Şehirde en son ne oldu

Bir İstanbul’dan bir de İzmir’den sıcak sıcak “oldu”lara buyurun. Gördüm, denedim, oradaydım ve tabii ki hâlâ enerjim var :)

Haberin Devamı

◊ İSTANBUL’DAN ÇOK ÜNLÜ BİR GECE

Çarşamba gecesi Chicki Boom adlı barda durumum şöyleydi:
Bir yandan Engin Öztürk’le laflıyoruz. Barış Arduç’la beraber ortak olduğu mekan projesi Müştemilat’a dair son gelişmeleri anlatıyor.
Bir yandan Kıvanç Tatlıtuğ karşımda. “Şampiyon” filminin galasından gelmiş, filmi izlerken gözlerinin nasıl dolu dolu olduğundan bahsediyor.
“Mutlaka izle” diyor, “Çok güzel iş çıkartmışlar.”
Kıvanç’ın yanında Çağatay Ulusoy var. Muhafız’ın galasında giydiği smokini çıkarmış, gayet spor ve salaş bir kıyafetle rahatlığın doruğunda.
Çağatay’ın karşısında sevgilisi Duygu Sarışın var.
Duygu’yla enerji üzerine konuşmayı seviyorum.
Yine onca konuşma gürültüsünün/müziğin ortasında derin kuyulara dalıp dalıp çıkıyoruz.
Derken müthiş Londralı enerjisiyle Belçim Bilgin çıkageliyor dans ederek...
Malum, bir süredir Belçim orada yaşıyor ve hemen belli oluyor enerjisinin farklılığı.
Yılmaz Erdoğan’la da selamlaşıyoruz, ama o bana karşı sitemkâr, “Birbirimizi daha ne kadar görmezden gelebiliriz?” diyerek gülüyor.
Oysa ben onu yeni gördüğümü söylüyorum.
Birden yanımda Özge Özpirinçci beliriyor ve şipşak bir hızlılıkta arkamdaki deri koltuğun tepesine oturuveriyor.
Bir süre oradan insanları izliyor. Oradan da kalkıp bu kez merdivenlere gidiyor.
“Gece boyu mekan içinde en hızlı hareket eden kişi” ödülünü oracıkta ona veriyorum. Tabii içimden, onun haberi olmuyor.
Daha bir sürü isim var; Hazal Kaya, Nazlı Çelik, Dilan Çiçek Deniz...
Bir arkadaşımın deyişiyle, “Şu an burada herkes biri.”
İlginç bir şey var: Oyuncular birbirlerinin yanında kendini güvende ve iyi hissediyor.
Bir ekip ruhları var. Aynı durum şarkıcılar arasında yok mesela.

◊ İZMİR’DEN YENİ NESİL HAVADİSLER

An itibariyle bu yazıyı İzmir’in yeni nesil kafe restoranı Umami’den yazıyorum.
Instagram’da keşfettiğim Umami’nin poşe yumurtasını fena halde merak ediyordum, İzmir’e gelmişken denememek olmazdı.
Kars gravyerli, mantarlı, istenirse sucuklu ve dana kaburgalı yapılan poşe yumurtanın hakkını vermişler gerçekten.
Alsancak’taki Umami İzmir’de yükselen yeni bir restoran dalgasının habercisi aslında.
Bu dalganın örneği olan bir restoran daha var: Boho Lokal.
Ona da zamanım kalırsa uğrayacağım.
Peki ya İzmir geceleri?
Sadece Bostanlı’daki modern meyhane Ahh Leyla’ya gittim.
Çünkü çıkışta dediler ki, “Hem perşembe gecesi hem de hava bir anda soğudu, İzmirliler bu gece sokağa çıkmaz.”
Cafe Plaza’ya da uğramadan dosdoğru otele yollandım haliyle.

◊ VE BİR TEKLİF...

Hıncal Uluç “Şehirde en son ne oldu” yazılarından yola çıkarak bir soru sormuş. Yanıtım gayet net: Hayır tabii ki...
Bu vesileyle Hıncal Bey’e -en çok okunan life style’cı olarak- gece gezmesi teklifinde bulunayım: Önce evinize yakın Palms’ta otururuz, oradan Lucca’ya ineriz, bir ara Angie’ye bakarız. Nişantaşı’na uzanıp Must’ta kimler var bakınırız.
Orası kesmezse az ileride Raphael var. Gece sonunda illa Klein, oradan da elektronik müzikseverin yeni mabedi Fırın at the Cemetery yapmadan hayatta bırakmam tabii...

Haberin Devamı

Bu da bir ‘pek yakında’ haberi

Haberin Devamı

Tayfun Topal mekan dünyasını şaşırtmaya devam ediyor.
Nişantaşı’ndaki İtalyan restoranı Galvin’i açalı henüz iki ay olmuştu.
Şimdi de kapanan Şamdan’ın yerinde Gordon Rouge adlı bir kulüp açıyor.
Önümüzdeki cuma açılacak Gordon Rouge, Şamdan kuşağı için sürpriz olacak gibi. Çünkü Şamdan’daki dans pisti aynen korunacakmış.
İç dekorasyon da gayet 80’lere doğru bir zaman tüneliymiş.

Yazarın Tüm Yazıları