frangoulis’i izleyenler -önceki yıllara göre- bu kez çok az sayıdaydı.

Haberin Devamı

Seyirciler sık sık konser tanıtımının yeterli derecede yapılmadığından şikayet ettiler, bir de Frangoulis’le sahnede düet yapan Meyra’nın Ajda Pekkan tavırlarının/danslarının gereksizliğinden...

En çok hoşa giden şey ise Frangoulis’in sahnede ilk kez sirtaki şov yapmasıydı.

CERİLEVİS, DEMET AKALIN’I BEKLETTİ... PuCCa, cerilevis, burusvilis ve Sami Hazinses gibi internet ünlülerinin de yazdığı Kara Dergi (www.karadergi.com) Reasürans Çarşısı içindeki Therapy’de bir parti yaptı.

Partiye neredeyse tüm yazarlar katıldı.

En ilginç olay ise partiye katılmak isteyen Demet Akalın’ın son dakikada çarşının kapısından geri dönmesi oldu!

Meğer Demet, kendisini alması/karşılaması için yazılarını twitter’dan takip edip bayıldığı “cerilevis”e telefon açmış.

Ama “cerilevis” ısrarla ve de acı acı çalan telefonunu gürültüden duymamış, Demet de geri dönüp gitmiş.

KOKTEYLE GEL... ?ehirde bir haftadır filan bir kokteyl çılgınlığı mevcut. Özellikle de Bağdat Caddesi, Cihangir ve Galata’daki belli başlı mekanlarda.

Meğer “Mixmondial” adıyla bir tür kokteyl festivali yapılıyormuş.

Amaç, makul fiyatlara bin bir türlü tattaki kokteyli bohem halkımıza sevdirmek, bünyeleri serinletmek.

Sıraselviler’deki Kiki’de denk geldim ben Mixmondial’e.

Bu kokteyl günleri için İstanbul’a gelen İngiliz bir miksolojist, Birmingham’lı Chris Hoy, pek acayip kokteyller yapıyordu.

“Passionata”sı nefisti, tek geçtim. Sonra da çakırkeyif oldum zaten. 30 Haziran’a kadar sürüyormuş bu kokteyl çılgınlığı, rastgelirseniz demlenin ufaktan, derim.

DELICATE-SSEN’DEKİ CEMAAT... “Buluşma mekanı” denen bir şey var. Hemen hemen aynı dünya görüşüne, yaşam tarzına ve ortak arkadaşlara sahip insanlar kendiliğinden bir mekan belirliyorlar.

Ve bir süre sonra oradan başka bir yere gitmez oluyorlar.

Bakınız Bebek’teki Lucca bir zamanlar öyleydi.

Sonra açıldı saçıldı, “buluşma mekanı” olarak biricikliği pek kalmadı.

Nişantaşı’ndaki Delicatessen ise epeydir böyle bir yer.

Burada hemen hemen her akşam saatlerce oturan arkadaş cemaatleri var. Özellikle de Ankaralı İstanbullular.

Tam aynı şey olmasa da, Papermoon da (daha zengin) arkadaş cemaatleri için vazgeçilmez bir buluşma mekanı. Hâlâ...

CHILAI’NİN GECESİ... Bebek’teki Chilai’nin dışarıdan sıkıcı bir plaza gibi görünmesine, mekan içerisinde çok fazla garson olmasına hâlâ alışılamadı, ama Chilai’nin açıkhava kısmı -Doğuş Cabakçor’un DJ’lik katkısıyla da- bir hayli tuttu. Sushi’leri de öyle.

Kuruçeşme hengamesinden bıkanların buraya akması yakındır.

VE MAZİDE KALAN SONISPHERE... Öyle başından sonuna izlemedim bu toplu rock ayinini geçen yılki gibi.

Çünkü geçen yıl İnönü Stadı gibi bir lüks vardı.

Bu yılki konser mekanı Küçükçiftlik Parkı ise hiç “olmamıştı”. Konser alanına girmek/çıkmak bir dertti. İçki/yiyecek kuyruğu ise ayrı bir dert...

Yazarın Tüm Yazıları