Paylaş
Bu bir sürpriz değil.
Ama bu kez epey derin bir ikiye ayrılma olacak gibi.
Çünkü iki taraf da taraftarlarına bilinçli ya da bilinçsiz mesajlar göndermeyi ihmal etmiyor.
Şahan sürekli, “Kitap okumuyorum” diyor mesela.
Her röportajında bunu bir şekilde belirtiyor, hiç sorulmasa da altını çiziyor bu durumun.
Sadece internetten bir şeyler okuduğunu, hatta internetteki en saçma şeye bile göz attığını söylüyor.
Dolayısıyla Şeker Portakalı’yla Fareler ve İnsanlar kitaplarının başına gelenler yüksek ihtimal ne Şahan’ı ne de onu takip edenleri ilgilendiriyor.
Hatta dikkatlerini çekmemiş bile olabilir.
Öte yandan Cem Yılmaz ne yapıyor?
Oğlunun adına ilham veren kişinin Atatürk olduğunu söylüyor ve ayrıca onu çok sevdiğini...
O da taraftarlarına başka türlü bir mesaj veriyor.
Bir bakıma, Şeker Portakalı’yla Fareler ve İnsanlar kitaplarının başına gelenlerden haberdar olup bunu sosyal medyada protesto edenlere “yanınızdayım” demiş oluyor Yılmaz.
Üstü kapalı da olsa...
Kısacası ikilinin nadide yapıtları, gişede bu kez hayli derin bir kutuplaşmaya sahne olacak.
İkisinin de kazançlı çıkacağına elbette kuşku yok.
Ama bu kez gişe rakamlarının çarpışmasından başka anlamlar çıkarılacak.
İkisini de izleyeceğim
Bu arada ne Cem ne de Şahan delisiyim.
İkisine de gidip bakınacağım.
Çünkü:
- Cem Yılmaz’ın gösterisini daha önce hiç izlemedim!
- Şahan Gökbakar’ın da Recep İvedik tarzı dışında ne yaptığını görmek istiyorum.
Plaj Yolu’nda 12 gün
Yeliz, Özcan Deniz’le bir dönem büyük aşk yaşadığını söyleyip eklemiş:
“Plaj yolundaki evden 12 gün dışarı hiç çıkmadık.”
Bir an fanteziledim:
Özcan Deniz, Kim Basinger ve Mickey Rourke’un oynadığı meşhur “9.5 Hafta” gibi bu geçmişte kalmış erotik 12 günü “Plaj Yolu’nda 12 gün” diye filme çeker mi acaba diye...
Bu arada neden 13 filan değil de 12 gün? Ben ona takıldım.
12 günün sonunda ne oldu sevgili Yeliz?
Ayrıca her günün sonunda evin duvarına bir çentik mi attınız?
Soruların sonu yok.
Neyse, filme çekilirse öğreniriz.
Bu trendler ne zaman biter
- Yurtdışına çıkan her kişiye bir değil, en az dört-beş tane iPhone5 ısmarlama alışkanlığı...
- Facebook ve Twitter’ın aksine, Instagram’ın gayet yükselişte olması ve artık her şeyin söz yerine filtreli görsellerle anlatılma hevesi...
- Bir haberi “sosyal medyayı salladı” diye manşetleme fırtınası...
- “Yasaklansın; çünkü iğrençti, eşimle/çocuğumla izleyemedim” şeklindeki koruyucu/herkes adına karar verici aile reisi tavrı/tavernası...
Paylaş